Diyalog Gazetesi
2020-10-29 09:53:07

Kedigillerin felsefesi

Metin MÜNİR

metinmunirt24@gmail.com 29 Ekim 2020, 09:53

Kedim oldu, kedili evlerde oturdum, kedilerine tapan arkadaşlarım var.
Şunu öğrendim: 
Bir kedi ile ahenk içinde yaşamak istiyorsanız her istediğini yapacaksınız.
Onun sizinle ahenk veya herhangi başka bir hâl içinde yaşamak gibi bir gailesi yoktur. İstediği, onun için ideal yaşam koşullarını yaratmanızdır.
Kesinlikle kedinizle çatışmayın çünkü kazanmanız mümkün değildir. O sizden sabırlı, inatçı, ısrarkeş ve akıllıdır. 
Ayrıca, onun dünya kadar vakti var, sizin yoktur. 
Sizden akıllı olmasını sizin onun için çalışmanızdan, ama onun sizin için çalışmamasından çıkartabilirsiniz. Markete gidip sahibi için yiyecek satın alan kedi tanıyor musunuz? 
Meşhur laftır: Köpeğiniz varsa siz onun sahibisiniz. Kediniz varsa o sizin sahibinizdir. 
Bu da var: Köpeklerin sahibi vardır, kedilerin kadrosu vardır.
İnsan kediyi evcilleştirmedi. Kedi insanı evcilleştirdi. 
Kedi bilge olmak dışında dünyanın en tembel hayvanıdır. Çalışmak istemediği için hayvanlar âleminde çalıştıracak bir yaratık aradı ve kendini akıllı zanneden ama gerçekte aptal olan insanı amacına en uygun buldu. Terbiye etti.

Karşılığında bir şey vermeden (köpek sadakat verir) kendine baktıran bir ikinci hayvan biliyor musunuz?
Galiba kediler feylesoflarda en çok merak uyandıran hayvanlardır. Çünkü, feylesofların uğraştığı bütün konular gibi, çözümsüzdürler.
Hem yakın hem uzaktırlar, bağımlı ve özerktirler. Kaybolurlar ama aslında yakınlarda ama gözünüzden uzaktadırlar. 
Fransız deneme yazarı Michel de Montaigne’in (1533-1592), ünlü sorusunu biliyorsunuzdur: 
“Kedimle oynadığımda, onun benimle oynamadığını nereden bilebilirim?”
Şundan: Kedinizle sadece o sizinle oynamak istediği için oynarsınız. Sizinle oynamak istemezse oynattırmaz.
Son kedisi 23 yaşında ölünceye kadar çocukluğundan beri kedisi olmuş olan İngiliz Feylesof John N. Gray bugün piyasaya çıkan 
Kedigillerin Felsefesi: Kediler ve Hayatın Anlamı* adlı bir kitap yazdı. 
“İnsanlar çarçabuk insanlıklarını kaybederler ama bir kedi asla kedilikten çıkmaz,” diyor bir yerinde.
"Kedilerde hiç sıkılmışlarmış gibi bir hava hissedemezsiniz çünkü hiçbir zaman mutlu olmak için mücadele etmek gibi bir düşünce akıllarından geçmez.” 

Kediler insanlara insanlar için bir öğüt listesi hazırlamış olsalardı bunlardan biri “Çektiğiniz çilelerden bir anlam çıkarmaya çalışmayın olurdu,” diyor Gray.
Bir başka yerde “Kediler sırf uykunun keyfine varsınlar diye uyurlar,” diye iddia ediyor. 
Bu, uykunun keyfine varmak, kedilerden öğrendiğim en önemli şeydir. Uykum geldiği zaman, saat kaç olursa olsun uyurum ve uykuyu boşuna harcanmış zaman olarak düşünmem.
Feylesofların kedilerle uğraşması her zaman kedilerin hayrına olmamıştır. Hayvanların bir tür makine olduğunu savunan Fransız düşünür René Descartes (1596-1650) bir kediyi pencereden dışarı savurmuş ve dehşet içindeki hayvanın çığlıklarını mekanik bir tepki olarak tarif etmişti.
Kedinin Descartes’ı pencereden aşağı atıp çığlıklarını değerlendirmeye tabi tutmasını tercih ederdim.
* Feline Philosophy: Cats and the Meaning of Life.

