AB’nin aktif rol alması isteniyor

 Haftalık Kathimerini “Kıbrıs Sorunu Sonbahara Kadar Solunum Cihazında” başlığıyla ön sayfasında yer verdiği haberinde iki taraf arasındaki uçurumun, Cenevre’de kararlaştırılan yeni geçiş noktaları açılması Güven Yaratıcı Önlemini uygulama anlaşması bile yapamayacak kadara büyük olduğunu iddia etti.
Gazete Eylül ayında Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis’in BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’le yapacağı üçlü görüşmeyle ilgili bilgi sahibi kaynaklara göre Kıbrıs sorunu Kasım ayında planlanan gayriresmi formattaki yeni bir genişletilmiş görüşmeye kadar “solunum cihazında tutulacağını" yazdı.
Aynı gazete “AB Kıbrıs Sorununda Sözde Var, Pratikte Yok” başlıklı haberinde Brüksel’in Güney Kıbrıs ile Türkiye arasında denge kurmasına olanak tanıyan bir siyasi yaklaşım benimseyerek ip cambazı rolü oynadığını” belirtti.
Brüksel’in “Kıbrıs sorununda arzu edilen çözüm konusunda Rum Yönetimini sözlü olarak desteklerken diğer yandan Türkiye’nin Avrupa savunma ve güvenlik mimarisine resmen katılması ve TC-AB ilişkileri dosyasını güçlendirdiğini” yazan gazete bu yaklaşımın şimdilik verimli “işlediğini” ve AB’nin denge kurmayı başardığını yazdı.
Habere göre bu yaklaşım sonucunda Rum Yönetimi, BM Güvenlik Konseyi kararlarına uygun ve uzlaşılmış zeminde çözüm konusunda Ursula Fon Der Leyen’den X hesabı üzerinden sözlü destek aldığı için bayram yapıyor. Leyen Türkiye’ye karşı sözünü tutup Johannes Hahn’ın New York görüşmesine katılmasında ısrar etmedi. Ancak hiçbir şekilde Kıbrıs sorununun çözümünü TC-AB ilişkisinin ilerletilmesine şart koşmadı.
Alithia “Sağırlar Diyaloğuna Uzatma” başlıklı manşet haberinde New York’taki gayriresmi genişletilmiş görüşmenin Rum tarafı açısından bir felaket olduğu Cumhurbaşkanı Tatar’ın iş birliği ve iyi komşuluk stratejik hedefine adım adım ulaştığını, Rum tarafının ise “bölünmüşlüğün normalleştirilmesi sürecini olumlu sonuç olarak karşıladığını” yazdı.