Haber ya da makale… Aslında sıcağı sıcağına kaleme alınmalı… Ama nedendir bilmem Cumhurbaşkanımız Mustafa Akıncı’nın bir grup “genç” gazeteciyi öğle yemeğinde ağırlamasına ilişkin düşüncelerimi ancak bugün yazabiliyorum…

Neden sıcağı sıcağına kaleme almadığımı sorguladığım zaman şöyle bir sonuca varıyorum; Kıbrıs sorununun çözümlenebileceğine bir türlü ikna olamıyorum… 

Oysa Sayın Akıncı birçok ilerlemeden bahsetti, masadaki samimi ortamın yansımasını anlattı…

Akıncı umutluydu… 

Ama “Ayakları yere basan” bir pozisyon ortaya koydu…

Umutluydu ancak hayalperest değil…

Bir takım yazılmaması kaydıyla bilgiler aktardı, iyimser olmasının nedenlerini ortaya koydu…

Rahattı Akıncı, kendinden emin, ne yaptığını bilen bir lider havasındaydı…

Özellikle mülkiyet kriterleri noktasındaki duruşumuz, sarih çoğunluk, dönüşümlü başkanlık gibi hayati konulara bakış açısı… 

Kıbrıslı Türkler hiç endişe etmesin… Masada kimse kimseyi satmıyor…

Kimseyi gemilere koyup göndermiyor Akıncı…

Akıncı Kıbrıs sorunun çözümünü gerçekten istediği için zorlayıcı taraf olduğunun da farkında… 

Rum liderden biraz daha cesaret bekliyor aslında…

Toplantının başında konuştuğumuz cep telefonlarının iki tarafta çalışabilmesine yönelik Rum liderin tutumu Akıncı’nın canını sıkıyor, bu belli… Ben o noktada kaldım yemek boyunca… 

Şefimiz Durmuş Çelik’in lezzetli yemekleri bile değiştirmedi durumu…

Söz bana düştüğünde iki şeye vurgu yaptım; 

Birincisi GSM gibi basit ve bitmiş bir konuyu bile “yasa”ya bağlayarak engelleyen bir Rum zihniyeti ile nasıl bir anlaşma yapılacak?

İkincisi ise Kıbrıs Türk tarafının 2004’de Annan Planına yaklaşım tarzı bugün yok… Rüzgâr farklı esiyor Kuzey’de… Ve ben bundan “endişe duyuyorum” dedim sadece…

Akıncı dinledi, sonrasında Emin Akkor devreye girip bu söylemimi destekledi ve yeni oluşan “arazi mafyası”na değindi… 

Müsteşar Gürdal Hüdaoğlu ve Sözcü Barış Burcu’nun da hazır bulunduğu yemekte önemli bilgiler paylaşıldı ama benim karamsar tutumum değişmedi… 

Öğle yemeği sonrasında Akıncı’nın söylemlerinden süzdüğüm mesajları var; 

Akıncı ve ekibi Kıbrıslı Türklerin hassasiyetlerinin farkında…

Bu hassasiyetleri göz önünde tutarak ancak geçmişteki liderlerin bazı noktalarda ürktüğü adımları atmaktan geri durmayan bir lider var…

Kriz bekleyenlerin aksine, eğilmeden, gücünü halktan aldığını bilerek ama hassasiyetleri de dikkate alarak Türkiye’deki siyasi aktörlere ve silahlı kuvvetlerin en üst makamlarına Kıbrıs Türkü’nün düşüncelerini aktarıp politika belirleyebilen bir lider var… 

Kanaatimce Akıncı bir şans… Hem Rumlar hem de Türkler için…

Bu şansı Rum Lider Anastasiadis de kullanırsa, cesur adımlar atabilmeyi başarırsa çözüm gelir… Ama GSM konusunu bile “yasa”ya bağlayan ve çözemeyen bir zihniyet Kıbrıs sorununu çözebilir mi derseniz, sanmam… İşte ben hala o noktadayım!