Diyalog Gazetesi

‘Çözüme köprü olur’

GÜNEY

Rum Dışişleri eski bakanı Kasulidis, 1960 Anayasası’na dönüş fikrine destek verdi

Rum Dışişleri eski bakanlarından Yoannis Kasulidis, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in “60 Anayasası’na dönüş” önerisine destek belirterek, öneriyi “çözüme köprü” diye niteledi; istenilenin Türk tarafının ayrı egemenlik ve iki devlet tezinin terkedilmesi olduğunu söyledi.

Kasulidis Fileleftheros’a verdiği özel röportajda, 1960 Anayasası’na dönüşün kapsamlı bir öneri olarak işleyebileceği ve Kıbrıs sorununun ana önerisi olabileceği görüşünü ortaya koydu ve “bu, ayrı egemenlik talebine cevap vererek Türk tarafının endişe olarak öne sürdüğü bahaneleri yıkarak çıkmazın üzerine köprü kurabilir” dedi.
Yoannis Kasulidis, 60 Anayasası’na dönüşün, Kıbrıs sorununda bir stratejik anlaşmaya varılmasından çözümün ve “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin iki bölgeli iki toplumlu federasyona evrilmesinin” kabulü için referandumlar yapılana kadar geçiş dönemini güvenceye alabileceği görüşünü ortaya koydu.

Dünya tehditten yana değil

Uluslararası toplumun, Türk tarafının egemen eşitlik ve iki devlet tezini BM parametrelerinin dışında gördüğünü, bu tezi benimsemediğini, BM kararlarına ve iki bölgeli, iki toplumlu federasyona atıf yaptığını söyleyen Kasulidis “ancak BM Güvenlik Konseyi daimi üyeleri de, AB de bize, baskı ve yaptırım tehdidi ile tez değişikliğini dayatmak niyetinde olmadığını gösterdi” dedi. 
Kasulidis, 60 Anayasası’na dönüş önerisinin müzakerelerin yeniden başlamasına pratikte nasıl hizmet edeceğini özetle şöyle izah etti:
“İngilizler Güvenlik Konseyi aracılığıyla Kıbrıs sorununa, Kıbrıs Türk tarafının eşdeğer ayrı egemenlik ve iki devlet çözümü tezini terk edeceği şerhi düşerek bizim kabul etmediğimiz bazı terminolojileri ithal etmeye çalışıyor. Bu şerhleri, bizim tarafça kabul edilmesi ve Türk tarafının endişe/bahanelerini tatmin etmek için düşülüyor. Bu olguları akılda tutarak 1960 Anayasası’nda ne olduğunu ve bunlardan hangilerinin bu bahanelere cevap verdiğini arayıp bulalım. 
Örneğin Türk tarafı uluslararası toplumu, 2004 ve sonrasında sonuca varmayacak müzakerelere gittiğimizi ve bunun sebebinin Türk tarafının uzlaşmazlığı değil Rum tarafının kabahati olduğu konusunda ikna etmişti. Dolayısıyla, gerekçelerine cevap verecek ön şartlar bulunmalı. Örneğin, bir sonuç çıkmazsa kendi taraflarının, izolasyon altında vb. olduğu için boşlukta kalacağını iddia ediyorlar. İki devlet çözümü tezini terk eder, anlaşmaya varılır ve referanduma gidilirse Rumların reddetmesi halinde kendilerinin boşlukta kalacaklarından endişe ettiklerini söylüyorlar. Bu ‘endişelerinin’ tamamen haksız çıkmasını sağlayan 60 Anayasası bu noktada devreye giriyor.
Kıbrıs Cumhuriyeti 1960’ta iki toplumun ortaklığı statüsünde müşterek kuruldu ve İngilizlerin Kıbrıs Cumhuriyeti’ne devrettiği yeni egemenliğin Kıbrıslı Rumlardan ve Kıbrıslı Türklerden kaynaklandığı kabul edildi. Dolayısıyla 1960 Anayasası’nın bu olumlu unsurlarını alırsak ve Kıbrıslı Türkler buna geri dönmeyi kabul ederse 60 Anayasası’nda öngörülmeyen güvenlik, mülkiyet ve AB’de temsiliyet gibi konularda bir stratejik anlaşmaya varılabilir. Bir geçiş dönemi olarak uygulanır ve sonra Anayasa’nın iki bölgeli iki toplumlu federasyon olarak değiştirilmesini müzakere ederiz.”

Askeri alıp Maraş’a mı gideceğiz?

“Maraş konusunda işe yarayabilecek tek tepki yöntemi, askeri alıp Maraş’ı almaya gitmemizdir. Ancak gördüğünüz gibi bu fikre hepimiz gülümsüyoruz çünkü olamaz. Dolayısıyla, en etkin önlem, sonuç alma siyasi iradesi ve hedefiyle müzakerelere başlamaktır” diyen Kasulidis, Maraş’ta yapılan bazı hareketlerin ancak müzakereler olursa bozulabileceğini sözlerine ekledi. 

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.