Reşat Akar dün ne güzel yazdı Diyalog’ta “Kıbrıs’ta barış engellenemez” diye. Ve isim isim, olay olay tarihler verdi kimin engel olup olmadığına dair.
Ve bir başka tartışma daha sınır kapılarında yapılan eyleme dair. Ekonomi ve Enerji Bakanı Hasan Taçoy’a yapılanlarla ilgili. Kendi bakanını yuhalayan sözde “barış” isteyenler. İçte barışı sağlayamadan, dışta barışı sağlayacaklarını düşünenler…
Ve bir başka tartışma konusu, UBP orada, CTP lideri orada ama Akıncı nerede? Dün özellikle CTP’li bazı kimselerin sosyal medyada yaptığı paylaşımlar Akıncı taraftarlarının kızmasına neden oldu.
Ve gözler bugüne çevrildi. Bugün bir kez daha Lokmacı’da eylem olacak. Dünkü gibi bugün de bazı siyasilerin eyleme gitmesi bekleniyor. Dün eyleme ve eylemde yaralananları ziyaret etmeyen Akıncı’nın bugün gidip gitmeyeceği henüz belli değil. Ama gözler bugün Akıncı’nın üzerinde olacağı kesin gibi.
Bakalım Cumhurbaşkanı Akıncı, bugün Lokmacı’daki eyleme katılacak mı?
Seçimlere 48 gün var
İki aydan bile az bir süre kaldı 26 Nisan Cumhurbaşkanlığı seçimlerine. Ama sokakta o hava hala yok. Tıpkı son seçimlerde olduğu gibi.
Anket şirketlerinin dediği gibi belli ki bu seçimlerde de katılım oranı hayli düşük olacak gibi gözüküyor. Vatandaşın derdi seçim değil, geçim.
Kıbrıs konusunda yıllardır bir yere varılamamış olması da insanların bu seçimlere bakış açısını özetliyor gibi. Dolasıyla öyle çok önemli bir seçimmiş gibi görmüyor birçok kişi.
Geçen akşam bir gazeteci dostumuzla yemekteyiz. Yanımızda bir karı-koca çift geldi ve onlarla bir süre sonra bizim seçim muhabbetine kısa bir süreliğine dahil oldular.
Kadın diyor ki “Benim çevrem hep UBP’li. Ama bu seçimlerde Akıncı’ya oy verecekler. Ben ise sandığa gitmeyi düşünmüyorum” şaşırıp kalıyoruz. Sonra adam söze dalıyor “Benim de çevremde CTP’li arkadaşlarım var, onlar da Ersin Tatar’a verecekler…”
Onlar yemeklerini yedikten sonra biz gazeteci arkadaşımla baş başa kalıyoruz ve az önce duyduklarımızı yorumlamaya çalıyoruz. Ama bu duyduklarımızı nasıl yorumlamalı? İdeoloji desen yok, partizanlık desen yok. Başka başka şeyler var bu seçimlerde…
Henüz resmi kampanya süreçleri başlamadı ama belli ki seçmenlerin kafası hayli karışık. Kampanya yapanlara bizden naçizane bir uyarı bu yazı.
İrsen Küçük’ü anarken
Kıbrıs Türk halkının milli mücadelesine Erenköy Mücahidi olarak katkı koyan, Kıbrıs Türk siyasi yaşamına Kurucu Meclis üyesi, milletvekili, Bakan ve Başbakan olarak uzun yıllar hizmet veren İrsen Küçük’ü aramızdan ayrılışının birinci yıl dönümünde özlem ve rahmetle anıyorum.
Siyasi tarihimizin renkli isimlerinden bir tanesiydi rahmetli. Pek çok anımız oldu geride kalan yıllar içerisinde. Teşkilatçılığı, kurnazlığı ve siyasi politik zekası ile hep anacağımız isimlerin başında gelecek İrsen Küçük.
“Aziz dostum” deyişini unutmuş değilim. Kurultay döneminde küsmüş, ayrı düşmüştük. Ama sonrasında yine kucaklaşmayı bilmiştik rahmetli ile.
