“İnsanoğlu insanoğlunun cehennemidir.” Ahmet Hamdi Tanpınar.
Dünyalık bahçesinden topladığın hiçbir meyve hiçbir vitamin içermez. Tüm insanlar dünyaya ve kendilerine perdedir Allah’tan mahrumsalar. Ahiret kalbin pozitif titreşimli lokomotifidir. Ancak kalp nefsin arzularını sağaltabilir. Kalbin fakültesinde salt kumu aklın gergefinden geçirebilen bilgelik kıyısı arıyorum. Açık denizde bilginin oksijeninden bayılmamak için ölmeden evvel ölmek için suni teneffüsü hakikatin öpücüğüyle birleştirmelisin. Beni hakikatin balığıyla emziren derin yalnızlık büyütür. Geri dönüşüm kutusuna atabileceğin bir hayatın yok bir kere yaşarsın aynı zamanı. Hayat insanlar arasındaki çıkar mübadelesidir. 
Kalp çok maharetli baksana her gün farklı ritimde atıyor. Dikkat et! Kalbin kaosunu göze girebilecek istikbal kıymığı engelleyebilir. Sessizlikle istemeden olsa da kalp yalan söyleyebilir. Yirmi birinci yüzyıl kuantum çağında kalbin arkeolojisini artık nükleer ve atom fiziği kazılarıyla miadı dolmuş tarihi nefs eserlerini bulup çıkartmak için kullanıyorlar. Hayâl bazen gerçeğin cevabından daha sarih görmemizi sağlayabilir beynelmilel hakikatleri. Zamanın çarkı döndükçe kalbin mukavemeti dünyaya meyil ile çarpışacaktır. Küresel taht oyunlarına rövanş vermeyecek kati ve nispette millî ve dinî değerlerimize sahip çıkarak, Allah’ın ahlâkını temel alan, Resûlullah’ın şuuruyla imanımızı, dilimizi, gelenek ve kültürümüzü, devleti, adaleti ve hukukun üstünlüğü gibi faziletleri ilelebet koruyacağız. Kalbin milli istihbaratı kötü niyetlilere karşı mutlak kendini bilme şuurdur.
Birinci odadakiler vahdâniyet ummanı odası yazar memurlarıdır. Diri ölenlerin odasıdır, Allahü Teâlâ’ya alâkaları tam olanların, gönül yaralarına Kur’an âyetlerini birer merhem gibi sürüp iyileştirenlerindir. Kalbin ulağı her gün haber getirir dünyaya ait umdeler hakkında ki kalbin kanosunda nefsi açık denizlerde yüzdürerek kalbin kriptolojisini çözebilmek için. Düşüncelerin ve fikir telakilerinin torkunu artırabilmek için diferansiyel nefs denklemini kâinatın dengesine, ağırlığını yeryüzünün zeminine eşitlemelisin.      
    Hücrende arzularının ağ ilmiklerini örmektesin şu an, o geniş aklın imanının sahipliliğine sığın. O yüce yaratıcıya, düş kırıklığı şehrine hiç uğramazsın. Tabiatın omuriliğinde fıtık yoktur, kuantum metafiziği ameliyatlarıyla artık bilinçaltının engin dip sularında dalgıçlık yapabilirsin. Bir terzinin eksiksiz diktiği bir sanat eseri gibidir tabiat, termonükleer silahlara veda gibidir inanç orda, o kadar kuvvetlidir ki Tanrı’nın çizip planladığı hassas ayarların hepsi ebediyete kadar devam edecektir. Hayatın boyunca paylaşabildiğin mutlulukları; ailenle, eşinle, dostlarınla, tangoyla, kitaplarla ve yazı yazmakla çarp, senden daha mutlusu varsa bil ki kalbin linguistiğine basit yaşam felsefesini eklemiştir de mutluluktan haberi yok.
    O sıra Beren ‘whatsapp’ denen gayıttan mesaj attı bana, hayret ettim ne de çabuk büyümüş yeğenlerim, daha dün gibi onları kucağımda uyuttuğumu hatırlıyorum. Artık büyükler gibi onlarda bu lanet, bağımlılık yapan telefonlara ve uygulamalarında, boşa vakit harcayarak, kitap okumaktan, diğer daha önemli faaliyetlere katılmaktan mahrum kalıyorlar. Tabii teknolojiyi kendimizi geliştirecek şekilde doğru kullanırsak ona bir şey demiyorum, kimse de demez zaten. Her ne ise, gelgelelim, ödevleri varmış onların yaşlarına uygun birçok kitabın olduğu bir liste yolladı bana. Onların arasından bir kitap seçip okuyup aşağıdaki soruları bu kitaba göre cevaplandıracakmışlar. Benden de istediği onlardan bir tanesini kendisi için seçip, satın alıp kendilerine götürmem gerektiği. Benim için kolay bir görev, seve seve yaparım onlar için, insan canları için ne yapmaz. Fakat endişeleniyorum, dayılarına benzeyip ömürlerini sadece kitap okuyarak geçirmelerini istemem, gerçi ben de sadece kitap okumuyorum ya.