Diyalog Gazetesi
2014-08-04 08:31:06

Doktor da çare olamıyor

Reşat AKAR

rakar@diyaloggazetesi.com 04 Ağustos 2014, 08:31

Ülkemizde hastalıklar sürekli artıyor...
Sadece kalp ve kanser değil...
Diyabet, astım, alerji ve cinsel hastalıklar da hızla artıyor...
Bir de depresyon...
İnsanların depresyon halini, hareketlerinden, düşüncelerinden, bazı olaylar karşısındaki tepkilerinden anlayabiliyorsunuz...
Normalde bir insan; hele de sorumlu mevkilerde bulunuyorsa, ölçüsüz ve tutarsız konuşamaz...
Sıkıştırılsa bile “bir araştırayım, öğreneyim, danışayım” deyip, zaman kazanır...
Ve gerçekten bunu yapar...
Hangi makamda olursak olalım, özellikle de uzmanlık sahamız dışındaki olaylarla ilgili kesin hükümler veremeyiz...
Yanlışları eleştirsek bile, doğrusunun ne olduğunu gösteremeyiz...
Hatta eleştirdiğimiz kişiden daha fazla hata yaparız...
Çünkü o konunun uzmanı değiliz...
Uzmanı olmadığımız bir konuda, gerekli danışman desteği almadan karar üretemez, kişileri yargılayamaz, eleştiremeyiz...
Ama burası Kıbrıs
Ne var ki; Kıbrıs çok farklı bir ülke...
Özellikle de kuzey kısmı...
Sorumlu makamlara ‘profesyonel’ kişiler atanmıyor...
Genellikle partililer seçiliyor ve onlar da sorumlusu oldukları işi öğreninceye kadar, katliama uğruyorlar...
Sonra herşey yeniden başlıyor...
Yeni gelenler işi öğreninceye kadar ülke sürekli geriliyor...
İnsanlar mutsuzlaşıyor...
Fakat kimse bunu fark etmiyor...
İşte işin en tehlikeli yanı da bu...
İnsanlar aradan uzun yıllar geçtiği halde ülkede hiçbir şeyin değişmediğini, yapanın yanına kaldığını gördükçe, mevcut düzene ayak uydurmaya başlıyorlar...
Uzman olup, olmadıklarına bakmaksıznın her konuda fikir yürütüyorlar...
Kendilerini destekmeyenlere, ya da eleştirenlere çamur atıyorlar...
Bunu yaparken hiç çekinmiyorlar...
Aynı şekilde kendisine de bir gün çamur atılacağını hesaba katmadan kötü bir yolda ilerlemeye devam ediyorlar...
Tüm bu yaşananlar toplumun ezici bir çoğunluğunun ‘depresyonda’ olduğunu göstermiyor mu?..
Doktor sana ne yapacak?..
Hastaların bir kısmı doktora başvuruyor...
Bir kısmı da ‘her konuda olduğu gibi’ sağlık konusunda da uzman olduğunu düşünerek doktora gitme ihtiyacı hissetmiyor...
“Ben bilirim, ben yaparım” diyor...
Doğru mu bu yaptığı?..
Elbette değil...
Fakat doğru olduğunu düşünerek doktora gidenler de kesin bir tedavi yöntemi bulamıyor...
Çünkü yaşadığı ülkenin koşulları ‘düzelmeyi, doğrudan yana olmayı, dürüstlüğü, başını dik tutmayı, onurlu yaşamayı’ engelliyor...,
Yedikleri, içtikleri, çevresi de engelliyor...
Domatesi istediğiniz kadar yıkayın...
Zehir içine geçmişse birşey yapamazsınız...
‘Faydalıdır’ düşüncesiyle sabah, öğle, akşam karpuz yeyin...
Ağzınıda bir tuzluluk hissediyorsunuz değil mi?..
Tarlaya akan suyun kalitesindendir, üzülmeyin...
Yüksek ateş, kusma, ishal salgını yaşanıyor son günlerde...
Bazıları ‘havaların sıcak olmasındandır’ diyor...
Bazıları, yiyecek ve içecekleri işaret ediyor...
İçeceklerden bahsederken, para ödeyerek satın aldığımız suları unutmayalım...
Plastik şişelerde, saatlerce 40-50 derece güneşin altında bekleyen suyu içmek sağlıklı mı, değil mi?..
Bu sorunun cevabını ‘uzmanlarına’ bırakıyorum...
Görüyorsunuz bu ülkede herşey ‘depresyonu’ tetikliyor...
İnsanlar ne yaptığını bilmez hale gelince, soygunu, talanı, vurgunu destekleyecek kadar cesaretlenebiliyor...
Diplomalı doktora gitseniz bile...
Derdinize bulabilir mi çare?..
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.