Diyalog Gazetesi

Yönetimi uyardı

GÜNEY

Çelepis “1960 anayasasına geri dönülmesini önerirsek, BM Genel Sekreteri parmağını bile kıpırdatmayacak” dedi

 AKEL’in Kıbrıs masası şefi ve uluslararası ilişkiler uzmanı Tumazos Çelepis, bugün Rum gazetelerinden Haravgi’de yer alan demecinde, etkili bir müzakere sürecinin yeniden başlamasına dair umutların daha da azaldığını söyledi.

Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in 1960 Anayasasına geri dönülmesine dair son açıklamalarının ardından, bazı kişilerin AKEL’in neden Anastasiadis’i eleştirmeyi sürdürdüğünün kendisine sorulması üzerine Çelepis kısaca şu yanıtı verdi;
“Bu şekilde yalnızca çıkmazı aşmamakla kalmıyor, etkili bir müzakere sürecinin yeniden başlamasına dair umutlar da gittikçe azalıyor. Türkiye ve Sayın Tatar iki devlet çözümüne dair kabul edilemez bir teze sahipken, Rum kesimi ise tek (üniter) devlet istediğine dair bir izlenim yaratıyor. Ne söylersek söyleyelim uluslararası toplumun edindiği izlenim bu yöndedir. Bu tabi ki BM Genel Sekreteri’nin, olumsuz söylemlerin son bulması ve iki liderin müzakerelerin yeniden başlaması için ortak zemin bulmaya çabalamasına dair yineleyen çağrılarına da uymuyor. Dolayısıyla Başkanın yeni tezi yalnızca çıkmazın aşılmasına katkıda bulunmamakla kalmıyor, bunun aksine uçurumun genişlemesine ve müzakerelerin yeniden başlamasıyla herhangi bir çabanın baltalanmasına katkıda bulunuyor.”
“Bu öneri Tatar’ın önerisine yönelik bir karşılık olarak kabul ediliyorsa, neden iki devlet önerisinin sunulmasının hemen ardından Cenevre’de ortaya konulmadı” sorusuna ise Çelepis “Gerçekten ve neyse ki Cenevre’de sunulmadı. Ve önceki başkanlardan hiçbiri de asla böyle bir öneri sunmadı. Bu tesadüf değildir. Çünkü böyle bir öneriyle Rum tarafının Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğünün ortak sorumlusu olacağını ve bu tarz görüşlerle nihai bölünmeye gidileceğini biliyorlardı” yanıtını verdi.
Anastasiadis’in sözde yeni fikirlerinin görüş birlikleri konusunu yeniden açtığını da ifade eden Çelepis devamla “bu son öneri üzerinde kiraz olan bir kek gibidir. Şu halde cevap ‘sen iki devletten söz ettiğin için ben de 1960 Anayasasından söz ediyorum’ şeklinde olamaz. Görüş birlikleri vardır ve buradan devam etmeliyiz. Bu başka bir şeyi değil Tatar ile Türkiye’yi zora koşar” iddialarında bulundu.
“1960 Anayasasıyla iktidardaki varlıkları daha güçlüyken neden Kıbrıslı Türkleri kabul etmesinler” sorusuna yanıtında ise Çelepis şunları söyledi;
“Kıbrıs sorununun çözümü olmadan Kıbrıs Cumhuriyeti’ni kabul etmeleri gibi bir durum yoktur. Diğer taraftan geri döndüklerini varsayalım. Bu, işgal koşulları altında 1960 Anayasasına döneceğimiz için, sahte devlet muhafaza edilirken, Tatar’ın veto hakkıyla Kıbrıs Cumhuriyeti başkan yardımcısı olacağı anlamına gelir. Bu bütçe dahil bir dizi meselede Kıbrıslı Türkler milletvekillerinin ayrı çoğunluklarla meclise girmesi, Rum Milli Muhafız Ordusunun (RMMO) karma bir orduyla yer değiştirmesi, eğitim bakanlığının dağılması, Kıbrıslı Türklerin kendileriyle ilgili olan pozisyonlarda kamu hizmetine geri dönmeleri, Crans Montana’da herkesin yürürlükten kaldırılması konusunda hem fikir olduğu Garanti Antlaşmalarına geri dönüyoruz anlamına geliyor. Ve bu sadece bir Antlaşma olmayacak, değişemeyeceği varsayılan bir anayasanın temel maddesi olacaktır. Ve hepsi de sahte devletin varoluş koşullarında olacak. Kim bu önerinin mantığını ve manasını anlayabilir?” 

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.