Diyalog Gazetesi

Destek sözü

KIBRIS

Kasulidis’in, EastMed konusunda ABD Dışişleri Bakanı Blinken’i ikna ettiği öne sürüldü

Rum Dışişleri Bakanı Yoannis Kasulidis’in, Washington temasları çerçevesinde İsrail, Güney Kıbrıs, Yunanistan ve ABD (3+1) oluşumu konusunda söz, EastMed doğal gaz boru hattı için de “destek” aldığı iddia edildi.

Fileleftheros gazetesi, Kasulidis’in, temasları sırasında “enerji güvenliği ve Doğu Akdeniz’deki genel güvenlik ile ilgili” olduğu öne sürülen “3+1” oluşumunda ilerleme kaydettiğini ve “muhtemelen Güney Kıbrıs’ta gerçekleşecek bir sonraki 3+2 toplantısına ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’in de katılacağına dair söz aldığını” yazdı.
Muhataplarıyla Doğu Akdeniz doğal gazını Avrupa’ya taşımak üzere İsrail MEB’inden başlayıp Güney Kıbrıs ve Girit üzerinden Yunanistan’a, oradan da Avrupa’ya nakledecek ancak yakın zamanda ABD’nin, desteğini çektiğini açıkladığı EastMed deniz altı doğal gaz boru hattı projesini de görüşen Kasulidis’in aradığı desteği bulduğu da öne sürüldü. 
Gazete “Amerika EastMed’e hiç yatırım yapmadı ancak projeye sağlam destek verdi, ta ki hükümete girmeden önce bir Ukrayna şirketinde çalışan Amos Hochstain gelip rayından çıkarana kadar” ifadesini de kullandı. 

Maraş’a karşılık Ercan önerisi

Haftalık Simerini Rum Dışişleri Bakanı Kasulidis’in ABD’li daimi temsilcinin BM Güvenlik Konseyi’nde Ukrayna krizi ile ilgili konuşmasını dikkate almadan Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis’in, “Maraş’a karşılık Ercan Havaalanı” ile ilgili önerisini ABD’ye götürmekle “bir fırsat kaçırdığı” iddiasında bulundu. 
“Maraş’a karşılık Ercan Havaalanı’nın BM denetiminde uluslararası uçuşlara açılması” önerisinin, sözde “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenliğini havaya uçurabilecek bir tuzak” olduğunu savunan gazete, hukuki ve diplomatik kaynakların Ercan’ın “Güven Yaratıcı Önlemlere” (GYÖ) dâhil edilmesinin FIR hattındaki egemenliği bir al-ver mantığında masaya getireceğine ve bu durumda tarafların gerekli esnekliği göstermesi gerekeceğine” işaret ettiğini yazdı.
Gazeteye göre “hava sahasındaki ve FIR denetimindeki egemenliğin Rum tarafına ait olduğunu, iki devlet çözümü talep edilirken, Rum tarafının bu hakkından ne vereceğine, nasıl vereceğine ve ne karşılığında vereceğine karar vermesi, Kıbrıs Türk tarafının da kendi egemenliğinde olduğuna inandığı meselelerde vermesi gerektiğini” söyleyen kaynaklar şunları ekledi:
“Böyle bir prosedür Kıbrıs Türk tarafına, ayrı bir varlığın peşinen kabul edilmesi halinde, acknowledgement hukuki mantığında, nihai çözüme yönelik egemen eşitlik zemininde bazı garantiler, yani nihai çözümde gündeme gelebilecek karşılıklı tanınma aşamasının evveliyatı demek olan kabulü sağlayabilir.”

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.