banner564

34. İnsanlığı deve gibi ıhtırmak isteyenlere…

“Dünya hayatı bir oyun ve oyalanmadan başka bir şey değildir.” Enâm, 6:32.
     Ölümü veya ölüm düşüncesini ancak Allah’a sığınmakla teskin edip yatıştırabiliriz. Kemiğe et ve kan giydirilir. Akıl sandığına kalp çeyiz olarak girer. Duygu düşünceye giydirilir. Ten vücudundan damarlara organlara hikmet giydirilir. Su yağmurdan toprağa, toprak tohumdan insan genomuna hayat verir. İnsan ilâhi tören alanında komplike bir resmigeçittir. Sükûtla zaman geçer ve bu zaman karşısında dünyanın en aciz en çaresiz en başı belada! Kalbi mutlak, kendi farkında olmadan çarpan tarifsiz, süngüsüz, aciz bir kul neferdir. Kalbin general rütbesine gelmesi için nefsinden terhis edilmesi gerekir. Yalnız mânâyı incitmeyin ki kalp incinmesin. Unutmayın ki, dünyaya müptela olan insanın nefsi onu asla kalp rahatlığına eriştiremez. Ayrıca, cennet binasını dünyada inşa edebilmek için Kuranı Kerimi amel etmek ve en içten duygularla yaşamak gerekir. Bugün dünyanın en hızlı bilgisayarı saniyede 100 kuadrilyon işlem yapabiliyor. Bu dehşetengiz bilgisayarın 6 kat daha hızlısını yapma faaliyeti içerisinde insanoğlu. Düşünün ki çocuklar Allah’ın işlem yapabilme kapasitesi daha ölçülememiş ilâhi bir fenomendir. O kalbin patikasında kudret tuğrasıyla vahdet sikkesini kalp etmiştir. Rahmani sofralarda vahiy konserveleri nur lâmbaları eşliğinde açılır. Ya Rabbenâ! Bugün kalbe durup güneşleneyim, koyu kahve gelinciğine su vereyim, kedilerde azıttı artık kapımda miyav miyav diye bağırıp duruyorlar. Gecem gündüze karıştı çorba içsem günden yeridir. Sağlığım hakkında düşüyorum yazıtlarını endişelerin beynimde, orada kalpten eser yok biliyorsun. Korku daha fazla engerekli bir yılan gibi beni sokup duruyor.  Dimağımda yer etti ama kalbimdeki şükür bu acı güllerle baş edebilir. Tatminsiz bir uyku hoş olmayan bir rüya uyanana kadar karabasandır. Evrilmiş ince bir hassasiyette, mikron düzeyde bir ruh cesametiyle, el terazi göz mizan, müthiş bir cerrahiyle kalbimi âlicenap Rabbime yerleştirebildim. İnayetiyle kalbimi uvaladı. Usulcacık mutlak dokunuşuyla tüm eksiklikler birbirini tamamladı. O mübarek ise(Hz. Muhammed) kalbimin boşluğunu kalp belagatiyle doldurdu. O’nun kalbini kar akideleriyle yıkadıkları gibi olmasa da, az biraz Muhammed’in kalbine yaklaşmayı nasip etsin diye Allah itminanla yalvarıp yakardım.
   Kâinat bahçıvanı inananları “el-Emîn” vasıtasıyla kalple ziynetlendirdi. Biz kalplerin aguşuyla birbirimize bal olduk, visal olduk, Allah’ın tabiat güftesiyle ihya olduk. Geniş bir tenakuz içinde ahlakımızı kaybettik, kaybediyoruz. Kalplerimizi her geçen gün kendi içine kapatıyoruz. Bilmeliyiz ki yalnız Allah’a memuriyet etmeliyiz, kalp fethetmeliyiz. Kalp mekâncık mekâncık diğer kalplerde manaya yelken açan dükkânlar açmalıdır sevgi, saygı, vicdan, merhamet, hoşgörü, alçakgönüllülük dükkânları. Kalp necasetten uzak olmalı, ne kadar tahammül gerekirse ve sabır, yapılan kötülüklere sağır, Hakk’ı savunan Resûlullah! Askerleri olmalıyız.
       Katran bulaşığı ile oynamayın çocuklar, size oyun hamuru aldım, isterseniz bir göz atın ilginizi çekebilir. Her renkten var, gökkuşağından fazla abartısız 16,8 milyon renk artı düzeyde ve tonda sonsuz bir yanıtta. Kalbinizi yede yede candan oynayın Beren ve Peren. Kalbimin mercan taneleri, kalbimi tımar eden melekler, tespihin imamesi gibi elvan elvan kalbimde tekrarladığım şüphesiz sevgiler. 
       Unutmayın! Kalbimize inşirah eden yüce Allah ummanî hikmetiyle bizi kuşatır. Rakik kalbimizi daha da yumuşatır; Besmeleyle, Kelime-i Şehadetle, Fatiha Suresiyle, Ayetel Kürsiyle… İstiğfar, dua ve zikirle kalbi akılla sentezler, dengeler ve birler. Fersudeleşmiş kalp yarası ancak Allah’ın maneviyat ikliminin telkinleriyle, Nebilerin hikmetli nasihatleriyle tamir edilebilecek aciz vücudumuzun engin küresidir.
YORUM EKLE

banner608

banner473