DP-UG Genel Başkanı Serdar Denktaş son yaptığı açıklamada, “herhalde bir anlaşma imzalanacak” şeklinde konuştu. Aslında Sayın Denktaş’ın yaptığı bu açıklama ile Kıbrıslı Türk ve Rumlar arsında yakın bir gelecekte bir anlaşmanın imzalanma olasılığının artık çok yüksek olduğu anlamındadır. Çünkü şu anda iktidarda olan CTP/UG kanadının her zaman bir anlaşmadan yana olduğu malumdur. Sayın Denktaş’ın kendisi değil ancak şu anda başkanlığını yaptığı partisindeki bazı isimlerin sürekli olarak olası bir anlaşmaya karşı olduklarını sert açıklamalarla söylemeleri, başkanın açıklamasını daha da önemli hale getiriyor. Yani bu açıklama ile bir yerde kendi arkadaşlarına da gerekli mesajı iletmiş oldu.
Egemen güçler istiyor
İçerisinde bulunduğumuz 21’inci yüzyılda mücadelenin enerji ve su üzerine olacağı yaklaşık 50 yıl önceden konuşulmaya başlanmıştı. Bunun en güzel örneğini de bugün kendi ülkemizde görebiliyoruz. Türkiye, Güney Kıbrıs açıklarında hidrokarbon yataklarının bulunduğu günden itibaren masaya hemen su kozunu sürerek bu konudaki projesini de hızlandırdı ve bulunan bu enerji yataklarından nasıl maksimum oranda yararlanırım hesaplarını yapmaya başladı. Aslında bu hesabı yapan sadece Türkiye değil, Yunanistan, ABD, İngiltere, AB ülkeleri ve diğer güçlü ülkelerin Kıbrıs’a olan ilgisi bir anda en üst seviyelere yükseldi.
Özellikle son dönemlerde Avrupa’nın enerji ihtiyacının büyük bir bölümünü karşıladığı eski Doğu Bloku ülkelerindeki iç huzursuzluklar ve Rusya ile tırmanan gerilim nedeniyle enerji riski doğması, alternatif kaynak Kıbrıs’ta bir anlaşmayı kaçınılmaz hale getiriyor.
Her iki taraf da istemediği tavizler verecektir
Kıbrıs konusunda 1974’ten sonra her iki tarafın ekonomilerine baktığımız zaman, hem biz hem de Rum tarafı bu tarihten sonraki en kötü günlerini yaşıyor diyebiliriz. İster bilinçli ister beceriksizce dibe vurdurulan her iki ülke ekonomisini kısa vadede ayağa kaldırmak öyle kolay gözükmüyor. Her iki tarafta da işsizlik, fakirlik, düzensizlik, ekonomik sıkıntılar her geçen gün artıyor, bu sıkıntıların yarattığı birçok olumsuzluk ve umutsuzluk da toplumlara yansımış durumda. İşte tam bu noktada Kıbrıs konusunda atılacak bir adım ve yapılacak bir anlaşma her iki toplumdaki bu umutsuzluğa da çare olabileceğinden, her iki tarafın insanları da istenmeyen tavizler verilecek olsa bile yapılacak olası bir referandumda çözümden yana olacaklardır kanısındayım.
Hacıyatmazlar sahnede
Her devrin adamı olmak büyük bir kıvraklık, iyi bir yetenek ve sağlam bir deri ister. Son dönemlerde bu adamlar bir anlaşma olasılığının yükselmesi ile yeniden yeni konjektürdeki yerlerini almak için yavaş yavaş sahneye çıkmaya başladılar. Geçmişte iki toplum arasında yapılacak sürdürülebilir bir anlaşmanın her iki toplumun da faydasınadır diyenlere takmadıkları san söylemedikleri laf bırakmayanlar bir anda en büyük anlaşma yanlısı kesilmeye başladılar, olası bir anlaşmadan en büyük faydayı nasıl elde ederim çalışmalarına çoktan başladılar. Ben şimdiden uyarıyorum, olası bir anlaşma sonrasında en büyük kazanımı bu hacıyatmazlar elde ederse sakın şaşırmayın. Bu arada bilmeyenler için hacıyatmazın da ne olduğunu yazayım. Ben küçükken Karadeniz Teknik Üniversitesinde okuyan dayım buradan Kıbrıs’a dönerken bize, nasıl tutarsan tut, ne tarafa çevirirsen çevir hep ayni şekilde durmayı başaran basit bir oyuncak getirirdi, işte hacıyatmaz böyle bişeydir.
