Diyalog Gazetesi
2022-10-22 09:41:47

Kazık yedinizse üzülmeyin

Metin MÜNİR

metinmunirt24@gmail.com 22 Ekim 2022, 09:41

Mutlu olmanın baba koşullarından biri alacaklı veya borçlu olmamaktır.


Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin birinci sınıfında öğrenci iken Orta Anadolu şehirlerinden birinden gelen bir sınıf arkadaşım benimle ahbaplık kurmaya çalıştı. Sağlığım, özellikle maddi durumumla çok ilgileniyordu. 


Evden para geldiğini öğrendiğinin ertesi günü damlayıp borç istedi. Depozitoyu yatırmazsa sınava giremeyecekmiş, evden gelen para yolda imiş ama gecikiyormuş. İstediği parayı verdim. 


Geriye kalan üç yılı benimle karşılaşmamaya çalışarak geçirdi. Sonradan Maliye Bakanlığı’na girdiğini öğrendim. Hadi ona Ercüment diyelim. Umarım Hazine’yi soyarken yakalanmış ve gençliğini hapiste geçirmiştir. 


Liseden tanıdığım, bir ara yakın olduğumuz biri, işe yeni başladığım yıllarda evime uğrayıp borç para istedi. Evleniyormuş. Mobilya için para lazımmış. Birkaç ay sonra ödeyecekmiş. İstediği parayı verdim. Ne beni düğününe davet etti ne de onu bir daha gördüm.

Hadi ona da Doğu diyelim. Umarım evlendiyse eşi ona çektirmiştir.


Üçüncüsü bir arkadaşım vasıtasıyla tanıdığım ünlümtırak bir aktördü. Hadi ona da Rana diyelim. Bir gün hiç âdeti olmadığı halde Daily News’da bana uğradı. Televizyon alacakmış ama parası yetişmemiş. Acaba ona…?


Tabii kardeş. Benim anlımda enayi yazmıyor mu? Buyur. Ne kadar demiştin?


Paranın el değiştirdiği gün, onu son görüşüm oldu.

***

Babam küçük maaşlı bir memurdu. Yeni Cami’deki evimizi ben ilkokulda iken bankadan borç alarak satın aldı. Her ay maaşından taksidi kesiliyordu. Borcun bitmiyor oluşu evimizin sohbet gündeminden düşmeyen konularından biri idi.


Ankara’da gazeteciliğe başlayıp biraz para kazanınca Lefkoşa’ya gidişlerimden birinde ihtiyarı kurtarmaya karar verdim. Banka müdürüne uğrayıp borcunun bakiyesini çıkarmasını istedim. Yarın gelip ödeyeceğim, dedim. 


“Ne lüzum var,” dedi mürekkep faizli borçlara bayılan müdür. “Ne güzel her ay tıkır tıkır ödüyordu.”


Ertesi gün para hazır edilince çekip banka müdürüne gittim. Zarfın içindeki parayı çıkardı ve dikkatle iki defa saydı. 


“Eksik,” dedi. 


“Olamaz,” dedim. “Dün söylediğiniz miktarı getirdim.” 


“O dündü,” dedi. “Dünden bugüne bir günlük faiz eklememiz lazım.“


Vay guzzum vay, dedim içimden. Bir günlük faiz ha! 


Ödedim ve eve gittim. “Bankaya olan borcunu kapattım,” dedim babama. Yüzüne şaşkınlıkla tebessümün karıştığı acayip bir ifade geldi. Ama bir kelime bile etmedi. Küçükken bana karşı o kadar zalim idi ki herhalde benden böyle bir davranış beklemiyordu.


Ben de kendimden böyle bir davranış beklemiyordum. Hâlâ neden yaptığımı anlamış değilim. Belki “iyilik yaparak öç” falan peşindeydim. 

***

Neyse. Arkada kaldı. 


Hikâyemden çıkan ders şudur:


Eğer kazık yediyseniz üzülmeyin: Öğrendiniz veya öğrenmeye başladınız.

