Kıbrıs sorununun çözümü için son 51 yılın belki de en kritik sürecinden geçiyoruz... Rumların hedefi; Türkiye’nin buradan tamamen çekilmesidir...
Askerleri ve ‘yerleşik’ dedikleri tüm vatandaşlarıyla adadan gitmesini istiyorlar...
Olası bir çözümde Türkiye’nin garantörlüğünün ortadan kalkmasını da şart koşuyorlar...
“Garantörlük çağ dışıdır” diyerek, Avrupalı dostlarını ikna etmeye çalışıyorlar... Bizlere de ne düşündüğümüzü sormuyorlar...
Hâlbuki Kıbrıslı Türklerin tamamına yakını, Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğünün devamından yanadır...
Kıbrıslı Türkler bunu talep ettiği sürece, Türkiye garantörlükten vazgeçemez...
Hem bizleri, hem de Doğu Akdeniz’in güvenliğini tehlikeye atamaz...
Türkiye’nin garantörlükten çekilmesi demek, her 100 ELAM mensubunun karşısında 20 masum Türk’ün bulunması demektir...
Bunun sonrasında nelerin olacağını kestirmek hiç de zor değildir...
Güneş çarpmasının etkisi altında kalan bazı kimseler “AB üyesi bir ülkede artık terör faaliyetleri olmaz, kimse, kimseye zarar vermez” diyebilir... Ne var ki; şimdiki şartlarda dahi bu zararı veriyorlar...
AB de kılını oynatmıyor...
Evimizi temizleyelim
Özetlemek gerekirse; halkımızın büyük bir kısmı Türkiye’nin her açıdan Kıbrıs’a verdiği desteğin bilincindedir...
Türkiye’nin garantörlüğünün devamından yanadır...
Ancak bazı ufak, tefek sorunların dahi 51 yılda çözümlenememesinden dolayı huzursuzdur...
Kendi yöneticilerine karşı öfkelidir...
Sağlıkta, tarımda, ulaşımda, enerjide ve eğitimde ciddi sorunlar vardır...
Askeri harekatın 51’inci yılında bu sorunların da masaya yatırılması ve KKTC’li yöneticilerin cesaretlendirilerek, ciddi icraatlara yönlendirilmesinin yararlı olacağı inancındayız...
Kıbrıs; bazı tahribatlar olmasına karşın küçük bir cennet parçasıdır...
Özellikle turizme ağırlık verilirse ve bu ülkenin Türkiye ve diğer ülkelerle hava bağlantısı güçlendirilirse, ambargo diye bir sorunumuz da kalmaz...
Ana hedef çözüm ise, bunu ancak güçlü bir KKTC ile gerçekleştirebiliriz...
Sağlam ve kalıcı bir çözüme varız…
Böylesi bir gelişme her iki toplum ve Anavatanlar açısından son derece yararlı olur…
Ancak; yeni bir maceraya sürüklenmek istemiyoruz…
Güven Artırıcı Önlemleri artırmak, eğitim sistemini yeniden düzenlemek ve sağlam bir garanti sistemini benimsemekle çözümün yolunu bulmak mümkündür…
Hasan Nuri 13 Saat Önce
Aynaya bakıp gerçekçi olmalıyız ‘ Mevcut KKTC düzeninin Sürdürülebilmesi Mümkün değildir ! AB Toprağı KKTCnin Tanınması Direk Uçuşların veya Ticaretin başlaması da maalesef mevcut KKTC düzeni ile de İmkan dışıdır ! KTFD zamanında olduğu gibi KKTC ile batırıp talan ettiğimiz Pahalılıktan ve Kirlilikten girilemeyen KKTCye yeniden TURİST ve YATIRIMCI gelmesi de maalesef artık hayal olmuştur ! Tüm Sektörlerimizi yitirdiğimiz gibi Elimizde patlayan İnşaat Sektörümüzün bitişine Amak kalan KKTCde Kıbrıslı Türkleri de mumla arayacağımız günler kapımıza gelmiştir , Bugüne kadar var olanı yok ettiğimiz KKTCde Neyi başarabildik acaba bilen var mı ! Bugün Türkleştiremediğimiz Rum Malları üzerinde milli nutuklarla zil çalıp oynayabiliriz AMA ‘ ‘ PEKİ YA YARIN ?
İsmail Kahya 12 Saat Önce
Reşat bey halk yoneticilerimize kızgındır hak veriyorum tabiki ama her gelişinde Sn Erdogana hakaret edenler kimlerdir dertleri nedir. Toplum birileri tarafından sistemli olarak Turkiyeye karsı bu toplumu kışkırtmaktadır. Bir programinıza bunuda konu edip irdeleseniz iyi olur etrafımız ateş çemberi ve savaş iken, rumlar silah konusunda sürekli yatırım yaparken bizim Turkiyeye ve başkanına hakaret etme luksümüz varmı. Bu konuda bir proğram yapıp halķın kendisine gelmesi açısindan iyi gelecektir diye düşünürüm
Öz 6 Saat Önce
Kıbrıs kimindir? 1960 anlaşmasına göre Kıbrıslı olan Türkler, Rumlar, Ermeniler, Maronitler ve Latinlerindi. Güney hala öyle de kuzey kimin? K/Türklerin mi? Türkiyelilerin, Afrikalıların, İranlıların,Türk cumhuriyeti. vatandaşların mı? Garantör nedir? Kuzey. Kıbrıs garantörün toprağı mı? Yoksa AB toprağı mı? Kuzeyde siyasi irade K/ Türklerin mi? Anlaşmayı ancak bu sorulara verilecek cevaplar belirler.