banner564

Akıncı’yı dinlerken…

Cumhurbaşkanı Akıncı, basın mensuplarıyla iki kez bir araya geldi… Yaklaşık 5.5 saat boyunca birini ayni masada, diğerini de Diyalog Tv’deki canlı yayında can kulağıyla dinledim…
Evet, bir çok konuda tedirginlik hissedilebilir şu an…
Sonuçta eğer bir çözüm olacaksa; statik durum da ortadan kalkacak ve yeni bir durum ortaya çıkacak…
Yani bu ne demek; “mevcut düzen değişecek” demek…
Çok net bir şey var; DEĞİŞİM SANCILIDIR…
Hele hele mülkiyet içerisindeki belirsizlik, yönetimdeki belirsizlik sürerken…
Bu tedirginliği anlamak mümkün…
Ama ne diyor Sayın Akıncı; bu belirsizlikler ileri günlerde kriterlerle belirginleşecek…
Yani kimin evini boşaltacağı, kimin evi için tazminat verileceği ya da kimin evine “evimdir” diyeceği durum ortaya çıkacak, müzakereler sonunda… 
Veya oturduğumuz bölgede kaç Rum içimize gelecek, hangi bölgeler bize kalacak gibi sorular yanıtını bulacak…
O zaman henüz tedirgin olmak için erken değil mi?
Ortaya çıkacak yeni durum ile ilgili anlaşmayı beklememiz gerekiyor…
Zaten sonunda bu anlaşma bizim, yani halkın önüne gelecek… Yine televizyon programları yapacağız, en küçük detayına kadar tartışacağız… “Hayır”cılarla “evet”çileri karşı karşıya getireceğiz ve dibine darı ekeceğiz planın!  
Yaşanacak değişiklik “işimize” gelmiyorsa onay vermeyeceğiz, işimize geliyorsa da “onay” vereceğiz…
Ya da “işimize gelme” kriteri dışında “toplumsal kazanca” bakacağız… En azından ben öyle yapacağım… İçinde oturduğum evin durumu benim kararımda etkili olmayacak dostlar… 
“Çözümün 8 yaşındaki evladımın geleceğine olumlu mu, olumsuz mu yansıyacağı?” sorusuna verilecek cevaba göre referandumda oyumu şekillendireceğim…
Umarım tümümüz, Kıbrıslı Türkler ve Rumlar bu yaklaşımla hareket eder… 
XXX
Basın toplantılarında genelde sorular mülkiyet ve garanti üzerine şekillendi… 
Garanti konusunda Akıncı’nın tutumu gayet net ve şüphe kaldırmıyor… Yani Akıncı “Türkiye’nin garantisini istemiyorum” demiyor, konuşulacak diyor, bunu Türkiye’de söylüyor… Rahat olunmalı…
Mülkiyet konusunda ise her şey kriterlerde gizli ki; onlar da hala müphem, görüşülecek… Ama ne diyor Sayın Cumhurbaşkanı; “Çözüm yapacağız diye hayatı berbat edecek değiliz”
Bu cümle de gayet net, anlaşılır!
Eğer bu düzenin sona ermesini istiyorsak, bileceğiz ki; belli bir süre hayat bizim için daha zor olabilir, uyum süreci ya da geçiş süreci diyelim bunun adına… Bu süreç bizi zorlayacak, Rumları da ama sonrasındaki zenginliği ve refahı hep birlikte görmeliyiz…
Küçük çıkarlara odaklanmadan, büyük resmi görürsek ve Cumhurbaşkanımıza güvenip arkasına kenetlenirsek; kayıp değil, toplumsal hatta ülkesel ve bölgesel bir kazancı görememek art niyetlilik olur…
Güven demişken Akıncı’nın şu cümlesine de dikkat çekmeliyim; “Süreç Ankara ile birlikte götürülüyor”
Garantörümüz de işin içindeyse neden hala güven sorunu duyalım ki?
Ve son söz; DEĞİŞİM SANCILIKDIR belki ama geçiş süreci sonrasında YOLUMUZ AYDINLIKTIR!
YORUM EKLE

banner608

banner474