Diyalog Gazetesi

‘Geri dönmem’

KIBRIS

4 yıl süreyle milletvekilliği yaptıktan sonra siyasetten çekilen Dr.Ahmet Eti iddialı konuştu:

Çiğdem AYDIN
Gazimağusa’nın tanınmış doktorlarından Ahmet Eti, 4 yıl süreyle UBP milletvekilliği yaptı. Daha sonra partiden ayrılan Ahmet Eti, siyasetin çirkinleştiğini belirterek “bundan böyle yanından bile geçmem”dedi.
Ahmet Eti, Diyalog’un sorularını şöyle yanıtladı:
Soru:Siyasete ne zaman başladınız ne zaman ara verdiniz? 
Yanıt: 1970’li yıllarda siyasi hayatım aktif olarak başladı.Ulusal Birlik Partisi’ne (UBP) üye oldum. Uzun süre bu şekilde gitti. Bir dönem Tansel beye karşı ilçe başkanı adaylığımı koydum ve kaybettim. Ama partimden hiç kopmadım. Her seçimde UBP ve diğer partilerden aday adayı olmak için teklifler aldım. 2009 yılında aday oldum ve seçilerek parlamentoya girdim. 4 yıl vekillik yaptım.2009 yılında aynı zamanda da partimin İlçe Genel Başkanı idim.3 yıl boyunca da bu görevimi sürdürdüm.
2013 yılında erken seçim oldu , ve o zaman da seçimleri kazandım. Ama bu arada 2009 yılında Turgay Avcı ve Ertuğruloğlu Hasipoğlu Gazimağusa’da kıran kırana bir mücadele yaşadık. Rakiptik. 2013 yılında ise siyasi rüşvetler karşılığında bizim partimize geri geldiler. Ben onların geri gelmesine şiddetle karşı çıktım. Erken seçime girdiğimiz zamanda partide Hasipoğlu ve Avcı listelerde benim önümde yer aldılar. Bu duruma ebetteki tepkiliydim çünkü onlar partimizden ayrılıp geri dönmüşler ama ben bu partiden hiç ayrılmadım ve hep sahip çıktım her şeye rağmen.
Neyse bu duruma göre bir centilmelik anlaşması yapıldı. Bu duruma göre ben ilk üçte yer alacaktım seçim listelerinde. Başkan kontenjanlarla beni 5.sıraya aldı ve bize bu listeyi bildirdi. Listeye baktım 5.sırada Avcı, 7.sırada ise Hasipoğlu vardı ben de doğal olarak 8.sırada çıkmış oluyordum. Bunu kendime siyasi zul saydım ve seçime girmedim. Pişman değilim. Siyaseti bıraktım ve şu anda da hiçbir siyasi organa üye değilim ve kesinlikle de asla siyasete bir daha girmeyeceğim. Bu arada şunu da belirteyim seçime katılanlar, katılmayanlar, kaybedenler ve kazananlar şimdi İrsen Küçük’ü suçlarlar ben hiç suçlamadım ve suçlu da bulmuyorum tüm olanlardan dönemin Parti Meclisi sorumludur. Bizler o adama oybirliği ile yetki verdik sen istediğini yap diye şimdi okları İrsen Küçük’ün üzerine çevirmek adil değil.” 

Soru:Siyaset öncesinde ne iş yapıyordunuz, şimdi ne yapıyorsunuz?..
Yanıt: Doktordum ve hala mesleğime devam ediyorum.Plastik Cerrah Uzmanıyım.Ve torunlarıma balkıyorum onlarla kaybettiğim zamanı telafi etmeye çalışıyorum. Sosyal hayatıma devam etmeye çalışıyorum. Şu anda yaptıklarım bunlardır.
Siyaset kaybettirdi
Soru:Siyasetten ayrıldıktan sonra dostlarınızın size karşı ilgisi değişti mi?. Arayıp, soran oluyor mu?..
Yanıt: Aksine benim dostlarım çoğaldılar. Siyaset bana dost kaybettirmek yerine hep insan kazandırdı. Çünkü her şeyden önce siz bir doktorsunuz ve siyaset için dahi bir yere köylere gittiğinizde insanlar gelir ellerinde bir film bak bakalım doktorum der, bu her zaman size insan kazandırır. Benim ilişkilerim asla çıkara dayalı olmamıştır insani değerler her şeyden önce gelir. Bu nedenle dostluklarım arkadaşlıklarım her daim arttı.
Soru: Bugünkü siyaseti nasıl buluyorsunuz? Yanlışlar nedir? Neler yapılmalı?.
Yanıt: Çirkin ve primitif buluyorum. Bireysel siyaset yapılıyor. Ben geçmişe bakıyorum şimdiye bakıyorum parlementoda genç ve değişik arkadaşlar olmasına rağmen değişen bir şey göremiyorum. Bana göre mevcut sistem artık tartışılmaya ve değiştirilmeye başlanmalı. Örneğin Başkanlık sistemi düşünülebilir. Veya seçim sistemi değiştirilmelidir. Artık bölgecilik ortadan kalkmalı. Bir başka hata da devlet dairelerinde veya kamuda çalışan memurlar siyasi olarak bir yerlere atandıklarında yeniden eski görevlerine dönmelidirler müşavir, müdür ordusuna katılmamalılar.
Çözüme hazırız
Soru:Kıbrıs sorununun çözümü konusunda ne düşünüyorsunuz?..
Yanıt: Kıbrıs sorunun çözümü konusunda her zaman arzulu olmuşumdur. Adı ne olursa olsun benim için fark etmez aslında. Yani ister konfederasyon ister federasyon ben isimlere takılmam. Önemli olan kalıcı bir çözüm olmasıdır. Ve gerçekten halklar arasında barışçıl bir çözüm olması önemlidir. 
Soru: Şu andaki müzakere sürecini nasıl değerlendiriyorsunuz? 
Yanıt: Dış güçlerin baskıları artmıştır.Bana göre dışarıdan gelecek baskılara direnç göstermeli ama barışı reddetmek için değil. Bana göre baskılar üzerine olabilecek bir çözümden ne Kıbrıslı Türkler ne de Kıbrıslı Rumlar memnun olmaz. Dolayısıyla iki tarafı da memnun edecek bir çözümü mecburi kılacak bir süreç yaşanıyor. 

Soru: Kıbrıs Türk tarafı çözüme hazır mı? Değilse ne yapmalı?
Yanıt: Hazırdır. Kıbrıs Türk tarafı her zaman bir çözüme hazırdı zaten. Annan planı döneminde bunu kanıtladı diye düşünüyorum.
Soru: Müzakerelerde en önemli sorun ne olacak? Ve bu nasıl çözülebilir?..
Yanıt: Bana göre mülk sorunu en büyük sorun olacak. 
Soru: Size göre KKTC ‘nin en önemli sorunları nedir? 
Yanıt: Bu ülkenin en büyük sorunu yalancı iş yapmayan ve sadece kendine çalışan siyasilerdir. İkinci sorunu da ekonomidir, susuzluk sorunumuz vardı bir o çözülüyor başka da çözümlenen bir şey yok.” 
Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.