Okyanusta küçük bir balık mı yoksa denizde büyük bir balık mı olmak veya olmamak mı? Arkasından arkası yarından daha büyük hesaplar mı? Öğrenci düşünde gördüğü mürşidi unutur mu hiç? Bu ıssız limandan geçerken geminin yelkenlerini kim tutuyorsa bilsin ki fırtınalı suda şiddeti artsa da tutunacak o yüreğe sahip kusursuz bir mavera vardır içinde, içinde olanıyla birlikte.  Gönlü büyük, idmanlı, Allah’la bir olmak için ışığa koşanlar vardır. İnsan devamlı bir faaliyetle vecd halinde vicdanıyla huzursuz bir şekilde meydanlaşır. Noksansız ve tam bir vuslatla insan kendini biriktirdikleriyle birler. Onun güneşi aydır, sabahı hayy’dır, Allah’ın adıdır, zikridir, candır. Maddemle uğraşmaktan sıkılmadın mı? Meşgul olduğun şeyi çok geç olmadan, nefsine kapılmadan çok bir çileyle kurtulabilirsin. Kendini aç bırakabilir, dünya nimetlerinden uzak sükût alabileceğin yerlere yüksel! Sırra yüksel! Tabiatın kudretli konuşanlarına söz olsunlar neyle coşanlar. İçimizde âlemşümul konuştular, koşuşturdular. Bir bestekâr gibi notalarını beyaz sayfalarımıza sonsuzlukla koydular. Bu tasavvufla kaderin birleşmesidir. İrileşmesidir yüreğimde tepeleme ürperirken tenim tenden çıkmayınca huzurunu bulamıyor. Bu insan sazını çok türküledim. Bu şubede keşfedeceğim çok evin süslemeleri var. Gözlerine perde mi indi. Ten bedenden penceresinden bakıyor gördükleri soyut resimlerin kompozisyonlardır. Bu yaptıkların Allah’ın boyasıyla fırçası değil, sen O’na boyanacaksın, boyayacak seni Kur’an’ıyla. Meşk edeceksin neyinle, lütfuyla hissedeceksin içindeki müziği. Paylaşacaksın müzeyyen hücrelerinde insanlardan kalmış elektromanyetik nağmelerini. Bugün hava bulutlu mu ne, güneşi sızdırıyor ama dışarı mı çıksak hem piknik yaparız. Dünya ki daha iyi nefes almak için bir perdedir, aynısında görklü nefsine hâkim kendimizi görmek için. Kendini çok yıprattın bugün gel adaçayı toplayalım. Biraz yürür çiçek toplarız. Temiz hava da var. Çocukları yanına al çocuklar uyanmıştır. Sen uyanmadın daha. Bu gördüğün senin tekrarındır. O’nun la Âşk ile kal!