Küçük bir ülkede bu kadar çok yolsuzluk, bu kadar çok suistimal, bu kadar çok vurgun, yalan ve hile olur mu?..
Evet olur...
Neden?..
Yönetenler ilgisiz ve umursuz da ondan...
Siyasetin suyu çıktı da ondan...
Herkes küçücük çıkarların peşine düşmüş, giden büyük lokmaları göremez olmuş...
İnsanlar böylesi bir düzene alıştırılınca ne olur?..
“Ona verdin, bana da ver” demeye başlar...
Ona göz yumdun, bana da yumacaksın!..
O başka partiden, onun elindekini al, bana ver...
Belediye’ye olan borcunu ödemeyen o adam bizim partiden, görmezden gel...
O’nun davasını engelle, çünkü çok etkili delege...
Yakında seçim olduğunu unutma, sakın bunu yapma!..
Kamu verimsiz, iş yapamaz durumda
Kamu kuruluşlarının büyük bir kısmında işler yürümez oldu...
İş yapmak isteyen az sayıdaki insan ise, taltif edilmediğini düşünerek, diğerlerini takip etmeye başladı...
Kısacası bir zincirin halkaları gibi, olumsuzluklar uzayıp gidiyor ve bu durum ülkenin ve toplumun geleceğini olumsuz bir şekilde etkiliyor...
Önceki gün ülkemizi ziyaret eden Türkiye Başbakanı sayın Davutoğlu’nun verdiği mesajın içeriğine baktığımızda, KKTC’nin reformları geciktirmemesi yönünde uyarıların olduğunu görüyoruz...
KKTC’nin gerçekten acil reformlara ihtiyacı vardır...
Öncelik de kamu hizmetleri olmalıdır...
Daha verimli bir çalışma sistemi, ödüllendirme ve cezalandırma yöntemleri mutlaka uygulamaya geçmelidir...
İnsanların oturacak masa ve sandalye bulmakta zorlandığı bakanlıklardan ve dairelerden, ihtiyaçlı olan birimlere aktarma yapılmalıdır...
En başta polis ve muhacerete...
Polis, suçların patladığı bir ülkede bazı görevleri başarıyla yürüttüğü halde bazılarını yerine getiremez oldu...
Bunların başında sıkı trafik denetimleri geliyor...
Yasaklar neden uygulanmıyor?
Bir örnek verelim...
Geçmiş yıllarda Girne-Lefkoşa anayolunda meydana gelen ölümlü trafik kazalarının ağır yük kamyonlarından kaynaklandığı tespit edilmiş ve yasaklama getirilmişti...
Bu yasak birkaç yıl öncesine kadar devam etti...
Ne var ki son zamanlarda ağır yük vasıtaları yeniden Girne-Lefkoşa yolunda seyreder oldu...
İki gün önce facianın eşiğinden dönüldü...
En keskin viraja yaklaşan bir TIR’ın dorsesi ağır yük nedeniyle yerinden koparak yolun ortasına düştü...
O sırada arkadan süratla gelen bir veya birkaç araç olsaydı; kim bilir yine kaç cana mal olacaktı...
Diyalog; aylar öncesinden bu konuyu gündeme getirerek, yetkililere uyarılarda bulundu...
Ne Ulaştırma Bakanı, ne İçişleri Bakanı, ne Karayolları, ne Trafik müdürlüğü...
Sorumlu olanların hiçbiri önlem almadı...
Ağır vasıtalar aynı yolu kullanmaya devam ediyor...
Bu kadar çok ölümlü kazanın yaşandığı bir ülkede, bu kadar çok umursamazlık, gerçekten insanı üzüyor...
Hatta yaşam umutlarını yok ediyor...
