banner564

Sayın Erdoğan’ın ziyareti ve Kıbrıs sorunu

   Kıbrıs sorununun çözümsüz kalmasının ana nedenilerini dünkü yazımda vurgulamıştım...
   Yazımın sonu şöyle bitiyordu:
  “Adanın tümünü onlara vermeyi kabul etsek ve bunun karşılığında Türkiye’nin garantörlüğünün devamı ile siyasi konularda eşitlik istesek bile kabul etmeyecekler...”
   Yine de çözüm isteyen ve bunun her iki toplumun geleceği açısından yararlı olacağını düşünen bir kişi olarak; bazı yeni adımların atılmasından yana olduğumu belirtmek istiyorum...
   Maraş’a karşılık; uluslararası hava yolu şirketlerinin Ercan’a doğrudan uçuş yapmasına yönelik engellerin kaldırılması gibi...
   Rum tarafının yanında yer alan ülkeler, Ercan’a uçak göndermezler...
   Ama, göndermek isteyen ‘tarafsız ülke’ hava yollarının tarifeli veya charter seferlerine engel olunmaktan vazgeçilmesi koşuluyla Maraş pazarlığı yapılabilir...
   Ve bu pazarlık; kapsamlı çözüm için ikinci bir referandum şartına bağlanırsa daha da iyi olur...
   Çözüm için de Annan Planı esas alınmalı, iki tarafın itiraz ettiği bazı noktalarda yeniden düzenlemeler yapılarak, ortak bir çizgide uzlaşılmalıdır...
   Sayın Erdoğan’ın bugün gerçekleştireceği KKTC ziyaretinde Rum tarafına şu mesajın net bir şekilde verilmesinde fayda vardır:
   “Çözüme var mısın, yok musun?..”
   Annan Planı’nı kabul etmiyorsan...
   Kıbrıslı Türklerin güvenlik endişelerini dikkate almıyorsan...
   Maraş’ın, Güzelyurt’un ve daha birçok yerin sana iade edilecek olmasına karşın “Girne’yi de istiyorum” diyorsan, bu çözüm olmaz...
  Neden?..
   Çünkü iki bölgelilik felsefesi bozulur...
   Çözüm; 1977 ve 1979 doruk anlaşmalarında öngörüldüğü şekilde ‘iki bölgeli, iki toplumlu’ olacaksa, Girne’nin Türklerde, Limasol, Larnaka ve Baf’ın da Rumlarda kalması gerekiyor...
   Kıbrıslı Türklerin güneyde bırakmış oldukları mülklerin değerini hiç kimse küçümsemesin...
Bunun tersi de düşünülmelidir
   Baktık gördük ki; Rum tarafı her türlü iyi niyetimize karşılık, iki toplumlu federal bir çözümü istemiyor...
  Çözüme yönelik ikinci bir referandumu da kabul etmiyor...
   O zaman sağduyu sahibi bazı Kıbrıslı Rum meslektaşlarımızın önerisini gündeme getirmeliyiz...
   Yani ayrılığın müzakere edilmesi...
   Bunun için mülklerin takası ve geri kalanın tazminatlarla karşılanması konusu müzakere masasına gelebilir...
    Ve bir uzlaşının sağlanması halinde, ayrılık konusu referanduma götürülebilir...
    Aksi halde, kırk yıl daha bu ülkede Kıbrıs sorununun çözümünü ve işe yaramaz müzakereleri konuşmaya devam ederiz...
Türk tarafı hazırlanmalı
   Dileğimiz Kıbrıslı Rumların; çözümsüzlük durumunda meydana gelebilecek olumsuzlukları göz önüne alarak, doğru yolu bulmaları ve güzel ülkemizi bizimle paylaşmayı kabul etmesidir...
   AB üyesi olmuş bir ülke artık ırkçı politikaları terk etmelidir...
   Kıbrıslı Türklerle birlikte yaşamayı ve işbirliği yapmayı reddeden bir zihniyet, diğer taraftan 200 bini aşkın AB vatandaşının adada yaşamasını engelleyemiyor...
   Ve bu zihniyet; önümüzdeki 15-20 yıl içinde yabancı ikametçi sayısının, yerlilerin üzerine çıkabileceği gerçeğini düşünmüyor...
   Henüz 17 yaşındaki gençlerin iki yıl süreyle silah altında tutulmasından kaynaklanan uyuşturucu patlmasını ve cinsiyet değişimini de görmezden geliyor...
   Birileri onları doğru yola getirmek için çaba harcamalıdır...
   Nasihatla olmuyorsa; KKTC’yi hiç olmazsa ekonomik yönden güçlendirecek projeleri hayata geçirmek suretiyle onlara ‘öcü’ korkusu verilmelidir...
   Sayın Erdoğan’ın Başbakanlık yaptığı yıllarda, Kuzey Kıbrıs’a yönelik mali yardımların artması ve denizden borularla su getirilmesini öngören ‘asrın projesi’nin hayata geçirilmesi zaten en büyük korkulardan biridir...
   Yıllarca “yapılamaz” dediklerini Türkiye yapıyor...
   Kısa bir süre sonra Kıbrıs’ın kuzeyi gerçek anlamda ‘yeşil ada’ olacak...
   Ve bunu yeni adımlar izleyecek...
   Birkaç yıl içinde üniversite sayısında ve buna paralel olarak öğrencilerin sayısında büyük artışlar yaşanacak...
   Böylesi bir durumda Kuzey Kıbrıs’ta işsizlik sorunu da çözülür, emlak fiyatları ise gerçek değerini bulur...
   Kuzeyin ekonomik açıdan güçlenmesi, Rum tarafını çözüme zorlayabilecek en güçlü silahtır...
YORUM EKLE

banner608

banner473