banner564

13’üncü, su, protokol… Top bizde!

Karşımızda ilk bakışta 13’üncü maaş sorunu varmış gibi duruyor…
Daha derinliğine indiğimiz zaman karşımıza su krizi çıkıyor…
Biraz daha eşeleyince aslında sorunun ekonomik protokol olduğu görünüyor…
Ama dibine darı ekince sıkıntının “yönetim” olduğunu hep birlikte idrak edebiliriz…
Yavru büyümek istiyor besbelli…
Kendi kendini yönetmek, kendi coğrafyasında söz hakkı olmasını talep ediyor… 
Bir sıkıntısı var sadece… 
Bu yavru özürlü…
Yüreği belki özgürce yaşamaktan yana ama ayağa kalkacak güç yok bacaklarında… İlla ki “birileri” tekerlekli sandalyesini ittirmeli hareket edebilmesi için…
Yüreğindeki ateşi eyleme dökemiyor maalesef!
Söylemde kül bırakmıyor ama iş eyleme gelince olmuyor, yapamıyor, güçsüz… 
O’nun sandalyesini iten, ileriye gitmesini sağlayan, önüne ekmek koyan da artık usanmış besbelli… 
“Sen otur oturduğun yerde, ses etme, uğraştırma beni” diyor sadece…
İşte bu özürlü yavru KKTC’dir… 
Onu sandalyede ittiren de Türkiye Cumhuriyeti…
Bu gerçeği kabullenmek ve doğru politikalar üretmektir siyasetin görevi…
Ama yapılabiliyor mu? Hayır!
Bakıyorum; CTP suyu “biz yöneteceğiz” diyor…
Bu talebe yönelik farklı bir düşünce içerisindeki Türkiye ise, “madem öyle ekonomik protokolü imzalayıp para göndermiyorum” diyerek tepkisini ortaya koyuyor…
Kalakaldık mı tekerlekli sandalyede…
İşte burada toplum iradesi devreye girmeli…
Yurttaş bir karar vermeli…
Klavye kahramanlığını, kahvehanelerdeki radikal söylemlerini şimdi gösterme zamanı…
Var mı yürek?
Diyebiliyor muyuz gerçekten “Ne pahasına olursa olsun ülkemizi biz yönetmek istiyoruz”
Bunu kaç kişi söylüyor?
Yoksa “para gelsin de suyu kim isterse yönetsin” tarafında mıyız?
Peki bu söylemi kaç kişi benimsiyor?
İşte klik nokta burada?
Türkiye’yi de hükümet edenleri de atacakları adımlarda cesaretlendirebilecek yegane unsur yurttaşın iradesi, ve onların örgütlü olduğu sivil toplum örgütleridir…
Yani Kıbrıs Türk “Para mı, özgürlük mü?” sorusuna yanıt vermek durumundadır… 
Herkesin fikrini söyleme, sesini yükseltme zamanıdır bence… 
Siyasi irade de halkın gösterdiği yolda yürümek zorundadır…
Bunu yapmayıp kapalı kapılar ardından el pençe divan, kamuoyu önünde aslancığı oynayacaksak hiçbir şey kazanamayız… 
Baksanıza hükümet 13’üncü maaş konusunda bile topluma gerçeği söyleyemiyor… 
Meğer kesinti gündemde…
Bunu haber yapıp sosyal medyayla paylaşayım dedim…
Kamu görevlileri çok sert tepki verdi…
Paraya dokundun mu, kazanılmış hakka dokundun mu karşında cengaverler var…
Ama “suyu biz yönetecekmişiz, kendi ayaklarımızın üzerinde duracakmışız…” 
Hak getire… 
Gerçekler ile yüzleşmek canımı sıkıyor… 
Bireysel duruş ve talepler çoktan toplumsal kazanımları öldürmüş… 
Böyle bir yapı içerisinde dik durmak da çok zor… 
Kamuoyunun destek olmadığı hiçbir mücadele sonuca ulaşmaz…
Bakalım umarım 2016’da sihirli bir değnek değer hepimize ve aynaya bakma cesareti gösterebiliriz hep birlikte… 
Kısa vadedeki kazanımları bir yana bırakıp uzun vadeli toplumsal kazanımları dikkate alırız belki bir gün… Kim bilir!
YORUM EKLE

banner471

banner474