Diyalog Gazetesi

1.4 milyon vurdu

KIBRIS

Hayvan hastalıklarıyla boğuşan üreticilere bir darbe de tüccardan

Onur ULAĞ
Son aylarda LSD, Brucella ve Scrapi adı verilen hastalıklarla boğuşan üreticiler, diğer yandan sattıkları hayvanların bedelini alamamaktan şikayetçi.
Adı gizli tutulan bir tüccarın, Mesarya bölgesindeki 70 üreticiden hayvan satın alarak, bir milyon 400 bin TL turarındaki borcu aylardan beri ödemediği bildirildi. Diyalog Medya’ya konuşan üreticiler, söz konusu tüccarın mahkemeye verildiğini ve bazı taşınmaz malları için ara emri alındığını belirterek, devletin kendilerine yardımcı olmasını istedi.
Mesaryadaki hayvan üreticileri, son zamanlarda artan LSD hastalığına karşı aşılanan hayvanlarda süt üretiminin düşmesinden de yakındı.


Derdimiz seçim değil, geçim! 
Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde, “Diyalog size geliyor” sloganı beldelere yönelik başlatılan ziyaretlerin durağı bu hafta Paşaköy’dü.
Diyalog Medya Grubu Genel Yayın Yönetmeni Reşat Akar ve Diyalog Tv Haber Müdürü Aytuğ Türkkan’ın birlikte hazırlayıp sunduğu Seçim Paltformu isimli programa Mesarya bölgesindeki köylüler katıldı.
Çiftçi ve hayvancıların yoğun ilgi gösterdiği programa Paşaköy Belediye Başkanı Habil Tülücü, Vadili Belediye Başkanı Mehmet Adahan ve Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği Başkanı Mustafa Naimoğlu da katıldı.
Bölge sorunlarının yanı sıra, üretimdeki sıkıntıların damga vurduğu programda hükümete sert eleştiriler getirildi. Köylüler, “Derdimiz seçim değil geçim” diyerek siyasilere mesaj gönderdi.
Gazeteciliği köylülerin içine gelerek yapan Diyalog Medya Grubu’na teşekkür eden Mesarya halkı, Diyalog’un yayınlarıyla her zaman üreticinin yanında olduğunu gördüklerini ve bunu takdir ettiklerini ifade etti. 


“Hayvancı ekonomik kırbaç altında”
Vadili Belediye Başkanı Mehmet Adahan, hayvancının ekonomik yönden kırbaçlanan bir noktada olduğunu söyledi. “Kimi zaman döviz yükselir, kimi zaman kuraklık vurur, kimi zamanda piyasa faaliyetleri üreticiyi eziyor” diyen Adahan, hayvancılık konusunun masaya yatırılması gerektiğine dikkat çekti. 
Bunun yanı sıra köylünün gasp edilen kooperatiflerinin de yeniden köylüye yani üreticiye verilmesi gerektiğini vurgulayan Adahan, üretim ile yerinden yönetimlerin bütünleşmesi gerektiğini kaydetti.
 
“Hükümetlerin politikaları duvara vurdu” 
Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği Başkanı Mustafa Naimoğluları, Mesarya bölgesinde geçiminin tarım ve hayvancılıktan olduğunu, yaşanan sorunlar nedeniyle işsizliğin hat safhaya ulaştığını dile getirdi. Üretim konusunun bütünlüklü ele alınmadığını anlatan Naimoğluları, “Bugüne kadar hükümet edenler gelip geçici yöntemler uyguladılar, yetersiz bütçelerle günü geçirdiler. Günün sonunda artık duvara vurduk. Üretici sürekli olarak “Ne olacağız?” sorusunu kendine sorup duruyor. Herkes mutsuz ve huzursuz, geleceğe güvenle bakamıyor” dedi.
 
“Tüccarlar halkı soyuyor”
Naimoğluları iş dünyasına da ağır eleştirilerde bulundu. Yerli üretimin korunabilmesi için fona ihtiyaç olduğunu anlatan Naimoğluları sözlerini şöyle sürdürdü: 
“Biz Koop Süt olarak kırmızı peynir ürettik. Ayni peyniri ithal edenler 32 TL’den satarken, biz bunu 24 TL’ye piyasaya sürdür. Bir baktık ayni firma 22 TL’ye çekti fiyatı. Demek ki bu kadar zamandır halkı soyuyorlardı. Bu ülkeye hazır hambuger geliyor. Burada da var, bu konularda neden bir düzenleme yok?”

