Hükümet kurulalı yaklaşık sekiz ay oldu.Bugün gelinen süreçte hala hükümetin bozulup,bozulmayacağını tartışıyoruz.

   Koptu kopacak ipler diye iş adamlarının yürekleri ağızlarda. Bitti bitiyor diye millet beklemede derken çeşitli açıklamalar geliyor.

   Sayın Başbakan anlaşmazlıklar var ama kriz yok derken, hükümet ortağının muhalet partisi UBP ile iş birliği veya güç birliğini içselleştirmeye çalışıyor.

   UBP-DP\UG’nin yerel seçimlerde yapmaya karar verdikleri ‘işbirliği’ ya da ‘güçbirliği’ etikmidir değil midir diye tartışılıyor. Gazeteler de aynı veya buna benzer konuları manşetlerine,gündemlerine alırken hükümet ne yapıyor?

   Ben söyleyim görünen o ki hiç birşey yapmıyor.Kimileri uzun bekleyişin ardından bakanlık koltuğuna oturmuş,kimileri  müdür,kimileri ülkeyi yönetiyor vs.

   İyi de bu ülke için ne yapılıyor?

   Kamu düzeneğinin hantallığı hep konuşuldu,tartışıldı. Bununla eş zamanlı olarak, Kamu Hizmeti Komisyonu’nun şeffaf, adil ve etkin çalışabilecek bir yapıya kavuşturulması yönünde gerekli yasal değişiklikler yapılacak denildi.

   Eğitim sistemindeki aksaklıklar veya eksiklikler her daim bu ülkede gündem oldu.

   Sağlık sistemimiz ne yazık ki mevcut nüfusa hizmet edemez hale gelmiştir ve dahası çeşitlenen hastalıklara çare üretebilecek dokto sayısı ve branşı da ülkemizde yok.

   Ülkede birçok sektöre güven kalmamıştır. Bunların başında da gıda güvenliği gelmektedir.İnsanlar satın aldığı gıdaları tüketirken huzursuz. Ne kadar zirai ilaç kullanıldı,kullanıcı bilinçli mi kullandı yoksa zehir tüketmeye devam mı edeceğiz.Kimin umurunda bu durum?

   Tavuk skandalı ile tartışma konusu olan restoranlara gelince. Gördük ki ülkemizde toplum sağlığını birebir ilgilendiren bu mekanlara ne yazık ki işçi alınırken bir kriter aranmıyor.Sağlık karnesi dışında!

    Ne gariptir ki bizim ülkede bugüne kadar gelmiş geçmiş hemen her hükümet bu yazdıklarımı bu toluma vaat etmiş ve yerine getirmemiştir.Şu anki  koalisyon hükümeti gibi.

  Oysa parlementoda olan tüm vekiller de bu ülkede yaşıyor yanılıyor muyum?

   Peki o zaman tüm bunlardan rahatsız olmuyorlar mı ki düzeltmiyorlar?

   Bir politikacının çıkıp televizyon kanallarında veya köy gezilerinde,kahve gezilerinde “temennimiz budur,inşallah yapacağız,evet bu sorunların farkındayız”demesi kadar abes bir durum olamaz.

   Farkındaysan yap,biliyorsan sorunu çöz o zaman.Yürütmenin başında olan siz değilmisiniz diye sormaz mı bu insanlar size.

  Bütçemize göre yol güvenliğini sağlayacağız diye bir mantık olabilir mi?

   Bu düpedüz bu toluma hakarettir.Yol güvenliği,sağlık hizmetleri,eğitim kalitesi bütçelere göre değil dünyada kabul gören standartlara göre yapılır.Paramıza göre değil standartlara göre yaşam sürebileceğimiz bir ülkede yaşamak istiyoruz demez mi bu millet?

   Hade bunları da geçtim.Belki bir anda olmaz elbette orta ve uzun vadede yapılabilir mantığıyla bakalım en iyi niyetle.

   Peki siyasi partiler yasası,seçim ve halk oylaması yasası, Kamu finansman ihtiyacının sağlanmasında dolaylı vergiler ve FİF gelirleri(Fiyat İstikrar Fonu) konusu, Vergide kayıt dışılıkla mücadele çerçevesinde vergi mevzuatının güncellenmesi, Kamunun tüm gelir, harcama, varlık ve kaynaklarının etkin kontrolü için ne yapılması gerektiği konuları için bütçe denkli şart değildir herhalde diye düşünüyorum.