banner564

AB’nin yeni tezgahı

 KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı ile KKTC hükümetinin arasının limoni olduğu gün gibi aşikar. Akıncı’nın, eşiti Anastasiadis’i memnun etmek için ikide birde- veya buna her konuda da denilebilir- açıklama yapması anlaşılmaz bir durum olmakla birlikte, Barbaros gemisi Kaptan Köşkü personelinin, Rum pilotun hadsiz ve yetkisiz “Terk edin bizim sularımızı” çağrısı karşısında kibarca ve dostane bir şekilde Mehter Marşını çalmasını eleştirmesi kabul edilebilir bir yaklaşım ve strateji değil. Anlaşılan Akıncı zaman zaman KKTC’nin Cumhurbaşkanlığı görevini devir alırken ettiği yemini göz ardı etmekte.
    Bunun son örneği; Rumların, bankacılık sektörü ile ilgili mevzuatın Avrupa standartları ile uyumlaştırılması çalışmasını 4 ay boyunca oyalamasına rağmen, KKTC hükümetini gecikmelerden dolayı suçlaması. Akıncı herhalde Cumhurbaşkanı yeminini ederken içinden “Her konuda Rumları haklı çıkarmak için elden geleni yapacağım” içerikli farklı bir yemin etti de biz bilmiyoruz!
     Cumhurbaşkanının geçmişte gerek doğal gaz aramaları konusunda, gerekse müzakerelerin gidişatında Anastasiadis’in kapıyı vurup çıkması benzeri veya da Anastasiadis’in “Azınlık olan Türkler, çoğunluk olan Rumlarla eşit haklara sahip olamaz” gibi saçmalıkları karşısında herhangi bir tepki göstermemesi, bugüne değin Rumlara müzakerelerin başlamasından itibaren eşitlikten öteye verilmemiş tavizleri, son iki yıl gibi kısacık bir dönemde fazlasıyla vermesi yeterince abesken, bir de Rum tarafının tezlerine çanak tutması kabul edilebilir bir durum değil.
Aslında bankacılık sektörü ile ilgili mevzuatın Avrupa standartları ile uyumlaştırılması çalışmasının perde arkası basına yansıdığı gibi değil. Arkasında AB’nin yeni bir tezgahı ve kazığı var. Bunu iyi bilmek ve anlamak gerekiyor. 
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası, geçmişte yaşanan iki ayrı bankalar krizinden sonra tedbirlerini almış, yeni ve çağdaş bir mevzuat geliştirmiş durumda. AB’nin birçok ülkesi günümüzde Türkiye’nin bankacılık mevzuatlarından kendi ülkesinin mali yapısına uyum gösterenlerden bazılarını uygulamaya koymuş. Mevzuatla ilgisi olmasa da Türkiye’deki bankacılık sektörünün icat ettiği ve uygulamaya koyarak başarı kazandığı “SMS ile teyit” yöntemi bugün bir çok ülkede kullanılmakta ve Türkiye’nin bu konuda en güvenli sisteme sahip olduğu açıklamaları yapılmakta, akademik makalelerde yer almakta.
KKTC Merkez Bankası birebir uyumla, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası ile birlikte faaliyet gösteriyor ve gidişatı son derece iyi. Tüm para hareketleri ile bankaların faaliyetleri, özellikle de hissedarları tarafından suiistimal edilebilme riski tam bir kontrol altında.
KKTC bankacılık sektörü ile ilgili mevzuatın Avrupa standartları ile uyumlaştırılması çalışmasının perde arkasında, KKTC Bankalarının hassas ve kritik bilgilerinin Rum tarafına aktarılması ve “AB ile uyumun sağlanacağı” düzenbazlığı adı altında adanın tanınan hükümeti ve AB üyesi olan “Kıbrıs Cumhuriyeti” Merkez Bankasının denetimi altına sokulması yatıyor.
Bu uyum çalışmasındaki en büyük sorun, bankacılık sektörümüzün en hassas, can alıcı ve kritik bilgilerinin Rum merkez Bankası tarafından bilineceği olması. Bunun önüne geçebilmek ve Rum tarafı olmaksızın yapılması gereken uyum çalışmasının yöntemi ve modeli KKTC’nin ilgili biriminin BM, IMF, AB ve ABD yetkilileriyle yaptığı görüşmeler sonrasında ortaya çıkmış ve bu yeni çalışma modeli KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı’nın bilgisine getirilerek, 20 Aralık 2016 tarihinde de BM’ye iletilmiş. İletilmiş ama 4 ay müddetle, Rum tarafının müdahalesi ve engellemeleri sonucunda yanıt alınmamış, Rumların işine gelmediği, kendileri dışta kalıp bu uyum çalışmaları devam edeceği için. 
    İşte bu nedenle, Cumhurbaşkanı Akıncı, uyum çalışmaları konusunda KKTC hükümetini eleştireceğine Anastasiadis’i eleştirmeliydi, Rumlar her yerden ve her yönden, gerek AB’yi gerekse de BM’yi kullanarak adanın kuzeyinde, KKTC toprakları üzerinde egemenlik kurmaya yönelik çalışmalar yaptıkları için…
YORUM EKLE

banner471

banner473