Yorumlar (13)

Rauf İskeleli 2 Yıl Önce

Para turnusol kağıdı gibi. Dokundurduğunuz insanın rengini belli ediyor. "400 liralık", "1000 liralık", "2000 liralık" adamlar var.

Ruh İkizi 2 Yıl Önce

Babanıza ‘zalim’ demenize üzüldüm. O zamanlarda herkes öyle idi sanırım. Kıt kanaat geçinen bir aile oldunuz belli. Bir öğretmen arkadaşım vardı, şöyle derdi: “Rahat etmek için, bir borç isteyen vermeyeceksin. İki, akrabaların zengin olacak.” Hele düğün için borç isteyen...Hayli komik! Teşekkürler. Gençler sizi takip ediyorlar mı bilmiyorum. Etmiyorlarsa çok şey kaybediyorlar.

Ahmet 2 Yıl Önce

Bir de yüzsüzler var. Borç alıp üzerine yatan, veremedim kusura bakma vereceğim filan demeden sizinle hiçbir şey olmamış gibi görüşmeye devam edenler.

Beyhan Alkan 2 Yıl Önce

Babam bir arkadaşımla yaşadığım borç alacak durumundan sonra, "Oğlum yaşadığın müddetçe bu ikilemde kalacaksın "Borç verip mi darılacaksın vermeden mi ?" Bunun kararı sana kalmış demişti.

Eylül Eylül 2 Yıl Önce

Hemen hemen hepimizin para yüzünden bir kaç arkadaşını kaybettiği olmuştur. “Borçlu alacaklısını hiç sevmez” bu altın kuralı iki defa da ben deneyimledim. Yine de insanız; zaman zaman üzülüp belkide diyerek ufak yardımlar yapıyorum. Ama iyiliğin gözü kördür derler ya.. Emeğinize sağlık…

Mustafa Yüksel 2 Yıl Önce

Ben de Daily News’un bodrumunda birkaç ay çalışmıştım. Ne büyük fırsat kaçırmışım. Ama nereden bilebilirdim ki üst kattakileri fazla tanımazdım (Yalçın hariç)

Mustafa Yüksel 2 Yıl Önce

Sene 81, bir Amerikalıyla aynı evi paylaşıyorduk. Biraz borç vermiştim. Unutmuş görünüyordu. İsteyince hatırlamadı. ‘Creditors have better memory than debtors’ deyince yüzü mos mor olmuştu, hiç unutmam.

Faruk Ercan 2 Yıl Önce

Esas kazığı bankacı ve tefeciler atar. Teşekkürler MM.

Ahmet Ö. 2 Yıl Önce

İhtiyarı kurtarmaya karar vermek... Kıbrıs’ı kurtarmak için mücahit olmak... En güzel yanlarınız bunlar.

G•C•A 2 Yıl Önce

İnsanlara onları size nankörlük yapmaya mecbur bırakacak kadar büyük iyiliklerde bulunmayın ; demiş Balzac

Turkish power 2 Yıl Önce

Yalan palavra bakın çakma üstadımız yetmez ama evet ten yediği kazıkları hala unutamıyor ihanete ugramislik melankolisinden depresyonundan kurtulamıyor siz siz olun her söylenene inanmayın saygıdeğer çakma sosyalist tekaut ehtiyar heyeti muritler

Mahmut Tolon 2 Yıl Önce

Fed’deki insider trading skandali icin ne diyorsun? Yahu ahlak var sandığın ülkede fütürsuzca çalıyorlar hala kabul etmekte (hepten felaket bir tür olduğumuzu) zorlanıyor ve hayret ediyoruz.. esas hayret etmemize hayret etmemiz gerek. Bilvesile iyi dileklerim bir eposta beya whatsapp yaz da sesini duyayım. Geçenlerde Hermann bende idi kulaklarını çınlattık!

Adnan Yel 1 Yıl Önce

Aslında Kazık atanı ifşa etsek başkaları kazıklanmasın.. ordulu Orbay genç tokatlı Fuat uzun gibi

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.