Kurultay sonrasında olanları o günlerde görebilmiş olsam kesinlikle dizinin dibinden ayrılmazdım. Bu da kendime dair bir özeleştiri olarak dursun burada.
MESAJLAR
Ali ÇIRAKOĞLU: Geçen akşam Kudret Bey ile Karpaz’dan dönerken polis radarına takılmışsınız aşırı süratten. Kudret Bey sizin trafik sicilinizi bir bilse bakalım öyle rahat oturabilir mi arka koltukta? İşin şakası bir yana aman dikkat.
Dursun OĞUZ: Son iki günde 10 tır patatesin Yeşil Hat Tüzüğü üzerinden Güney’e satıldığını biliyor muydunuz? Yakında piyasada patates kalmazsa hiç şaşmamak gerekiyor.
Hasan TAÇOY: Bugün yine eylem olacak, acaba bugün de eylemcilere destek olmak için bir kez daha barikata gidecek misiniz? Belki birileri geçen gün olanlardan ötürü bugün sizden özür de diler.
Asım AKANSOY: Kampanya ekibinin bir üyesi olarak bir türlü istenen çıkışın olmamasını siz neye bağlıyorsunuz? Acaba seçmenin dilinden anlayacak bir kampanyaya mı yönelseniz?
Ali BİZDEN: Yeni bir dostluk kurmuşsunuz sosyal medyadan eski bir dostumuzla. Birde o kadar çok ortak yönleriniz varmış ki anlatamam. Allah muhabbetinizi artırsın diyoruz.
Fırat ATASER: Dün Alsancak’ta yapılan Rus şenliğine ülkedeki tüm Ruslar katıldı herhalde. O kadar bir kalabalık oldu ki hem ülkede yaşayan yabancılar hem de orada stant kuranların yüzü güldü.
Erhan ARIKLI: Dün Lefkoşa pazarını torununuz ile birlikte dolaşmışsınız. Ee fiyatları nasıl buldunuz? Vatandaş bu fiyatların içinde seçimleri düşünebiliyor mu? Siz ne diyorsunuz bu işe?
Eyüp Zafer GÖKBİLEN: Kaşgar Court Hotel'de dün sabah yakın dostlarınız ile istişare edip yaklaşan seçimler öncesi hasbihal etmişsiniz. Ee nabız nasıl atıyor bu konuda var mı bir diyeceğiniz?
Havva DAĞSEVER: Lefkoşa Lisesindeki iğrenç olayın tüm detaylarını titizlik ile araştırıp bu konunun aydınlanmayan kısmının kalmaması için azami gayret gösteriyormuşsunuz. Neredeyse dedektif gibi konuları tek tek araştırıyormuşsunuz.
Filiz BESİM: 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde tüm kadın dostlarınıza mimoza çiçeği hediye etmişsiniz. Gerçekten bu çiçek İtalyanlar gibi bizim için de çok faydalı olabilir.
Koral BOZKURT: Mağusa Türk Gücü camiası size ve takımına sahip çıktı. Sezon sonunda başkanlığı bırakacağınız yönündeki açıklama camianın etrafınızda toplanmasına sebep oldu.
Mustafa AKINCI: Zeytin ağacını kesmek, sökmek bu memleket yasalarına göre suç. Hal böyle iken her eylemde eylemcilerin ellerinde zeytin dalı ile bulunmasını siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ahmet BENLİ: Gönyeli’de yağmur suyu drenaj hedefi adım adım ilerliyormuş. Birde bu suları bağlayacağınız yerde Lefkoşa Belediyesi ile mutabık kalırsanız hiçbir sorun kalmaz.
Duygu ÜSTÜNDAĞ: Gaziantep turunuz nasıl geçti? Yediğiniz içtiğiniz sizin olsun da gördüklerinizi bize anlatmayı unutmayın. Bu arada Gaziantep gezisi nedeni ile tüm diyet programlarını da iptal etmişsiniz.
Kemal ALTUNCUOĞLU: Esnafa verdiğiniz kredilerin limitleri yükseltilmiş. Gerçekten piyasanın çok altındaki faiz oranları ile sayenizde esnafımız rahat bir nefes alabilecek.
