Kıbrıs’ın güneyinde kısa adı ‘AIK’ olan elektrik kurumu, devletin kontrolündedir…
Ancak bu kurumu tamamen profesyonel insanlar yönetiyor…
Her yıl veya 2-3 yılda bir yönetim değişimi olmuyor…
İşin ehli insanların yönettiği bu kurum, ülkenin enerji ihtiyacını karşılarken zarar etmiyor…
Buna karşın, kısmi özelleştirme çalışmaları da engellenmiyor…
Güney Kıbrıs’ta güneş enerjisi üretimi tamamen özel şirketlere verilmiş durumda…
Günde 750 megawat üretim yapılabiliyor…
Kuzey Kıbrıs’ın günlük ihtiyacı ise 435 megawat…
Yani Güney Kıbrıs’taki özel şirketlerin sadece güneş enerjisinden ürettiği elektrik, Kuzey Kıbrıs’ın ihtiyacının çok üzerinde…
Güney Kıbrıs ayrıca, doğal gazla üretim konusunda önemli yatırım projelerini ilerletmeye çalışıyor…
Bir yandan da İsrail-Güney Kıbrıs-Girit arasında deniz altında kablo ile bağlantı sağlayan ‘Great Sea’ projesi AB tarafından 680 milyon Euro mali katkı kararıyla destekleniyor…
Günlük bin 750 megawat üretim, Güney Kıbrıs ve Yunanistan’a sıfır kirlilikle ulaşmış olacak…
Böylesi korkunç bir proje ilerlerken, Güney Kıbrıs veya Yunanistan’a herhangi bir örgüt, kurum veya kuruluştan tepki hareketi gelmedi…
Tam tersi, enerji üretiminin artırılmaması halinde, turizmin ve diğer yatırımların geliştirilemeyeceği konusunda uzlaşı sağlandı…
Kuzeyde ‘hayır’ modeli
Bizde ise sendikaların neredeyse tamamı özelleştirmeye ‘öcü’ korkusuyla bakıyor…
En ufak bir fikir ortaya atıldığı zaman, bunu bertaraf etmek için belirli çevreler harekete geçiriliyor ve siyasiler üzerinde baskı unsuru oluşturuluyor…
Milletvekillerinin bakanlık yarışında olduğu bir ülkede, halkın ve devletin çıkarları ikinci plana itilerek, kişisel ve partisel çıkarlar öne çıkarılıyor…
Kıb-Tek’in özelleştirilmesi istenmiyor…
Ancak Kıb-Tek’e ‘uzun vadeli’ işin uzmanı yöneticiler de atanmıyor…
Seçim pozisyonuna göre; Kıb-Tek’in zararına üretim yapmasına göz yumuluyor…
Zararın miktarı büyüdükçe, enerji üretimi için ihtiyaç duyulan cihazlar alınamıyor, yenileme ve kapasite artırımı gerçekleştirilemiyor…
Buraya kadar ortaya koyduğumuz görüşlerin doğruluğunu tüm kesimler bildiği halde yanlıştan dönülmüyorsa…
Ve halkın siyasiler üzerindeki baskısı yoğunlaşmadıkça…
Kuzey Kıbrıs elektrik sorunu yaşamaya devam edecek…
Ülkeye yatırımcı gelmeyecek…
Gelenler de bırakıp gidecek…
İşte bunun sonunda ‘teslimiyet’ tek seçenek olacak…
Bunu söylemek herkese ‘öcü korkusu’ vermek değildir…
Gidilecek köyün minarelerini görebiliyorsak…
İddiaya girebiliriz…
10 Saat Önce
Hasan Nuri beye özel yorum mu açıldı. Sadece onun adı var. Bize haksızlık değil mi.
10 Saat Önce
Çılgına döndüğümüz KKTCde gideceğimiz Köyün minaresini Görebilenimiz mi var !