banner564

“DUR DE!”

Her gün onca konu, onca olay, onca suistimaller bilgimize geliyor.  Dilimiz döndüğünce ekranda, kalemimiz yazdığı sürece gazete sütunlarında duygumuzu, düşüncemizi ve bilgimizi sizlere aktarıyoruz.
Bugüne kadar yazdığım hiçbir yazıda bu kadar zorlandığımı ise hatırlamıyorum. Çünkü “Saygı” ve “Sevgi” sınırlarını hiç bu kadar zorlamamıştım. 
Ancak bugün hem “Saygı” hem “Sevgi” sınırlarını zorlamak zorundayım…
Zira bu ülkede “SAĞLIK SİSTEMİ MAALESEF ÇÖKMÜŞTÜR”
Bununda baş sorumlusu (benimde doktorum olan) Dr. Ahmet Gülle ve ekibidir. 
Ahmet Bey’in insani ve beşeri ilişkilerine hiçbir diyeceğim yok. İyi niyetine de diyeceğim yok. Ama üzgünüm ki bu ülkede bir daha dönüşü olmayacak tahribatlar verdi sağlık sistemine.
Ve bugün buna bir “DUR” deme zamanı geldi de geçiyor bile…
Muhtemelen bu yazıyı okuduktan sonra beni arayacaktır. “Seni seviyorum” falan da diyecektir. Ancak bu yazdıklarımın ne siyasetle ilgilisi var ne bir başka şeyle. 
Erken genel seçimler sonrası çıkan tabloda “Sağlık Bakanı” olması gereken ismin Dr. Ahmet Gülle olması gerektiğini yazmış bir kişi olarak bugün gelinen noktada daha fazla devam etmemesi gerektiğini de yazmak her halde bize düşer diye düşünüyorum.
Bakanlığın ilk günlerinde gerçekleştirdiği “Sağlık Çalıştayı”  ile herkese “UMUT”  dağıtan Dr. Gülle, bugün en yakın dostları tarafından bile “Sağlık Sisteminin içine… “ diye anılıyorsa, buna en başta ben üzülürüm. 

Önce YDÜ ile anlamsız bir kavganın içine girdi, haklıyken haksız duruma düştü. Suat Günsel’i İnterpol’e şikâyet etmeye falan kalkıştı.
Sonra bir takım şaibeli ihalelerle gündeme geldi. Her şeyi hazır iken onkoloji ihalesini bir yıla yakın bekletti. 
Ortopedi işleri yapan bir firmaya kendi kliniğini kiraya verdi, devletin tüm işlerini o şirket yapmaya başladı. Yetmedi, o şirketin ortaklarından birisinin eşini bakanlıkta önemli bir mevkiye getirdi.
Ortopedi ve Beyin cerrahisi ameliyat malzemesi ihalesini Merkezi İhale Komisyonu 31.10.2014’te başlattı. 10.12.2014’te ihaleye katılan şirketlerle MİK pazarlık yaptı. 22 Aralık 2014’te ihale sonuçlandı. İhaleyi kazanan firmalarla bugün oldu sözleşme imzalanmadı. Bunun yerine hala daha ihaleyi kaybeden ve Dr. Ahmet Gülle’nin kiracısı olan firmalar hastanelere malzeme vermeye ve ameliyatlara girmeye devam ediyor.
Dr. Salih İzbul’un istifa etmesine yine bir şaibeli işler zinciri neden olmuştu. Nalbantoğlu’nda görevli bir ortopedi doktoru söz konusu şaibeli malzemeleri kullanmak istemeyince Cengiz Topel’e sürülmüştü.
Lefke ile Güzelyurtlular sırf hastane tartışması yüzünden birbirine girdi. Bugün yine Lefkeliler eylemde. 
Gazimağusa hastanesinde olanları ise burada yazmaya ne yerimiz var nede zamanımız. O kadar çok ki…
En son müsteşarı ile kavga etti, gidip partiye “ya ben ya o” dedi…

