Üniversite eğitimi sorun çözebilen insan yetiştirmeyi hedeflemelidir.
Mezun olan öğrencilerimizin büyük çoğunluğu karşılaştıkları sorunu
çözmeyi bilmedikleri sık sık gündeme gelmektedir.
Ülke olarak sorunların doğru algılanması ve nasıl çözülebileceği
konusunda zihinlerin zinde olması gerekir. Sorgulayıcı ve sorun
çözücü yaklaşımlar sağlanması gerekir.
Günümüz teknolojisinde aktif eğitim ve problem çözmeye dayalı eğitim
yöntemleri veya bütünleşmiş eğitim sistemi klasik eğitime göre daha
nitelikli insan gücü yetiştireceği beklenilmektedir. Probleme dayalı
öğrenme sisteminde DÜŞÜNME, SORGULAMA, ARAŞTIRMA VE ÜRETİME geçiş bir
bütünlük içinde işlenmektedir. Ayrıca aktif öğrenmede küçük gruplar
halinde sorgulayarak öğrendiği için kişi yaşam boyu sorgulayıcı
niteliğe sahip, yeni gelişen teknolojiye daha çabuk adapte
olmaktadır. Çağdaş ülkelerin üniversitelerinde uygulanan bu modelin tüm
üniversitelerde pilot olarak başlanması ve sonuçlarının iyi irdelenmesi gerekir. Belki bu model İlköğretime kadar yansıtılmalıdır. Çünkü sorunun temeli aşağıdan yani İlköğretimden
gelmektedir. “Atatürk Öğretmen Akademisini kapattırmayız” demekle işler çözülmüyor… Atatürk Öğretmen Akademisini ileriye taşımak için bugüne kadar neler yapıldı? Akademi hangi noktada? Bir ülkenin eğitim sisteminde sıkıntı varsa ilk sorgulanması gereken nokta ilköğretim… Peki, ülkemizdeki ilköğretim kurumları ve ilköğretime öğretmen yetiştiren kurum yeterince sorgulanıyor mu? Orada her şey doğru, planlı eğitim biliminin öngördüğü bir şekilde mi devam ediyor? Bunları da tartışmak lazım…
Klasik eğitimde eğitmene dayalı öğrenmede gündelik hayattan kopuk,
pratik hayatın sorunlarının ötesinde ezbere dayalı karmaşık ve
anlaşılmaz bilgi yerine, düşünsel bir uğraşı içinde pratik,
insanların sorunlarının çözümüne yardımcı bir uğraş olarak kişiyi
işin içine çekmek daha öğretici olacaktır. Bu bağlamda toplumsal
sorunların çözümüne, doğa bilimlerinin de başarısını dikkate almalı
ve bunların üzerine kurulmalıdır.
Bütün dünyada yüksek öğretim de temel hedef "daha kaliteli" bir
eğitim vererek yarının iyi beyinlerini yetiştirmektir. Kaliteli
eğitim bir yerde kurumun doğrudan öğretim üyelerinin kalitesi öğrenci
kalitesine yansımaktadır. Doğal olarak sorun çözmeye dayalı eğitim
sistemi beraberinde öğretim elamanı kalitesi ve potansiyelini gündeme
getirecektir. Bu bakımdan öğretim üyelerinin statüleri değişmek zorunda
kalacak. Araştırmacı, öğretici, hem araştırıcı hem de öğretici
öğretim üyesi yanında yalnızca yönetici öğretim üyesi kadrosunda
öğretim üyesinin oluşturulması gerekecektir.
Üniversite Mezunlarımızın Kalitesi ve Toplumdaki Profillerinin yüksek olması ülkemizin geleceği açısından önemli…
Ülkemizin gelişmişlik düzeyi, mezunlarının kültürel yapısı, sorun
çözme yetisi ve topluma hizmet sunma kapasitesi toplam olarak eğitim
sistemimizin kalitesinin bir göstergesidir. Neresinden tutarsanız
tutun, bugün ki eğitim sistemimiz sıkıntıları olduğu gerçek. Bunun doğal sonucu
olarak sistemin çıktısı olan mezunları da aynı şekilde plan ve
program yapamamakta, toplumda öncü rol alamamakta ve kendi başlarına
üretime katkı sunamamaktadırlar. Her yıl binleri bulan
mezunlarının büyük çoğunluğunun aldıkları ezberci eğitimin de bir
yansıması olarak sağlıklı düşünme ve üretme yeteneklerini
sergileyemedikleri görülmektedir. Bu nedenledir ki toplum nezdinde ki
mesleki bilgisi ve sosyal profilleri yeterli düzeyde olamıyor. Yapılan araştırmalarda üniversitelerimizde eğitim gören öğrencilerimiz olaylara bakış, sorun çözme yönünde eğilimlerinin değişmediği ve
neredeyse üniversiteye girdikleri değer yargıları ile mezun
oldukları görülmektedir. Üniversitelerimiz kampus, teknik ve donanıma yaptıkları yatırımlara paralel olarak nitelikli ve kaliteli öğrenci yetiştirmek için de eğitim kalitelerini artırmaya yönelik yatırımlarını daha yukarı çekmeleri gerekmektedir.
2. Sağlık Bilimleri Dekanlar toplantısı KKTC’de yapılıyor…
29 – 30 Haziran 2015 tarihlerinde gerçekleştirilecek 2. Sağlık bilimleri dekanlar toplantısının KKTC’de yapılıyor olması ülkemiz yükseköğretimi açısından önemli…
Sağlık bilimleri eğitim programlarının değerlendirilmesi ve akreditasyonlarıyla ilgili kararların alınacağı toplantılara ülkemizin ev sahipliği yapması ülkemizdeki üniversitelerimizin son yıllarda sağlık fakültelerini yapmış oldukları yatırımların aslında karşılığı…
Yükseköğretime yol verecek toplantıların ülkemizde artarak devam etmesi en büyük temennimiz…