Diyalog Gazetesi

Güzelyurt bölgesi dert küpü

KIBRIS

‘Ürettikçe batıyoruz” diyen Güzelyurt halkının büyük bir çoğunluğu siyasetten umudunu kesmiş durumda

Diyalog (Özel)
“Diyalog size geliyor” sloganıyla başlatılan, yurttaşın sorunlarını dinleyip, cumhurbaşkanlığı seçimine yönelik adaylara verecekleri mesajları kamuoyuna aktarmayı hedefleyen buluşmanın ilki geçtiğimiz gün Güzelyurt’ta gerçekleştirildi. 
Diyalog Medya Grubu Genel Yayın Yönetmeni Reşat Akar ve Diyalog TV Haber Müdürü Aytuğ Türkkan’ın moderatörlüğünü yaptığı ve Bel-Sen lokalindeki etkinliğe; Güzelyurt Milletvekili Menteş Gündüz, Belediye Başkanı Mahmut Özçınar ve bölgede faaliyet gösteren sivil toplum örgütü temsilcileri ve vatandaşlar katıldı. 
Konuşmak için söz alan vatandaşlar, Diyalog Medya Grubu’na bölgeye gösterdikleri hassasiyetten ötürü teşekkür etti, bu gibi programların devam etmesini istedi.
Esnaf, narenciye, patates ve hayvan üreticileri gelmiş geçmiş iktidarları eleştirdi, “ürettikçe batıyoruz” mesajı verdi. Zaman zaman sert tartışmaların yaşandığı gecede özellikle hastanenin Güzelyurt’a mı yoksa Lefke’ye mi yapılması konusunda tansiyonun yükseldiği anlar yaşandı. 
 “Çözüm önerileri ortaya koyuyoruz ama olmuyor!”
 İsteyen herkesin söz aldığı programda konuşan Güzelyurt Belediye Başkanı Mahmut Özçınar, bölgede bir çok sorun olduğunu, sorunların tespitlerinin yapıldığını ve öneriler ortaya koyduklarını ifade ederek, “Ancak hiçbir ilerleme sağlanmıyor” dedi.
Bölgenin tarıma elverişli olduğunu anlatan Başkan Özçınar, teşviklerin alınmaması nedeniyle bunun değerlendirilemediğini, Güzelyurt körfezinin görmezden gelindiğini ve bölgeye inşa edilen iki üniversitenin kente beklenen ivmeyi katamadığını anlattı. 
Güzelyurt’un işsizlik başta olmak üzere konut sorunu da bulunduğunun altını çizen Özçınar, Güzelyurt için kırsal kesim arsası yasa nedeniyle dağıtılamadığını ve bunun değişmesi gerektiğini kaydetti. 
Yerli istihdam konusuna da değinen Özçınar, Güzelyurt esnafına ayrıcalıklar tanınması gerektiğini vurguladı. 
Başkan Özçınar Kıbrıs konusunun çözümü konusunda 2004 yılında Güzelyurtlu’nun taviz verdiğini ancak bugün içerisinde göçü barındıran bir modele destek vermekten uzak olduğunu da sözlerine ekledi. 
“Biz sizi Allah’a havale ediyoruz!”
Güzelyurt Esnaf ve Zanaatkarlar Birliği Genel Sekreteri Şinasi Özdeş, kendi deyimiyle nam-ı diğer Şinasi Hoca da Güzelyurt’un sorunlarının 10 yıldır konuşulduğunu ve her şeyin herkes tarafından bilindiğini ifade etti. 
Esnafın re’sen vergiden inlediğini söyleyen Özdeş, Güzelyurt esnafının kazanmadığını, bölgenin 3-5 yıl vergiden muaf tutulması gerektiğini dile getirdi. 
“Bölge milletvekilleri gece olup başlarını yastığa koyunca “ben Güzelyurt için ne yaptım?” diye sormalıdır” diyen Şinasi Hoca, “Ben biliyorum, siyasiler Güzelyurt’u duymaktan, bizlerden sıkıldı. Ey iktidarda olanlar, ey bölge milletvekilleri, biz sizi Allah’a havale ediyoruz. O en büyük mahkemedir…” dedi.
Sözlerinin sonunda Kıbrıs sorununa da değinen Şinasi Özdeş, Güzelyurt’un yeniden Rumlara verilmesi noktasında imza atılması durumunda Güzelyurt’u alt üst edeceklerini belirtti. 
“40 yıllık tecrübe bizi bu hale getirdi” 
Hayvan üreticisi Cemal Darbaz ise konuşmasına “Üretici olmak suçtur” diyerek başladı. Bugüne kadar yöneticilerin üretimi yok edip memur devleti yarattıklarından şikayetçi olan Darbaz, siyasilerin sadece sözler verdiklerini ancak hiç birini tutmadıklarını kaydetti. 