“Her şeyimiz ipotek altında”
Geçimini hayvancılık yaparak sağlayan Ahmet Kavaz isimli yurttaş, büyükbaş hayvanda yaşanan LSD hastalığına dikkat çekti, hükümet politikasını eleştirdi. 
Ahmet Kavaz, “Hayvancının artık nesli tükeniyor. Bir bakan da çıkıp bu köylünün ne halde olduğuna baktı mı? Her şeyimiz ipotek altında.” 

“Tüm hayvanlarımı satsam borcumu ödeyemem”
Programa katılan tek kadın hayvan üreticisi Sevcan Biçercioğlu LSD hastalığı nedeniyle ineklerine aşı yapıldığını anlatarak, yaşanması olası olumsuzluklar nedeniyle geceleri uyuyamadığını anlattı. İşte Biçercioğlu’nun söyledikleri:
“Bu aşıları yaptılar hayvanlarımıza ama süt verimi düşüyormuş diyorlar, bizim hayvanların da süt verimi düşerse ne yapacağız? Banka borçlarını nasıl ödeyeceğiz. Bir yetkili de gelip bize bilgi vermedi. Büyük endişe içerisindeyiz. Süt parasını aldık ama 40 kuruş kesinti var. Neymiş Tarım Sigortası Fonu’na kesiliyor. 15 günde 700 TL kaybettim. İki ineğim öldü ama fon beni ödemedi. O zaman neden kesinti yapılıyor. Bugün tüm hayvanlarımı satsam borcumu ödeyemem”

“Dolandırıldık.. Hiçbir şey yapılmadı” 
Sevcan Biçercioğlu, bir iş adamının kendilerini dolandırdığını, hayvanlarını aldığını ancak paralarını ödemediğini anlatarak, “Sadece beni değil birçok üreticiyi dolandırdılar. 1 milyon 800 bin TL’yi vurmuş. Polise gittik şikayet ettik, hiçbir şey yapılmadı” sözleriyle tepkisini dile getirdi. 

“İthal arpa hepimizi mahvetti” 
Çiftçi Kemal Cümbezciler de satın aldığı arpayla ilgili Çiftçiler Birliği’ne eleştiri yaptı. İşte Cümbezciler, “Çiftçiler Birliği bize bir arpa sattı. Mahvetti hepimizi ithal tohummuş, ektik boyu bir karış oldu. Üstelik arpanın parasını da bizden peşin aldılar. Arpa da olmadı ne yapacağımı hiç bilmiyorum” dedi.

“Hedef hayvan üreticilerini yok etmek”
Çiftçiler Birliği’nin eksi yöneticilerinden Oğuz Ceyda ise hükümetin ve özellikle Tarım Bakanı’nın küçük ve orta boy üreticileri bilinçli bir politikayla bitirmek istediğini savundu. 
“Hükümet bizi Avrupa Birliği’ne götürecekmiş ama Afrika Birliğine girdik” diyen Ceyda, LSD hastalığının büyütülecek bir şey olmadığını ama bu yolla özellikle Mesarya’daki üreticinin bitirilmek istendiğini savundu. 
Ceyda şunları söyledi, “LSD olayı Karpaz’da başladı. Orada ilaçlama yapıldı, doğru olan da buydu. Sonra o bölgede başka vaka görülmedi. Ama burada Meriç’teki bir vakayı örnek göstererek, aşılama işine girişildi. Karpaz’da neden aşılama yapılmadı. Yapılmadı çünkü, buradaki hayvan popülasyonunu azaltmak istiyorlar. Denk bütçe diyorlar ya işte küçük ve orta boy üreticiyi bitirdikten sonra hedeflerini tutturacaklar. Tarım Bakanı hayvancılığı tekelleştirmek istiyor. “Aşı yapmazsan sütünü almayız” diye üreticiyi tehdit ediyorlar. Üretici de yaptırıyor, sonra hayvanlarda verim düşüklüğü yaşanıyor. Tarım Bakanı kime hizmet ediyor?”
Oğuz Ceyda, tavukçuluğu da ayni yöntemle bitirdiklerini ifade ederek, “Kuş gribi dediler, tüm köylerdeki hayvanları telef ettiler. Tek bir kişi kaldı şimdi. LSD bahane edilerek de yapılmak istenen budur” dedi. 

