banner564

Vergi reformları geliyor

Türkiye Cumhuriyeti Maliye Bakanı Ağbal yeni orta vadeli program (OVP) dahilinde bazı vergilerde artışa gidileceğini açıkladı. Bu bağlamda finans sektöründe kurumlar vergisi oranını yüzde 20'den yüzde 22'ye, gelir vergisinin üçüncü dilimindeki gelirler için uygulanan yüzde 27 oranını yüzde 30'a, binek otomobillerin motorlu taşıtlar vergisini yüzde 40 oranına, aracın değeri arttıkça vergi miktarında da ek olarak yüzde 10 ve 20 oranına, şans oyunlarında ve çekilişlerde elde edilen vergilerde yüzde 10 olan vergi oranını yüzde 20'ye çıkaracaklarını, kurumların dağıtılmayan kar paylarından da yüzde 1 oranında ek bir vergi koyacaklarını ve bu husustaki yasal düzenlemeyi meclise sevk edeceklerini açıkladı. Yeni vergi zamlarının 1 Ocak 2018 tarihinde devreye girmesi hedefleniyor. Bu uygulamayla Irak’ta bağımsızlık referandumuyla artan siyasi istikrarsızlık, Suriye’de yaşanan savaş ve ortak coğrafyada yaşanan terör olayları sonrasında artan jeopolitik riskler neticesinde Türkiye’nin savunma ve güvenlik ihtiyacının karşılanması öngörülmektedir. Ekonomi açısından vergi artırımlarının söz konusu sektörlerde ve orta sınıf vatandaşın bireysel yatırımları üzerinde baskı unsuru oluşturması muhtemeldir. Bu baskı unsuru ayrıca diğer bağlantılı sektörlerdeki yatırımların azalmasını da tetikleyebilir. Buda haliyle işsizlik oranlarında bir artışa sebebiyet teşkil edebilir. Ülkedeki yatırım kaleminin azalması ekonominin küçülmesini sağlayacak ancak savunmaya yönelik devlet harcamalarının artırılması ve zayıflayan Türk Lirasını avantaja çevirerek ihracatın artırılması sonucunda ekonomik büyüme hedefleri tutturulabilir.       
   ABD’de ise kurumlar vergisi oranının yüzde 35'ten yüzde 20'ye indirilmesinin planlandığını, böylece ABD'li şirketlere daha hızlı büyüme ve daha büyük miktarlarda yatırım yapma fırsatı sunulacağını belirtti. Temsilciler Meclisi Başkanı Ryan açıklamasında “Ekonomik büyümeyi sağlamak, istihdamı artırmak ve orta sınıfın üzerindeki vergi yükünü hafifletmek için elimizdeki en iyi fırsat bu." ifadelerini kullandı. Ayrıca yapılan açıklamalara müteakip olarak Amerikan doları diğer para birimleri karşısında değer kazanmaya başladı. Böylelikle ABD’nin yeni vergi indirimi stratejisi piyasalarda olumlu karşılandı. Zira Türkiye’nin vergi reformundan farklı olarak ABD’nin vergi reformu yatırıma dayalı bir ekonomik büyümeyi hedefliyor. Buna ek olarak işsizlik oranlarını azaltıp enflasyonu yükseltmesiyle birlikte doları değerlendirecek faiz artırımlarının önünü açması muhtemel gözükmektedir.
   27.05.2016 tarihinde TC – KKTC hükümetleri arasında imzalanan mali protokolün onuncu eylem maddesi vergi reformlarıyla ilgilidir. Bu itibarla reform ihtiyacındaki asli gerekçenin devletin tahsil etmesi gereken vergi ve sigorta primlerine ilişkin yok denecek kadar az olması gösterilmiştir. Denetim standartlarının olmayışı ve dış denetimi sürdüren Sayıştay’ında yetersiz kaldığı vurgulanmıştır. Buna ek olarak ülkede gelir vergisi ödemeyen önemli bir kesim bulunduğu ve kayıt dışı ekonomi konusunda ciddi bir büyüklük algısı olduğuna işaret edilmiştir. Bu bağlamda hazırlanan ve taraflar arasında imzalanarak onaylanan eylem planında e-devlet uygulamasının hayata geçirilerek kayıt dışı ekonomi ile mücadele edilmesi, vergilerin tahsili konusunda etkinliğin artırılması, vergi muafiyetlerinin veya indirimlerindeki uygulamaların yasal mevzuata bağlanması ve adaletli vergi kanunu düzenlemesi vergi reformunda öngörülen önemli eylem planlarını oluşturmaktadır. Türkiye’nin Kıbrıs İşlerinden de Sorumlu Başbakan Yardımcısı Prof. Dr. Recep Akdağ mali protokole ilişkin yürütülen çalışmaları değerlendirmek amacı ile hükümetimizle yakın temaslarını sürdürmeye devam etmektedir. Böylelikle uygulamaların hayata geçirilmesi olasılığının kısa vadede mümkün olacağı yönünde değerlendirmede bulunabiliriz. Vergi gelirlerinin artırılması KKTC’ye gelir kaynağı sağlayan en önemli enstrümanlardan biri olarak ekonominin büyümesinde önemli rol oynayan devlet harcamaları kaleminde artış sağlayabilir ve ülkemizdeki tıkanmış yatırımların önünü açmakta katalizör görevi görebilir. Böylece devlet hizmetlerinin vatandaşın geneline yayılacak yönde politika oluşturulabilmesine ve devletin kendi ayakları üzerinde durabilecek bir mali yapıya zemin hazırlanmış olacaktır.
YORUM EKLE

banner608

banner474