Kimsenin kendilerini kandırmamasını isteyen Darbaz, “Güzelyurt daha önce de verildi, ilk ortaya çıkacak planda da yine verilecektir. O nedenle cumhurbaşkanı seçerken herkes iyi düşünsün. 40 senelik tecrübeler bizi bu hale getirdi. Rum buradaki fabrikaları çalışır durumda bıraktı biz ne yaptık?” diye sordu.
“Biz iyi bir idare istiyoruz” diyerek sözlerini sürdüren Darbaz, “Ben Rum idaresi altında da yaşarım yeter ki doğru düzgün bir idare olsun” diyerek tepkisini dile getirdi. 
Hastane tartışması ortamı gerdi 
Güzelyurt – Lefke Narenciye Üreticileri Birliği Başkanı Sami Dayıoğlu da Güzelyurt bölgesinde üretilen narenciyenin burada paketlenip bu bölgedeki limandan pazarlanması gerektiğine vurgu yaptı.
Dayıoğlu Güzelyurt bölgesine yapılması planlanan ancak Lefkelilerin ısrarla karşı çıktığı yeni hastane projesine değinince ortam bir anda gerildi. Dayıoğlu, “Buradaki hastane geliştirilmelidir” deyince, Şinasi Özdeş yerinden kalkarak Güzelyurt halkının sağlık hizmetinden yararlanmasının önüne kimsenin geçemeyeceğini söyleyince ikili arasında tartışmalar yaşandı.
“Güzelyurt merkeze mutlaka hastane yapılmalıdır”
Güzelyurt Esnaf ve Zanaatkarlar Birliği Başkanı Ulus Ese de siyasilerin hırsız olduğunu söyledi. Siyasetçilerin halkı kazıkladığını, kandırdığını ve çaldığını öne süren Ese, re’sen vergilerin bellerini büktüğünü aktardı. Güzelyurt çarşısının aynen narenciye bahçeleri gibi kuruduğunu söyleyen Ese, bölgeye yatırım yapılması gerektiğini belirtti. Ese, hastanenin bir çekim merkezi yaratacağını ifade ederek,i Güzelyurt merkezine mutlaka hastane inşa edilmesi gerektiğine vurgu yaptı. 
Ulus Ese, Hükümeti hastane konusunda aldığı karardan geri adım atmamaya davet etti. 
Pavlov’un köpeği kadar olamadık!
Narenciye üreticisi Abdullah Cangil, Güzelyurt’un sadece seçim arifelerinde akıllara geldiği eleştirisini yaparak, bunu bir hikayeyle anlatmaya çalıştı. İşte o hikaye: 
“Bir zamanlar Pavlov diye biri varmış. Bunun bir de köpeği varmış. Düdük çalarmış köpek gelmezmiş. Sonra her düdük çaldığında yemek de vermeye başlamış, köpek o zaman gelmeye başlamış. Ondan sonra Pavlov her düdük çaldığında köpek gelmeye başlamış. İşte Güzelyurtlu’nun getirildiği nokta budur.” 
“Ağlamayın! Siyasileri siz seçtiniz!”
Etkinliğe katılan köşe yazarı Güzelyurtlu Arif Alasya konuşmasında popülizmin Güzelyurt’u bitirdiğini söyledi. UBP-CTP ve DP’nin ülkeyi bu hale getirdiğini savunan Alasya, salonda şikayet eden herkesin bu popülizmden yararlandığını iddia etti. Alasya kalabalığa dönerek şu sözleri söyledi: 
“Ağlamayın! Güzelyurt’u bu hale getiren politikacılardır. Sizlerde yıllardır bu politikacıları seçip durdunuz.” 
“Üreticiyi korumak için fon lazım”
Doğancı (Elye) Üreticiler Birliği Başkanı Mehmet Bicen de 15 yıl önce yine Reşat Akar’ın yönettiği bir programda “ürettikçe batıyoruz” dediğini anımsattı ve artık “battık” diyerek söyleminde ne kadar haklı olduğunu ortaya koyarak konuşmasına başladı. 
Üretimin korunabilmesi için fonlara ihtiyaç duyulduğunu belirten Bicen, “Amerika’nın -ki serbest piyasa ekonominin anavatanıdır- yüzde 800 oranında fon uyguladığı ürünler var. Türkiye’de yüzde 180 fon uygulanıyor et ve süt ürünlerine. Her yıl 20 bin ton portakal dökülecek, devlet bunun bedelini ödeyecek ama hala meyve suyuna fon getirilmeyecek. Bu olacak bir mantık mı?” diye sordu.
Üreticinin battığını anlatan Bicen, meclisten bir an önce faiz yasasını geçirmesini de istedi. 
“Memnun değilseniz, yeniden seçmeyin”