Yorumlar (12)

Yasemin Oral 4 Yıl Önce

Yazının son cümlesine bayıldım.

ali özdemir 4 Yıl Önce

kullanılmak istenen insanlar kimi zaman kediye kimi zaman bir arkadaşa çiyo olur.

Ruh ikizi 4 Yıl Önce

Her satırı güzel bir yazı.Kendini doğanın en akıllısı sayanlara selam olsun. Saygılar.

Vatandas 4 Yıl Önce

Malesef ulkemizde kedilere ve diger hayvanlara yeterince deger verilmiyor. Insanlar bir kediyi veya kopegi ondan usandiklari zaman , veya yavruladiklari zaman bir torbanin icine koyup goturup uzak bir yerlere atiyorlar. Kimisi hatta bu hayvanlari oldurmeyi bile tercih edebeiliyor. Hayvanlara karsi bu vahset nedense cok dogalmis gibi toplumda bircok kisi tarafindan kabullenilmis durumda. Hayvan sevgisini ve hayata saygiyi cocuklarimiza ogretmek zorundayiz yoksa boyle sapik aliskanliklar devam edip gider. Bu arada Herkesin Cumhuriyet bayramini kutluyorum.

Dikkatsiz 4 Yıl Önce

Kedim, ayak ucuma büzülmüş, uyumakta; İplik iplik sarıyor sükûtu bir yumakta, Hırıl hırıl, Hırıl hırıl... Bir göz gibi süzüyor beni camlardan gece, Dönüyor etrafımda bir sürü kambur cüce, Fırıl fırıl, Fırıl fırıl... Söndürün lâmbaları, uzaklara gideyim; Nurdan bir şehir gibi ruhumu seyredeyim, Pırıl pırıl, Pırıl pırıl... Sussun, sussun, uzakta ölümüme ağlayan; Gencim, ölmem, arzular kanımda bir çağlayan, Şırıl şırıl, Şırıl şırıl... Ne olurdu, bir kadın, elleri avucumda, Bahsetse yaşamanın tadından başucumda, Mırıl mırıl, Mırıl mırıl...

İlker Gökçen 4 Yıl Önce

Gene keyifli ve güzel bir yazı sizden. İnsanın tekamül edip etmediğini sadece hayvanlara olan davranış ve düşüncelerinden anlamak mümkündür. Yaşadığım sürece öğrendiğim kesin bir bilgi olarak paylaşabilirim.

Vatandas 4 Yıl Önce

"the greatness of a nation and its moral progress can be judged by the way its animals are treated." Mahatma Gandhi

dogru soz 4 Yıl Önce

:yerde yuruyen hayvanlar ve iki kanadyla ucan kuslarin hepsi sizin gibi bir ummettirler(en'am 38) yani sayin gandiden hindistandaki hindu kast sistemini ortadan kaldirmasini kesmir muslumanlarinin maruz kaldigi iskencelere karsi cikmasini beklerdik ki inandirici olabilsin

Faruk Ercan 4 Yıl Önce

Sizden çok şey öğreniyorum. Teşekkür ederim.

Gurel ASIK 4 Yıl Önce

Bazı tesbitlere pek katılamadım ama cogu na katılıyorum. Kedi nimeti insandan bilmez, kopek ise yemek verene hizmet eder niimeti sahibinden bilir

Semra 4 Yıl Önce

Oooffff çok mutsuz, yorgun ve umutsuzum. Bir de bu kitabı bulup okumak lazım... Belli ki çevirisi yok. Tembellik etme şansımız da yok... Ama “hayatın anlamını” bir de bu kitaptan bulmaya çalışmak şart oldu. Bilirim, kötü kitap tavsiye etmezsiniz...

Felicia Felix 3 Yıl Önce

İşi düşünce gelir kendini sevdirir, başka zaman yüzünüze bakmaz, sizi enayi yerine koyar, 16 saat uyur, sinirlenir de odanızı buranızı paralar yine de o güzellige bakmak zarafetle tüy gibi salınımını izlemek icin bunlara katlanır ve aslında bizi sevdiğine inanırız.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.