banner564

Üniversitelerimiz Eğitim ve Öğretimde Sorun Çözmeye Dayalı Yöntemlere Geçmeli…

Üniversite eğitimi sorun çözebilen insan yetiştirmeyi hedeflemelidir. 
Mezun olan öğrencilerimizin büyük çoğunluğu karşılaştıkları sorunu 
çözmeyi bilmedikleri sık sık gündeme gelmektedir. 
Ülke olarak sorunların doğru algılanması ve nasıl çözülebileceği 
konusunda zihinlerin zinde olması gerekir. Sorgulayıcı ve sorun 
çözücü yaklaşımlar sağlanması gerekir.
Günümüz teknolojisinde aktif eğitim ve problem çözmeye dayalı eğitim 
yöntemleri veya bütünleşmiş eğitim sistemi klasik eğitime göre daha 
nitelikli insan gücü yetiştireceği beklenilmektedir. Probleme dayalı 
öğrenme sisteminde DÜŞÜNME, SORGULAMA, ARAŞTIRMA VE ÜRETİME geçiş bir 
bütünlük içinde işlenmektedir. Ayrıca aktif öğrenmede küçük gruplar 
halinde sorgulayarak öğrendiği için kişi yaşam boyu sorgulayıcı 
niteliğe sahip, yeni gelişen teknolojiye daha çabuk adapte 
olmaktadır. Çağdaş ülkelerin üniversitelerinde uygulanan bu modelin tüm 
üniversitelerde pilot olarak başlanması ve sonuçlarının iyi irdelenmesi gerekir. Belki bu model İlköğretime kadar yansıtılmalıdır. Çünkü sorunun temeli aşağıdan yani İlköğretimden 
gelmektedir. “Atatürk Öğretmen Akademisini kapattırmayız” demekle işler çözülmüyor… Atatürk Öğretmen Akademisini ileriye taşımak için bugüne kadar neler yapıldı? Akademi hangi noktada? Bir ülkenin eğitim sisteminde sıkıntı varsa ilk sorgulanması gereken nokta ilköğretim… Peki, ülkemizdeki ilköğretim kurumları ve ilköğretime öğretmen yetiştiren kurum yeterince sorgulanıyor mu? Orada her şey doğru, planlı eğitim biliminin öngördüğü bir şekilde mi devam ediyor? Bunları da tartışmak lazım…
Klasik eğitimde eğitmene dayalı öğrenmede gündelik hayattan kopuk, 
pratik hayatın sorunlarının ötesinde ezbere dayalı karmaşık ve 
anlaşılmaz bilgi yerine, düşünsel bir uğraşı içinde pratik, 
insanların sorunlarının çözümüne yardımcı bir uğraş olarak kişiyi 
işin içine çekmek daha öğretici olacaktır. Bu bağlamda toplumsal 
sorunların çözümüne, doğa bilimlerinin de başarısını dikkate almalı 
ve bunların üzerine kurulmalıdır.
Bütün dünyada yüksek öğretim de temel hedef "daha kaliteli" bir 
eğitim vererek yarının iyi beyinlerini yetiştirmektir. Kaliteli 
eğitim bir yerde kurumun doğrudan öğretim üyelerinin kalitesi öğrenci 
kalitesine yansımaktadır. Doğal olarak sorun çözmeye dayalı eğitim 
sistemi beraberinde öğretim elamanı kalitesi ve potansiyelini gündeme 
getirecektir. Bu bakımdan öğretim üyelerinin statüleri değişmek zorunda 
kalacak. Araştırmacı, öğretici, hem araştırıcı hem de öğretici 
öğretim üyesi yanında yalnızca yönetici öğretim üyesi kadrosunda 
öğretim üyesinin oluşturulması gerekecektir.
Üniversite Mezunlarımızın Kalitesi ve Toplumdaki Profillerinin yüksek olması ülkemizin geleceği açısından önemli…
Ülkemizin gelişmişlik düzeyi, mezunlarının kültürel yapısı, sorun 
çözme yetisi ve topluma hizmet sunma kapasitesi toplam olarak eğitim 
sistemimizin kalitesinin bir göstergesidir. Neresinden tutarsanız 
tutun, bugün ki eğitim sistemimiz sıkıntıları olduğu gerçek. Bunun doğal sonucu 
olarak sistemin çıktısı olan mezunları da aynı şekilde plan ve 
program yapamamakta, toplumda öncü rol alamamakta ve kendi başlarına 
üretime katkı sunamamaktadırlar. Her yıl binleri bulan 
mezunlarının büyük çoğunluğunun aldıkları ezberci eğitimin de bir 
yansıması olarak sağlıklı düşünme ve üretme yeteneklerini 
sergileyemedikleri görülmektedir. Bu nedenledir ki toplum nezdinde ki 
mesleki bilgisi ve sosyal profilleri yeterli düzeyde olamıyor. Yapılan araştırmalarda üniversitelerimizde eğitim gören öğrencilerimiz olaylara bakış, sorun çözme yönünde eğilimlerinin değişmediği ve 
neredeyse üniversiteye girdikleri değer yargıları ile mezun 
oldukları görülmektedir. Üniversitelerimiz kampus, teknik ve donanıma yaptıkları yatırımlara paralel olarak nitelikli ve kaliteli öğrenci yetiştirmek için de eğitim kalitelerini artırmaya yönelik yatırımlarını daha yukarı çekmeleri gerekmektedir.
2. Sağlık Bilimleri Dekanlar toplantısı KKTC’de yapılıyor…
29 – 30 Haziran 2015 tarihlerinde gerçekleştirilecek 2. Sağlık bilimleri dekanlar toplantısının KKTC’de yapılıyor olması ülkemiz yükseköğretimi açısından önemli…
Sağlık bilimleri eğitim programlarının değerlendirilmesi ve akreditasyonlarıyla ilgili kararların alınacağı toplantılara ülkemizin ev sahipliği yapması ülkemizdeki üniversitelerimizin son yıllarda sağlık fakültelerini yapmış oldukları yatırımların aslında karşılığı… 
Yükseköğretime yol verecek toplantıların ülkemizde artarak devam etmesi en büyük temennimiz…
YORUM EKLE

banner471

banner473