Demokrat Parti Ulusal Güçler Güzelyurt milletvekili Menteş Gündüz de programa katıldı. Siyasetçiler ile ilgili eleştirileri olgunlukla dinleyen Gündüz, siyasetçileri toplumun ayırt etmesi gerektiğini söyledi. Memnun olmadığınız siyasetçiyi yeniden seçmeyin diyen Gündüz, “İktidardaki partinin bir mensubu olsam da her zaman bölgemi savunurum. Eleştirilerden ders alınması gerekir” diye konuştu.
Popülizmin her alana sirayet ettiğini söyleyen Gündüz, “kamu reformunu çalışan komitenin başkanıyım. Gördüm ki seçim nedeniyle bazı noktalarda popülizme yenilecektik, çalışmaları durdurdum” diyerek ilginç bir konuya değindi. 
Hükümetin artık Güzelyurtlu’ya vaadlerde bulunmaktan vazgeçmesi gerektiğini dile getiren Menteş Gündüz, “Bölgeye yatırım yapmak için insan buluyoruz, devlet zorluk çıkarıyor insanları kaçırıyor. Ben bir milletvekili olarak bunları söylüyorum” dedi.
“Ürettiğimiz için hapse giriyoruz”
Narenciye Üreticileri Birliği Başkanı Ali Alioğlu da Güzelyurtlu’nun artık sorunları konuşmaktan usandığını söyledi. Ülkede hükümetlerin sermayeyi koruyan yapılarda hareket ettiğini belirten Alioğlu, yüksek faizler nedeniyle üreticinin battığını kaydetti. 
Alioğlu, “Biz ürettiğimiz için borç içinde boğulup hapse gireceğiz ama devlet bizlere bir lütufta bulunmayacak ha” diyerek tepkisini ortaya koydu. 
“Tükenmişlik sendromu yaşıyoruz”
Güzelyurt’taki lisede beden eğitimi öğretmenliği yapan Çilem Esenyel de geceye katılanlar arasındaydı. Bir eğitimci olarak toplumun tükenmişlik sendromu yaşadığını gördüğünü ifade eden Esenyel, “2007’de büyük bir heyecanla adaya döndüm. Her geçen gün heyecanımı kaybediyorum” dedi. “Artık çocuklarımız Güzelyurt’ta okumuyor” diyerek gözlemini ortaya koyan Esenyel, “Artık sorunları çözüp çocuklarımıza umut vermemiz gerekiyor” diyerek sözlerini noktaladı.
“Sadece eleştirmek olmaz, öneri de yapmalıyız”
Cumhuriyetçi Türk Partili kimliğiyle bilinen ancak bir Güzelyurtlu olarak programa katılan Vasfi Candan, Güzelyurt’un sorunlarını 3 başlıkta topladı. Birincisi Kıbrıs sorunundan kaynaklanan siyasal sorun, ikincisi yönetenlerin anlayış ve uygulama sorunu, üçüncüsü de bölge insanlarından kaynaklanan sorunlar. “Ölülerimizi bile Güzelyurt’a gömmüyoruz” diyen Candan, sadece siyasileri eleştirmekle doğrunun bulunamayacağını, öneriler de ortaya konması gerektiğine dikkat çekti. 
“Bir taşa bile “benimdir” diyemiyorum” 
Üretici Fahri Darbaz da bir genç olarak geleceğini artık Güzelyurt’ta görmediğini söyledi. “Bir an önce anlaşma olsun da önümüzü görelim. Bir taşa bile “benimdir” diyemiyorum” diyen Darbaz, “Mutlaka bir anlaşma olmalıdır. Çocuklarımıza ne bırakacağız” sorusunu sorarak sözlerini noktaladı. 
“Atadan kalma mülkümü bırakıp gitmek istiyorum”
Bir başka genç üretici Salih Uluçal da sözlerine “Biz Denktaş’ın bile bir büstünü yapamayan bir devletiz” diyerek başladı ve eleştirileri sıraladı. “Üretiyorum ama geçinemiyorum” diyen genç üretici, “Atadan kalma mülklerimi bırakıp buradan gitmek istiyorum. Geleceğe ümitle bakamıyorum” dedi. 
Menteş Gündüz’den sert tepki!
Eğitimci ve Baf Ülkü Yurdu’nun unutulmaz futbolcularından Ahmet Ertay da eskiden futbol maçlarına bin 500 kişinin geldiğini anlattı. Narenciyenin değer kaybetmesiyle nüfusun da azaldığını anlatan Ertay, siyasetçilerin moral vermesi gerektiğini ancak seçilenlerin “adam” olmadığını iddia etti. Bu söze kızan milletvekili Menteş Gündüz, politikaların eleştirilebileceğini ancak kimseye hakaret edilemeyeceğini söyledi, ikili arasında tartışma yaşandı. Gündüz, solunu terk ederek tepkisini ortaya koydu. 

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.