Diyalog Gazetesi
2017-04-27 09:26:59

Aman dikkat

Reşat AKAR

rakar@diyaloggazetesi.com 27 Nisan 2017, 09:26

Türkiye gibi Kıbrıslı Türkler de hassas bir dönemden geçiyor...
Müzakerelerde bugüne kadar herhangi bir uzlaşının sağlanamaması, umudunu sadece çözüme bağlayan herkesi üzebilir...
Çözümün Kıbrıslı Türkler açısından iyi olmayacağını düşünenler de çözümsüzlük ortamından mutluluk duyabilir...
Görüş ve düşüncelerin farklı olması doğaldır...
Ancak unutulmamalı ki; umudunu çözüme bağlayanlar da çözümsüzlüğe bağlayanlar da pek huzurlu değildir...
Kendi içimizde birçok şeyin iyi gitmemesi huzursuzluğun başlıca nedenidir...
Bunu anlamalı ve çok hızlı bir şekilde toparlanma sürecine gidilmelidir...
Çünkü huzursuz insanlar son derece hassas olurlar...
En ufak şeylerden alınır, en ufak söz karşısında en sert tepkiyi verebilecek bir pozisyona girerler...
Öfkesinden ne söylediğini, ne yazdığını bilmez bir ortama sürüklenirler...
Sonrasında yazılanların ve söylenenlerin muhatabı olanları üzerler...
Onlar da konuşmaya ve yazmaya başladıkları anda ortam iyicve gerilir...
Halbuki; böylesi bir lüksumuz yoktur...
Gerilim ortamları bizlere hiçbirşey kazandırmaz...
Geleceğimizi güvence altına almadığı gibi, kişisel menfaat beklentisinde olanlara da uzun vadeli yarar getirmez...
O nedenle herkes ağzından çıkana dikkat etmeli, gerilim ortamı yarataktan uzak durmalıdır...

Tahriklere kapılmayalım

Özellikle Türkiye ile ilişkilerimizde çok daha hassas olmalı, tahriklere kapılmamalıyız...
Kim ne derse desin, Türkiye bizim Anavatanımızdır...
Tek destekçimiz, tek güvencemizdir...
Bunca yıl bizleri sırtında taşıyan, mutlu olmamız için her türlü fedakarlığa katlanan bir ana gibidir...
Yunanistan’ın, Kıbrıslı Rumlara neler yaptığını bir an için gözlerimizin önüne getirelim...
İlk ağır darbeyi 15 temmuz 1974’te vurdu...
Kendi evlatlarını kurşuna dizdi...
Kıbrıs’ı kana buladı...
Adayı ikiye böldü...
Aradan yıllar geçtikten sonra bu kez Kıbrıslı Rumların banka mevduatlarını yuttu...
Zenginleri fakirleştirdi...
Fakirleri, avuç açar duruma getirdi...
Ancak; Kıbrıslı Rumlar, topyekün Yunanistan’a saldırmadı...
Yunan elçiliğine taş, domates, yumruta fırlatan da olmadı...
Tam tersi, işçi ve asker alımlarında Yunan vatandaşlarına öncelik verildi...
Kıbrıslı Türklere eşitlik hakkı vermeden çözüme ulaşmak isteyen ve Enosis idealinden hala vezgeçmemiş olan Rum-Yunan liderliğinin en büyük beklentisi ve hayali; Türkiye ile sıkı ilişkilerimizin dinamitlenmesidir...
Buna fırsat verecek yaklaşımlardan kaçınalım...
Hem kendimize, hem de bunca yıl bizleri sırtında taşıyan Türkiye’ye zarar vermeyelim...
Tam tersi ilişkilerimizi daha da kuvvetlendirelim...
İç sorunlarımızın çözümü için daha çok çalışıp, Türkiye’den daha çok destek talep edelim...
İç barışı korumaya özen gösterelim... 
Bilzere yakışan budur...
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.