Diyalog Gazetesi

Rum tezine yakın

GÜNEY

Eide, garantilerin aşamalı olarak kaldırılmasının görüşüldüğünü, müdahale hakkı konusunda ise uzlaşı umudunun doğduğunu savundu

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreterinin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide, Crans Montana zirvesi ve Kıbrıs sorununa ilişkin yeni açıklamalarıyla, Rum tezinin yanında durmaya çalıştı.
Fileleftheros gazetesine göre Eide, güvenlik, garantiler ve Türk askerinin çekilmesi konusunda şu iddialarda bulundu:
“Askerlerin sayısının azaltılacağı ve azaltıldığı zaman sayılarının eksi düzeydekinden daha aşağıda olacağı netti. Ancak geçerliliğin bitiş koşulu ve yenilenmesi koşulu arasında nihai anlaşmaya henüz varmamıştık. Bunun sonucunda, garantilere ilişkin önemli bir ilerleme sağladık ancak askerler konusunda askıda bulunan konular vardı. Size şunu söyleyebilirim: Sayıları çok az olacaktı ancak zaman konusunda henüz uzlaşıya varılmamıştı”.
Türkiye’nin garantiler konusundaki tezinin, “garantilerin uzun yıllar içerisinde, aşamalı olarak kaldırılması gerektiği şeklinde olduğunu, bu görüşün herkes tarafından da bilindiğini” ifade eden Eide, “Genel Sekreterle herkesin esnekliğini denedikleri zaman, nihai pakete katkı olarak, yürürlüğe girmesiyle birlikte müdahale haklarının hemen son bulması gerektiği konusunda (elbette nihai paketin diğer tüm unsurlarında uzlaşı olursa) herkesin uzlaşıya varmasının mümkün olması gerekeceğini anladık” şeklinde konuştu.
Konferans sırasında Guterres’in, BM Genel Sekreter yardımcısı Jeffrey Feltman’ın ve kendisinin “müdahale hakları son bulmazsa bir anlaşmaya varılamayacağını herkese ifade ettiklerini” vurgulayan Eide, “bunun herkes tarafından anlaşıldığını” iddia etti.
Eide, askerlerin çekilmesi konusunda ise, birçok ikili temas gerçekleştirdiklerini, garantör ülkelerle görüşmeler yaptıklarını, garantiler ve güvenlik konularında birçok belirli fikir ürettiklerini ifade ederek “Garanti Anlaşmasının ve müdahale hakkının hemen son bulması gerektiği görüşünü erkenden benimsediğini” söyledi.
Kıbrıs’taki askerlerin bir kısmının kökeninin 1960 İttifak Anlaşması olduğunu, 1974’te müdahale hakkı çerçevesinde gelen askerlerin çözümden sonra kalmasının ise haklı olamayacağını iddia eden Eide, Türkiye’nin bu konudaki argümanının, bu askerlerin orada anayasal düzeni korumak için bulundukları şeklinde olduğunu, anlaşma olması, gerçek bir anayasal düzen sağlanması durumunda bu argümanın da geçerliliğini yitireceğini öne sürdü.
Eide, mevcut fikrin, İttifak Anlaşmasının isminin Dostluk Anlaşmasına dönüştürülebileceği ve asker sayısının hemen İttifak Anlaşması’ndaki düzeye indirilmesi şekilde olduğunu vurguladı.
Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.