Ağustosböceği 3 ile 5 yıl arasında yaşar. Yeryüzünde şarkı söyleyerek geçirdiği iki üç ay dışında bu sürenin tamamı yeraltında yaşanır. Ağustosböceğinin yeraltını yeryüzüne tercih etmesinin nedeni, muhtemelen orasının dışarısına göre daha güvenli olması, onu kuş, kertenkele, yılan gibi düşmanlarından korumasıdır.
Dünyayı paylaştığımız milyarlarca canlı türünün her birinin varlığını sürdürmek için geliştirdiği taktikler vardır.
Kanser hücreleri, kendilerinden genetik farklılığı olan küçük sayıda hücre doğurur. Vücudun bağışıklık sistemi veya alınan ilaçlar kansere saldırdığında bu farklı hücreler devreye girer ve çoğalarak kanseri sürdürür. Bunlara bir saldırı vaki olduğunda, onlar da genetik olarak farklı hücreler yaratırlar. Genetiği başka olan her hücre bir öncekilerden güçlü ve dayanıklıdır. Bu şekilde vücut ve ilaçlarla kanserin savaşı devam eder.
Tabiatın son sözü, insan değil insanın içinde sakladığı bu hastalık olabilir.
Mikroplar da antibiyotiklere karşı direnç geliştirerek değişim geçirir ve ayakta kalır.
Aynı direnç insanın zehirlerle öldürmeye çalıştığı sineklerde, böceklerde, bitkilerde de görülür.
Kertenkele kaçarken kuyruğunu düşmanına kaptırırsa bir başkasını çıkarır. Ahtapotun da kopan kollarının yerinde yenisini çıkarma yeteneği vardır.
Çam ağacının içinde tohum bulunan kozalakları vardır. Bu kozalaklar olağanüstü yanıcı bir sakızla kaplıdır. Yangının sıcağı sakızın erimesine, kozalakların açılmasına ve tohumların yere düşmesine neden olur. Yangının yerdeki bitki örtüsünü yok etmiş olması, tohumlara mineral zengini boş toprakta elverişli bir yaşam sahası yaratmıştır.
Buna baktığımızda yangın, çamın hem düşmanı hem müttefikidir. Ama esas bakmamız gereken şey çamın kendini yok eden düşmanını çoğalmak, neslini sürdürmek için kullanma yolunu bulmasıdır. Yangın, ağacın yaşam döngüsünün ve yeniden doğuş sürecinin bir parçası olmuştur.
Yirmi beş yıl önce bilim insanları kâinatın genişlemesinin hızlanmakta olduğunu keşfettiler. Galaksilerin arasındaki mesafe süratle büyüyor. Ama bunun nedeni galaksilerin birbirlerinden uzaklaşması değildir. Galaksiler arasındaki uzay boşluğunun genişlemesi, galaksileri birbirinden uzağa itmesidir.
Geçenlerde uzaya fırlatılan 27 ülkenin ortaklığındaki Euclid isimli teleskopun amacı bu süratlenmeyi yaratan gücün ne olduğunu araştırmaktır. Bu güç, Karanlık Enerji isimli şey midir yoksa başka bir enerji kaynağı mıdır?
Galaksiler sonsuz ışıksız bir bahçede, kabuklarında mum taşıyan Lale Devri saray kaplumbağaları gibidirler.
Kâinatın yüzde 95’i Karanlık Enerji ile Karanlık Madde’den müteşekkildir. Bunların neden oluştuğu hakkında ise yok denecek kadar az bilgi vardır.
Yaşamak kolaydır. Yaşamın sırlarını çözmek ise zordur. Bana sorarsanız, imkânsızdır. Ağustosböceği şarkısını nasıl öğrendi, neden kanser hücreleri sağlıklı hücrelerden daha güçlüdür, çam kozalağı üzerindeki yanıcı maddeyi hangi akılla keşfetti… Bunları hiçbir zaman kesin olarak bilemeyeceğiz. Kâinat ise esrarından çok azını bizimle paylaşacak.
Bizim dışımızdaki yaratıkların, üzümünü yedikleri bağı sormamalarının nedeni bu olmalı.
Metin Münir’in 5 Aralık 2023 tarihli yazısı…
Yaz 1 Gün Önce
Ahhh diyalog vahhh diyalog 5 Aralık 2023’te sevgili MM keşke bizimle olsaydı.
Ege’de Bir Sahil Kasabası 21 Saat Önce
Diyalog Gazetesi tekrarın tekrarında yol almakta ısrar ettiği için, yazının asıl tarihini de karıştırıyor haliyle. Metin Bey hayatta iken yayınlanma tarihi 4 Temmuz 2023. İlk tekrar tarihi 5 Aralık 2023. 2.tekrar tarihi 6 Mayıs 2025. 3.tekrar tarihi ?. Yazıdaki bilgiler çok ilgi çekici ve öğretici ve fotoğraf da çok güzel Metin Bey. Hem yazılarınızdan olduk, hem de bahçenin o güzel fotoğraflarından olduk ve yokluğunuza hiç alışmadık. Yaz geliyor, yakında bol bol ağustos böceklerinin şarkılarını dinleyeceğim, tabii ki sizi de anarak Metin Bey.