Güney Kıbrıs’taki Rus Büyükelçiliği’nin, Rum Dışişleri Bakanlığı’na ilgili başvuruda bulunduğu bildirildi. Moskova, Rum tarafının cevabı ne olursa olsun ofisi açacağını ABD, İngiltere, Almanya, İtalya ve Fransa’yı örnek göstererek bildirdi.
Politis güvenilir kaynaklarına dayandırdığı haberi “İşgal Bölgelerinde Konsolosluk İçin Resmî Rus Başvurusu… Halen Ülkenin Buradaki Büyükelçiliği Tarafından Dışişleri Bakanlığı’na Sunuldu” başlığıyla manşete çekti.
Habere göre Rus Büyükelçiliği, “rıza almak için” Rum Dışişleri Bakanlığı’na gönderdiği resmî yazıda konsolosluk kurma hedefini KKTC’de yaşayan –gerek KKTC’yi ziyaret, gerek daimi ikamet eden yahut başka ülke vatandaşlarıyla evlenme yoluyla aile kuran- 50 bin civarındaki vatandaşına hizmet vermek olarak izah etti.
Meselenin siyasi boyutu da olduğunu ve bunun yadsınamayacağını yazan gazete diplomatik kaynaklara dayanarak Rum Yönetiminin, bütün konsolosluk ihtiyaçlarının, KKTC’de konsolosluk açılması şart olmadan, Rus Büyükelçiliği tarafından verilebileceği görüşünde olduğunu yazdı.
Habere göre Rus Büyükelçiliği’nin ilettiği yazıda, KKTC’de yaşayan Rus nüfusunun arttığına ve Lefkoşa’nın Rum kesimindeki büyükelçiliğin bütün konsolosluk hizmetlerini yerine getiremediği, keza, KKTC’de yaşayan ancak Güney Kıbrıs’a geçiş yapma hakkı olmayan (Rus) vatandaşları da bulunduğu kaydedildi.
Ayrıca KKTC’de konsolosluk açmasının Rusya’nın KKTC’yi “tanıması anlamına gelmediği, Kıbrıs sorununa BM Güvenlik Konseyi kararlarında tesis edilen uluslararası hukuki çerçevede adil, sürdürülebilir kapsamlı bir çözüm bulunmasına desteğini sürdürdüğü” belirtilen yazıda “çeşitli değerlendirmelere göre birkaç on bin ile ifade edilen, önemli sayıda Rus’un Ada’nın Kuzeyinde yaşadığı sır değil. Oraya hangi şartlar astında ulaştıklarına girmeyeceğiz ancak bu nesnel ve şüphe kaldırmaz bir olgudur” ifadesi kullanıldı.
KKTC’de yaşayan Rus vatandaşlarının bir dizi gündelik meselede, meşru çıkarlarının korunmasında konsolosluk desteğine ve yardımına ihtiyacı olduğu kaydedilen açıklamada konsolosluk hizmeti sunma mekanizmasının kendine has nitelikleri olduğu ancak dünya tarafından tanınmayan KKTC’nin bu özel durumu nedeniyle, daha iyi yöntemler bulunması için özel bir yaklaşım gerektiği belirtildi.