banner564

Sükunet Duası

Olgun insanlar değiştirilmesi mümkün olmayan şeyleri sükunetle kabul eder.
 
Olgun devletler için de aynı şey geçerlidir.
 
Suriye üç bölgeye bölünüyor:
 
*Kuzeyde, Türkiye hududunda Kürtler,
 
*Şam’dan Ak Deniz’e kadar olan bölgede Aleviler,
 
*Güneyde ve doğuda Sünniler hakimiyet kurma yolundadır.
 
Bu gelişme üç ayrı devletin oluşmasına kadar gider mi, yoksa Irak’ta olduğu gibi önce otonom bölgeler mi doğar, bu aşamada söylemek imkansız.
 
Suriye’de savaşan tarafların hiçbiri – Aleviler, Kürtler, Sünniler – ülkenin tamamına hakim olacak güce sahip değil.
 
Her birinin arkasında büyük güçler var.
 
*Kürtleri ABD ve birçok batı ülkesi,  PKK,  ve Kuzey Irak Kürtleri destekliyor.
 
*Esad ve Alevilerin arakasında İran ve Rusya var.
 
*Sünnileri Türkiye, Suudi Arabistan Katar ve kısmen ABD ile yanına aldığı devletler besliyor.
 
Suriye’nin bölünmesine,  hududun güneyinde yaşayan Kürtlerin özerkleşmesine yol açan gelişmelere Erdoğan-Davutoğlu ikilisinin akıl dışı politikalarının büyük katkısı var. Ama yaratılmasına yardım ettikleri durumdan hiç memnun değiller.
 
İki nedenle:
 
*Amerikan hava gücünün desteğiyle YPG (Suriyeli Kürtlerin PKK’sı) 900 kilometre uzunluğundaki Türkiye Suriye hududunun üçte ikisini ele geçirdi. YPG’nin amacı bu bölgeyi daha da genişletmek ve Irak Kürdistan’ın Ak Denize bağlamaktır. Bu gerçekleşirse, bugün Türkiye’den başka çıkış kapısı olmayan Irak Kürdistan’ı rahatlayacak, petrol ve gazını dünya pazarlarına ulaştırmak için alternatif bir yola kavuşacak.
 
*Suriye Kürtlerinin otonomiye veya bağımsızlığa  yelken açması Türkiye Kürtlerinin özerklik taleplerini daha güçlü hale getirecek.
 
Beğenmeseler de, bu durum karşısında Erdoğan-Davutoğlu ikilisinin yumruk sallamaktan başka yapabileceği bir şey yoktur.
 
Nedeni basit: Türkiye ne Suriye ne de Orta Doğu’daki gelişmeleri etkileyecek askeri ve ekonomik güce sahip değildir. Dışdünyada yalnızdır.
 
Bilmiyorum haberiniz var mı? Batı’da, İŞİD’e karşı etkin bir savaş veren PKK’nın prestiji yükselirken Türkiye’ninki dibe vurdu. Washington’da PKK’nın terörist statüsünden çıkartılmasını önerenler düşünce kuruluşları var.
 
Ankara, Esad’a (ve Kürtlere) karşı olanlara gizlice yardım etmeyi sürdürüp savaşı uzatabilir ve yarattığı insan ıstırabını çoğaltabilir. Ama sonucu etkileyemez.
 
Devletlerin gücünü onları yönetenlerin egoları, böbürlenmeleri, tehditleri tayin etmez. Dil akıldan gürültülüdür ama güçlü değildir.
 
Erdoğan yeteneksiz Yetenekli Bay Ahmet’e kandı. Türkiye’nin Orta Doğu’daki geleneksel tarafsızlık politikasını terk etti. Esat’ı alaşağı etmeye çalıştı.  
 
Duygularının ve dini inançlarının etkisiyle değil aklıyla hareket etseydi Esat’ın zayıflamasının yaratacağı kargaşayı öngörür, onu devirmeye çalışacağına desteklerdi. Yapmadı. Çatışmaları körükledi. Türkiye’nin savaştan kaçan milyonlarla dolmasına, güney hududunun kevgire dönmesine neden oldu. Kürtlerin devletleşme sürecini hızlandırdı.
 
Sonu savaş olabilecek bu bataktan kurtulmak için:
 
*Türkiye Orta Doğu’daki tarafsızlık politikasına geri dönmeli,
 
*Suriye’den elini tamamen çekmeli,
 
*Irak Kürtleri ile kurduğu, karşılıklı çıkara dayanan dostluğu, Suriye Kürtleri ile de kurmalı,
 
*Barış sürecine ve demokratikleşmeye hız vermelidir.
 
Bunlar olabilir mi?
 
Erdoğan-Davutoğlu ikilisi iktidarda olduğu sürece hayır, olamaz.
 
Daha kötüsü muhalefet partileri iktidar olsa da olamaz.  Çünkü MHP Kürt ve Suriye konusunda Erdoğan ve Davutoğlu’ndan daha şahindir.
 
O zaman?
 
Duaya başlayabiliriz:
 
“Tanrım, bana değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etmek için sükûnet, değiştirebileceğim şeyleri değiştirmek için cesaret, ikisinin arasındaki farkı anlayabilmek için bilgelik ver.”
YORUM EKLE

banner471

banner473