Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Guterres; Kolombiyalı siyasetçi Bayan Maria Angela Holguin’i yeniden Kıbrıs Özel Temsilcisi olarak görevlendirdi…
Holguin, adaya gelir gelmez Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis’le görüştü…
Bugün de Cumhurbaşkanı Tatar’la bir araya gelecek…
Hristodulidis’le görüşme sonrasında hem ‘Güven Artırıcı Önlemler’ hem de ‘Yeni müzakere süreciyle’ ilgili mesajlar verdi…
Güven Artırıcı Önlemlerin en önemlisi, 4 yeni sınır kapısının açılmasıyla ilgilidir…
Taraflar; 4 yeni kapı açılmasını Cenevre’de kabul etmişti…
Ne var ki; Cenevre sonrasında bu konuda adım atılamadı…
Temmuz ayında yeni bir görüşmeye gitmeden önce 4 yeni kapının açılmasını herkes istiyor…
Liderlerin bu konuda uzlaşmasını bekliyoruz…
Sınır kapılarını önemsemeyenler olabilir…
Ne var ki; bu konu artık bazı siyasilerin inisiyatifinde değildir…
Kuzeyde gittikçe artan şiddet olayları, tahribata uğrayan çevre ve güven yitiren gıda ürünleri karşısında Kıbrıslı Türkler için tek alternatif, adanın güney kesimidir…
Sağlık konusunda da ilk alternatif güneydir…
Kuzeyde yanlış teşhis veya tedavi sonucunda hayati tehlikeyle yüzleşen Kıbrıslı Türklerin, en yakın mesafedeki Rum sağlık merkezlerine başvurduğunu bilmeyen yoktur…
Bu gerçekleri yok sayıp, güneye geçemeyenlerden siyasi avantaj elde edeceğini düşünenler yanılıyordur…
Ayrıca bunun tersini düşünmelerinde fayda vardır…
Yani güneye geçebilenlere sınır kapılarında işkence çektiren uygulamalar karşısında, seçme hakkı olan bu insanların ilerideki tepkisinin hangi yönde olacağını herkes iyi düşünmeli…
Bir de son zamanlarda amacını belli etmeye başlayan senaryoların uygulamaya konulduğu görülüyor…
Baskı, tehdit, şantaj, saldırı gibi yöntemlerle Kıbrıslı Türkleri Türkiye’den uzaklaştırıp, güneye yakınlaştırma gayretleri…
Bilinmelidir ki; bu tür gayretler ne Anavatan’ın, ne de KKTC vatandaşlarının çıkarınadır…
Yine bilinmelidir ki; Kıbrıslı Türklerin kalıcı bir çözüm arzusu, Türkiye’ye yönelik bir hareket değildir…
Türkiye’nin ana hedefi AB ile bütünleşmek olduğuna göre; toprağın tamamı Avrupa olan bir ülkenin kuzey kısmını Afrika şartlarında barındıramazsınız…
Rumlara güvenilmez diyenler var…
Öyleyse; güvenini sağlayacak formüller üzerinde durulmalı…
Kıbrıs’ta kalıcı ve güvenli bir çözüm için gayret sarf etmeli…
Bilinmeli ki; Kıbrıs’ta hem yeni kapılar açılacak, hem de çözüme gidilecek…
Zamanı iyi değerlendirmekte fayda vardır…
Hasan Nuri 2 Gün Önce
Sayın Akar , KKTC ile Zamanı 41 yıldır iyi değerlendirmiyormuyuz yani ? Güneyle yeni Kapıların açılması Şahinlerimizin yönettiği Egemen Ayrılıkçı Cumhuriyetimizden daha da mı önemlidir yani ! Varsın Narenciyemiz İngiltere’ye Türkiye’ye gitmeyip dalında kalsın ‘ Varsın KKTCyi Avrupalı TİRİST değil de’ meteliksiz Yolcularla Tetikçiler ile Uyuşturucu satan Nijeryalılarla dolduralım ‘ Varsın Dökülen Karanlık Yollarımızda Canlarımızı verelim tüm bunlar Dünyadan Kopmuş egemen ayrı KKTCumhurriyetimizden daha da mı önemlidir yani ! İngiltere’ye giden Hellimlerimizi , Zeytin Yağlarımızı , Narenciyemizi , Konfeksiyon İhracatımızı Saray önünde yakmak varken Niye Ayrılıkçı KKTCden vaz geçelim ki ! İşbilir Dünya Görüşlü ve Ticaret ile Ekonomi Uzmanı KKTCyi yönetenlerimizin izinde gitmek varken niye zaman kaybedelim acaba ! Tüm Sektörlerimiz ile Turizm , Üretim ve İhracatımız Tavan yapmadı mı yani ! İnşaat Sektörümüz ile Dünyaya Koçanlayıp sattığımız Rum Evleri de Güven Artırıcı’nın bir parçası değilmidir yani ! Gideceğimiz Külliyenin minareleri Şimdiden Görünmüyor mu Sayın Yönetenlerimiz ?!
Öz 2 Gün Önce
“Kapı da açacak, sorunu da çözeceksiniz.” İşte K/Türklerin kendilerini idare edenlerden istedikleri. Onlar ne yapıyor, Aksakallılarla,Türk devletleri toplantısı ile tatmin oluyorlar.Çünkü onları seçtiren irade, onu emrediyor. Yöneticilerin, K/Türklerle olan bağı kopmuş, ülkeye sürekli bir nüfus aktarımı içindeler.Eşit egemen devlet söylemlerinden başka ciddi bir iş yapmayanlardan kapıların açılmasını ve Kıbrıs sorununu da çözmesini beklemek tam bir ham hayal