Ama tüm bunları da geçtik…. Neyse dedik… Olur dedik…..
Ancak bu ülkenin yetiştirdiği doktorlar bu ülkenin sağlık Bakanı yüzünden ülkelerini terk etme aşamasına gelmiş ise burada bir “DUR “çekmemiz gerekiyor.
Doç. Dr. Kudret ÇAĞLAR: Bu ülkenin alanındaki tek çocuk onkoloji uzmanı. Yıllardır tek başına mücadele etti. Ülkemizde çağdaş anlamlı Kanser mücadelesini başattı. 
Yine kendisi gibi kanser tedavisinde uzman olan eşi gitti devletten. Şimdi de kendisi. Hastanede 6’sı ağır durumda tam 75 hastasını bırakıp gitmek zorunda bırakıldı. Bakan Bey Gazimağusa’ya sürdü kendisini. 
Dr. Fuat CİNER:  Ülkemizin tek Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalında Yardımcı Doçent olarak görev yapan ve halen devletten görev alamayan Ciner yaşamını yurt dışında sürdürmeye karar verdi ve eşi ile birlikte ülkeyi Pazar günü terk ediyor.

***

Çünkü inşaatı devam eden, ne zaman açılacağı belli olmayan ve İKİ YIL’dan fazla bir süredir Sıfır Kilometre Cihazlar Sağlık Bakanlığı önündeki “KONTEYNIR”  içinde beklerken bizim ülkemizdeki sayılı onkoloji uzmanları ülkeyi terk ediyor.

ÜSTELİK BU TOPLUM DAHA DÜN İKİ İNSANINI KANSERDEN KAYBEDELİ 24 SAAT BİLE OLMADAN….

Bu yazıyı bugün sadece Dr. Ahmet Gülle için yazmadım, 
Tüm kanser hastaları ve kanserle ne zaman tanışacağını bilmeyen  tüm Kıbrıs Türk Toplumuna yazdım….
Bugün bu köşede ;  Günün Sözü, Günün Fotoğrafı, Günün Mesajlar yok…
Zira bugün tüm mesajlar bu ülkenin insanlarına 
Raziye Kocaismail’e sesleniyorum, susmayın…
TIP-İŞ’e sesleniyorum; açıklama bekliyorum….
Tabipler Birliğine sesleniyorum “susmayın” yüreğiniz varsa ,cesaretiniz varsa iki satır açıklama da siz yapın….
Dr. Hüseyin Erçal’a sesleniyorum….
Dr. Ali Pilli’ye sesleniyorum…
Dr. Salih İzbul’a, Dr. Albayrak’a Dr .Faiz Sucuoğlu’na…
Dr. Ahmet Kaşif, Dr. Ertuğrul Hasipoğlu, Eşref Vaiz, Dr Gülgün Vaiz’e sesleniyorum…Dr. Gülseren Bozkurt’a…Dr. Hasan Bozer’e…Dr. Mustafa Yektaoğlu’na….
Mehmet Çangar’a sesleniyorum, Günay Çerkez’e sesleniyorum, Ali Özok’a…
Tahir Gökçebel  hocam, Sami Dilek Başkanım….
Bu ülkede hemen her gün erkanlarda program yapan arkadaşlarım, Çiğdem Aydın…Gözde Akben Bekir… Gökhan Altıner  ve Serhat İncirli dostuma…
Hasan Hastürer ağabeyim, Ahmet Tolgay Hocam, Rasıh Reşat’a, Kartal Harman’a,  Genel müdürüm, Genel Yayın Yönetmenim Reşat Akar’a….
Bakanlarım, Dr. Hakan Dincyürek, Dr. Özdemir Berova.. Aziz Gürpınar….
Meclis Başkan Yardımcım Dt. Ünal Üstel’e sesleniyorum…
Meclis Başkanım, Cumhurbaşkanı adayım Dr. Sibel Siber’e sesleniyorum.
İkinci Cumhurbaşkanım Mehmet Ali Talat’a sesleniyorum…
Liderimiz Dr. Deviş Eroğlu’na….
Lütfen artık “DUR” deyin. Bu ülkede kanserden ölümlere izin vermeyin. Unutmayın 24 saat önce Galip Yüksel’i ve Lisani Ardan’ı toprağa verdiğimizi hatırlayın.
Ve bu ülkenin birkaç tane olan kanser doktorlarının ülkeyi terk etmesine izin vermeyin. Gitmelerine DUR deyin. 
Eğer bugün bu konuda bir ses veremeyecek kadar umutsuzluğun içinde düşmüş isek, kanser bile bize çare olamayacaktır…
YORUM EKLE

banner608

banner474