“Küçük baş hayvanlar hastalıktan ölüyor”
Salih Kumru isimli üretici de küçük baş hayvanlardaki hastalıklara karşı duyarsız kalan hükümeti eleştirdi. Kumru şöyle konuştu, “Küçük baş hayvanda hastalık aldı başını gidiyor. Vista, scrabi… Ne çare bulunacak bunlara? Hayvanlar ölüyor. Ortalık hayvan leşi ile dolu. Bizim halimiz ne olacak?”

“Tarım arazileri yok oluyor”
Çiftçiler Birliği eski Başkanı Alican Kabakçı da programa katılanlar arasındaydı. Hükümetlerin tarım politikalarını eleştiren Kabakçı, tarım arazilerinin korunmamasını eleştirdi. 15 yılda yüzde 15 oranında tarım arazisinin inşaata açıldığını söyleyen Kabakçı, Türkiye’den su gelecek olmasının bir anlam ifade edemeyeceğini arazilerin korunması gerektiğini söyledi.
Tarımı ezen iki noktanın olduğunu öne süren Kabakçı, bunları Ticaret Odası ve finans sektörü olarak açıkladı ve sözlerini şöyle devam ettirdi:
“Kırsal kesim her gün ağlarken, tarımsal ürün ithal eden tüccarlar vergi rekortmenidir. Rekabet Kurulu nerede, ne yapıyor? Aybaşı oldu mu maaşlar anında ödenir ama iki yıldır kuraklık var üreticinin hali ne olacak? Köylüye yüksek faizler uygulanıyor. Özvarlığını yitirdi artık köylü bunları ödeyebilmek için Avrupa’da üreticiye yüzde 1-2’dir faizler, burada ise yüzde 18. Nasıl olacak, üretici nasıl üretecek?”
 
“Bizde seçim yok geçim var”
Çetin Şahan isimli üretici de programın isminin “Seçim Platformu” olduğunu anımsatarak, “Bize seçim filan çok uzak, bizim derdimiz geçimdir” diyerek sözlerine başladı.
Şahan, “Türkiye’den su gelse ne olacak biz yanı başımızdaki suyu bile tutamıyoruz. Dere akar baraj yok. Onu bırak patika yollarını kullanıyoruz. Köprü yolunda korkuluk yok. Ölü hayvanlar sokaklarda… Bu durumda seçim mi düşünebiliriz?” dedi.

“Süt kaybını kim karşılayacak”
Ulukışla’dan gelen iki hayvan üreticisi ise hayvanlarına zorla LSD aşısı yapıldığını ve süt verimlerinin büyük oranda düştüğünü anlattı ve ne yapacağını bilmediğini ifade etti. “15 günde 600 kilo süt kaybım var” diyen üretici, bu kaybı kimin karşılayacağını sordu. 
Bir diğer üretici ise bir litre sütün fiyatının 1 TL olduğunu bir bardak ayranın fiyatının ise 2 lira olduğunu söyleyip bunun düşünülmesi gerektiğine dikkat çekti. “Bugün her hayvan üreticisinin en az 200-300 milyar borcu var” diyen üretici, yetkililerin hiç bunları dikkate almamasını eleştirdi.

“Oğullarıma vatandaşlık vermiyorlar”
Londra’da yaşayan ve şu sıralar köyüne gelen Yaşar Toksoylular isimli vatandaşın ise gündemi çok farklıydı. Londra’daki Türklerle Kıbrıs’takilerin kaynaşması gerektiğini söyledi. Orada yaşayan insanların sorunlarını dile getirdi. 41 ve 36 yaşında olan iki oğlu olduğunu anlatan yurttaş, KKTC Devleti’nin oğullarına vatandaşlık vermemesini eleştirdi. 

“Kırsal belediyeler güçlendirilmeli”
Programda son konuşmayı Paşaköy Belediye Başkanı Habil Tülücü yaptı. “Görüyorsunuz bölge insanının durumu budur” diyerek sözlerine başlayan Tülücü, kırsal belediyelerin güçlendirilmesinin önemine işaret etti. Tülücü, güçlü belediyelerin daha iyi hizmetler verebileceğini ve bunun üreticiye yansıyacağını söyleyerek, hükümetlerin devlet katkı payını artırma sözüyle seçildiklerini ancak hala bunun için adım atılmadığını söyledi. 
Tülücü yerel gelirlerin bir havuzda toplanması gerektiğini de ifade ederek, havuza toplanan paranın tüm belediyelerin nüfuslarına oranla dağıtılmasının elzem olduğunu kaydetti. 

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.