Diyalog Gazetesi

Esas sorun bu

KIBRIS

"Doğu Akdeniz'de yeşerecek bir iş birliği bölgeye ciddi katkı sağlar” diyen Uluçay, Güney Kıbrıs’ın adayı paylaşmak istemediğini söyledi

 Cumhuriyet Meclisi Başkanı Teberrüken Uluçay, "Doğu Akdeniz'de yeşerecek bir iş birliği, dünyanın bu bölgesinin gelecek 50 yılına ciddi bir katkı sağlayacaktır." dedi.

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Uluçay, Kıbrıs meselesi, müzakereler ve Doğu Akdeniz'de yaşanan gelişmelerle ilgili AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Kıbrıs meselesinin çözümüne dönük 1968'de başlayan ve yaklaşık 50 yıldır yürütülen bir süreç olduğunu belirten Uluçay, bu sürecin liderler arası görüşmeleri içerdiğini kaydetti.
Kıbrıs Türk tarafı olarak hep yapıcı olduklarını ifade eden Uluçay, "Çünkü biz Kıbrıs Türk tarafı olarak Kıbrıs sorununun bir an önce çözülmesi, Kıbrıs Türk halkının da en az Kıbrıs Rum halkı kadar dünyada hak ettiği yeri alması için yoğun bir mücadele içerisindeyiz. Gerek siyasal partiler gerekse siyasetçiler olarak her platformda çözümü isteyen taraf pozisyonunda, kararlı bir şekilde, ne istediğimizi bilen ve sonuç itibariyle Kıbrıs Rum halkının da bizimle Ada'nın yönetimini paylaşabileceği bir model çerçevesinde görüşmelerimize bugüne kadar sabırla devam ettik. Bundan sonra da aynı kararlılık ve sabırla devam edeceğiz." diye konuştu.

Güney Kıbrıs, adayı paylaşmak istemiyor…
Kıbrıs Türk tarafının bu süreç içerisinde sonuna kadar siyasi eşitlik ve kararlara etkin katılım gibi konularda ısrarcı olduğunu söyleyen Uluçay, "Güney Kıbrıs, Ada'nın yönetimini bizimle paylaşmak istemiyor. Esasında temel sorun bundan kaynaklanıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Uluçay, temel yaklaşımlarının Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde, sonuç odaklı ve ucu açık olmayan bir takvim çerçevesinde bu sorunun siyasi eşitlik temelinde çözülmesini arzuladıklarını dile getirdi.
KKTC olarak eskiye nazaran gelişmiş bir ekonomiye ve demokrasi kültürüne sahip olduklarını vurgulayan Uluçay, bu konularda kendilerine en büyük katkıyı Türkiye'nin sağladığına, Kıbrıs konusundaki mücadeleyi de Türkiye ile birlikte yürütmekte olduklarına ve yürüteceklerine işaret etti.

"Haklı talepler dikkate alınırsa…"
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin (GKRY) Kıbrıs Türk halkının haklı taleplerini içeren çözüm önerilerini dikkate almaması halinde, zaman içerisinde siyaseten kayba uğramak yerine daha çok ekonomik kayıplar yaşayacağını anlatan Uluçay, şöyle devam etti: 
"2003'te Kıbrıs'ta kara kapıları açıldı, karşılıklı geçişler yapılmaya devam ediyor. Bunun neticesinde iki tarafın da ekonomisinde ciddi bir sinerji ortaya çıkmıştır. Bu sinerji çerçevesinde Güney Kıbrıs içine düştüğü çok daha büyük bir buhranı atlatmış oldu. Avrupa Birliği'nden (AB) de ekstra almış oldukları yardımlarla zaman zaman yaşadıkları ekonomik buhranları bu şekilde atlatmaktadırlar. Ancak Güney Kıbrıs'ın bu modelden çıkıp KKTC ile federal çözüm çerçevesinde bir araya gelmesi, aslında Ada'nın ekonomik potansiyelini aşağı yukarı 5 katına çıkaracaktır. Bundan yıllar önce, iki toplumlu görüşmeler çerçevesinde ekonomi uzmanlarının yapmış olduğu araştırmalarda ortaya çıkan tablo net olarak buydu aslında. Ancak görüşmelerin özüne bakıldığında böyle bir sonuçla karşılaşmadık."

"Sıcak çatışmayı mümkün görmüyorum"
Kıbrıs'ta hidrokarbonlar konusunda bir iş birliği geliştirilmezse, Türk tarafının kendi sondajlarına, Rumların da kendi sondajlarına devam edeceğini söyleyen Uluçay, ileride ekonomik değer yaratacak doğal gaz açığa çıktıktan sonra, uluslararası kuruluşlar ve devletlerin bunun bir ekonomik değer olarak insanlığa yarar vaziyete dönüştürülmesi için gereğini yapacaklarını söyledi.
Uluçay, "GKRY'nin şunu anlaması lazım, biz eğer bugünden Kıbrıs Türk halkı ile Kıbrıs Rum halkı arasında bir iş birliği şeklinde, bunun (hidrokarbonlar) insanlığa ekonomik refah getirecek şekilde dönüştürülmesini başarabilirsek, bundan en büyük kazancı bu Ada'da yaşayacak olan insanlar alacaktır. Ancak biz şimdi bu konuda başarılı bir adım atamazsak ve bunu ötelersek her iki taraf da kendi sondajlarına devam edecek. Günü geldiğinde, bu doğal gaz ortaya çıktığında ve insanlara fayda yaratacak noktaya geldiğinde oluşacak ekonomik değerden Kıbrıs Türk halkı ile Rum halkı minimum paya sahip olabilecek." şeklinde konuştu.
Uluçay, "Münhasır ekonomik alan içerisinde yürütülmekte olan ve bundan sonra da yürütülecek sondaj faaliyetlerinde olası bir sıcak çatışmayı mümkün görmüyorum." dedi. 

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.