Türkiye Cumhuriyeti’nin 91’inci kuruluş yıldönümünü içimiz buruk bir şekilde kutladık...
Neden?..
Çünkü; Türkiye’nin sınırlarında kanlı savaş var...
Türkiye’ye göç eden, yaklaşık 2 milyon insan var...
Soma’dan sonra Ermenek’te maden faciası var...
Türkiye; dünyada benzeri görülmemiş bir insanlık örneği sergiledi...
Suriye ve Irak’taki savaştan kaçan insanlara kucak açtı...
Onlar için çadırlar, yaşam evleri kurdu...
Onlara sıcak yemek götürdü...
Çocuklar için eğitim yuvaları açtı...
Hiçbir ülkenin tek başına yapamayacağı bir fedakarlık örneği sergiledi...
Buna karşın Türkiye aleyhindeki yayınların devam etmesi, insanlık adına yüz karasıdır...
Türkiye üzerinde oynanan oyunlara hepimizin dikkat etmesi gerekiyor...
Birileri bir yerden düğmeye basmış, Türkiye’yi içten parçalamaya çalışıyor...
Özellikle Kıbrıslı Türkler olarak bu oyunlara gelmemeli, Türkiye’yi arkadan hançerlemek isteyenlerin yanında yer almamalıyız...
Elbette kutlanacak
Birileri çıkıyor “artık 29 Ekim’i kutlamamalıyız” diyor...
Neden?..
KKTC var da ondan...
Varsın olsun...
KKTC var diye, 91 yıldan beri kutladığımız şerefli bir günü niye kutlamayacağız?..
İngiliz Sömürge İdaresi’nde, Rum saldırılarının devam ettiği dönemde kutladığımız bir bayramı, şimdi içinde bulunduğumuz güvenlik ortamında daha güçlü bir şekilde kutlamalıyız...
Babalarımız, analarımız, dedelerimiz ve ninelerimiz bizleri Türk bayrağının gölgesinde büyüttü...
Öğretmenlerimiz, en zor yıllarda bizlere ‘Yaşa Mustafa Kemal Paşa’yı öğretti...
Türkçe baskı yapan ilk matbaamızı Atatürk hediye etti...
Şapka devrimi sonrasında fesi Türkiye’den önce Kıbrıslı Türkler terk etti...
Bu yüzden sürgüne gönderilenler oldu...
Ama bir avuç Kıbrıs Türkü bundan geri adım atmadı...
Ve her ne pahasına olursa olsun çözüm isteyen, bu arada 29 Ekim’in tatil olmasına karşı çıkan bizdeki insanlara bir anımsatma yapmamız gerekiyor...
Önceki gün, yani 28 Ekim; Yunanistan’ın ‘OXI’ (Hayır) günüydü...
Sakın aklınıza Annan Planı’yla ilgili OXI gelmesin...
Yunanistan’ın İkinci Dünya Savaşı’nda, İtalya notasına ve savaşa girmeye ‘Hayır’ dediği gündü...
Ve Yunanistan’da resmi tatil olan 28 Ekim, güneyde de tatildi...
Yıllardan beri değişmeyen resmi tatillerden biridir bu...
Hiçbir Kıbrıslı Rum “bu günü kutlamaktan vazgeçelim, çünkü biz ayrı bir AB ülkesiyiz” demiyor...
AB de bunlara “hani siz ayrı devlettiniz” sorusunu sormuyor...
Füzeye bakmalıyız
Kıbrıslı Türkler olarak tartışmamız gereken 29 Ekim değildir...
Esas tartışılması gereken, uzattığımız barış elini tutmak istemeyenlerin bizleri dışlayarak yaptıklarıdır...
Hepimizin hakkı olan doğal gaz konusunda, bizleri dışlayıp, başka ülkelerle işbirliği yapmalarını neden göremiyoruz?..
Son olarak Rus Büyükelçisi’nin, Güney Kıbrıs ile ‘savunma anlaşması’ talep etmesini, daha da önemlisi S-300’lerin tepemize dikilmesi için 2 tane Rus Fırkayetni’nin Akdenize gönderilmesiyle ilgili gizli pazarlıkları neden tartışmıyoruz...
Kıbrıs’ı bir Rum adası olarak görenlere ve bizleri yok sayanlara neden ses çıkarmıyoruz?..
Böylesi gelişmeler karşısında tek güvencemiz olan Türkiye’ye her fırsatta saldırmakla ne elde ediyoruz?..
Tek destekçimiz, tek güvencimiz olan bir ülkeyi gücendirdiğimiz zaman bunun nelere mal olabileceğini neden düşünemiyoruz?..
Neyse ki; halkın ezici bir çoğunluğu tüm bunların farkındadır...
Ve Anavatansız bir yaşamın olamayacağının bilincindedir...
29 Ekim “Türküm” diyen herkesin bayramıdır...
