“Büyük büyük” gazetelerin, “koca koca” köşe yazarları sanırım tükenmiş, yazacak çizecek, söyleyecek söz bulamamış da, oturup milletin ne giydiğini eleştirmeye başlamış…
Kraldan kralcı, şekilci, geri kafalı ve amaçsız bir çaba işte…
Ülkemiz de bunlar ile uğraşmaya devam ediyor, bir deli kuyuya taş atmışçasına…
Ama hayat bütün acımasızlığı ile devam ediyor…
Ben ise soruyorum, ülkemin yazarlarına,
Biliyor musunuz,
Suriye’de ölen çocuklar ne giyiyorlardı?
Türkiye’de sokakta vurulan çocuklar?
Afganistan’da patlayan okullardaki öğrenciler?
Nijerya’da kaçırılan kızlar?
İsrail’in vurduğu top oynayan kardeşler?
Peki, daha dün Akdeniz’de boğulan mülteciler?
Bebeğini suların üstünde tutmaya çalışan anne?
Yunanistan topraklarına ayak bastığında ağlayan baba, ne giyiyordu söyleyin bana?
Bakın bakalım bir etrafınıza, gettolarımız da ki insanlar ne giyiyorlar,
Okula giderken o çocuklar ne giyiyorlar?
Ama yok, onların hikâyesini anlatmazsınız siz…
Onların giydiklerine bakamazsınız siz,
Onları bilmiyorsunuz siz…
Peki, bilir misiniz kimler giyiyor o takım elbiseleri, o şatafatlı üniformaları?
Bu savaşlara sebep olanlar, acı içindeki insanları kandıranlar,
O saçma gemi batacak ya illaki, İzmir sahillerinde can simidi satanlar…
Wannsee Konferansına katılanlar,
Patronlar, politikacılar, diktatörler…
Ölüm bu işin fıtratında var diye kabaranlar,
Ve siz,
Ne giyiyorsunuz bu gün?
