Diyalog Gazetesi

Lefke’den mesaj verdi

KIBRIS

Uygulanan ekonomik programlarla büyük başarı elde edildiğini söyleyen Büyükelçi Akça, “Çözüm olsun olmasın KKTC'de sağlam bir kurumsal yapıya ihtiyaç var” dedi

Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Halil İbrahim Akça, Lefke Avrupa Üniversitesi’nde (LAÜ), üniversitenin 25’inci kuruluş yıldönümü vesilesiyle İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi tarafından düzenlenen, “Türkiye ve KKTC’de Ekonomik Gelişme Planlaması ve Sorunları” konulu konferansta, “Kalkınma ve Planlama” başlıklı bir konuşma yaptı.
Konferansa, Güzelyurt Kaymakamı Doğan Bağkur, Lefke Belediye Başkanı Aziz Kaya, LAÜ Rektörü Mehmetali Yükselen de katıldı.
Büyükelçi Halil İbrahim Akça konuşmasında bazı ülkelerin neden ekonomisi büyürken bazılarının da sabit kaldığına değindiği konuşmasında, bunun bazen kültüre, coğrafyaya dayandırıldığını ancak belirleyici olanın siyasi ve ekonomik kurumlar olduğunu anlattı.
Türkiye’deki kalkınma planları hakkında da bilgi veren Akça, Türkiye’nin 2018’e kadar olan onuncu Kalkınma Planı’nda, kişi başına gelirin 11 bin dolardan, 16 bin dolara çıkarılması, işsizliğin yüzde 7.2’ye düşürülmesinin, yoksulluk düzeyindeki nüfus oranının yüzde 22’den yüzde 19’a düşürülmesinin öngörüldüğünü anlattı.
KKTC’de 1998’den sonra Kalkınma Planı hazırlanmadığını ifade eden Akça, son dönemde ise iki ekonomik program hazırlandığını söyledi.

Güneyle kuzey arasındaki farklar…
KKTC ile Güney Kıbrıs’ın ekonomik göstergelerini de kıyaslayan Akça, Güney Kıbrıs’taki en büyük sorunun işsizlik, tahsili gecikmiş alacaklar olduğunu; KKTC’nin verilerine bakıldığında ise büyüme oranlarının düşük olduğunun görüldüğünü, diğer ülkelerin ortalamalarına göre işsizliğin çok büyük bir sorun olarak görülmediğini, Türkiye’den alınan borçlar dışında da borç seviyesinin de yüksek olmadığının görüldüğünü kaydetti.

Verimsiz devlet bürokrasisi…
Rekabet Edebilirlik raporunda, KKTC’deki en büyük sorunların, verimsiz devlet bürokrasisi, finansa erişimde zorluklar ve siyasi istikrarsızlık olarak gösterildiğine işaret eden Akça, ülkenin, 15 bin dolar ile kişi başına düşen gelir açısından dünya genelinde ilk elli ülke arasında yer alırken, Rekabet Edebilirlik Endeksi’nde 114’üncü sırada, kişi başına düşen milli geliri bin 500 -2 bin dolar olan ülkeler arasında yer almasının birinci nedeninin, ekonomistler tarafından “ülkedeki kurumların bu gelişmişlik seviyesine göre çalışmaması, biraz daha geri ve hantal olması” olarak açıklandığını söyledi.

“KKTC’deki öğrencilerin harcamaları…”
KKTC’de yüksek eğitim alan Türkiye’den 40 bin, diğer ülkelerden de 20 bin öğrencinin yaptığı harcamanın, KKTC milli gelirinin yüzde 25-30’unu oluşturduğunu ifade eden Akça, harcamanın üçte birinin harç olarak diğer üçte ikisinin ise muhtelif yerlere harcandığını, yüksek öğrenim ve turizmin iki önemli sektör olduğunu ifade etti.

Türkiye’den KKTC’ye aktarılan kaynaklar…
Türkiye’den KKTC’ye üç şekilde kaynak aktarıldığını belirten Akça, bunların; bütçe açıkları için borç, altyapı yatırımı ve reel sektörü destekleme için hibe ve Türkiye Devleti tarafından finanse edilen projeler şeklinde olduğunu belirtti.
Altyapıya ve reel sektör ile bütçe açıklarına giden kaynakların en çok eleştiri çeken alanlar olduğunu ifade eden Akça, “Bütçe açıklarına giden kaynağın bir izlemesi yok. KKTC maliyesine aktarılıyor. Ondan sonra KKTC kurumlarının kendisi, Sayıştaylık ne kadar izlerse... Bunun nasıl harcandığı konusunda bir izleme mekanizmamız yok” dedi

Önemli bir başarı

2010 – 2012 ekonomik programda önemli bir başarı elde edildiğini belirten Akça, “Gayrimenkul sektörü ve maaşların arttırılmasıyla sağlanan bir ekonomiden yüksek öğrenim ve turizm sektörüne dayalı reel bir ekonomi kaynaklı büyümeye geçildi. Bu çok önemli bir başarıydı. Özel sektörün büyümesinin kamuda da yansımasını oldu” dedi 
Akça, KKTC’deki 100 bin istihdamın 25 bininin kamuda olduğunu, yüzde 75’inin özel sektörde bulunduğunu, son yıllarda Kamu’da 300-400 kişi istihdam edilirken özel sektörde 3 bin kişinin istihdam edildiğini belirtti.
Akça, ekonominin önün açılması için yapılması gereken birkaç şeyin bulunduğunu ancak bunların biraz daha tartışılması gerektiğini ifade etti.

"Yüksek öğrenimde hedef 110 bin"
Yüksek öğrenim stratejisi oluşturulması için bir çalışma yapıldığını, bugünkü öğrenci sayısının artmasında stratejinin uygulanmasının etkili olduğunu ifade eden Akça, strateji kapsamında Türkiye’den gelen yardımların önemli bir kısmının üniversitelerdeki kalitenin arttırılmasına harcandığını kaydetti.
Yapılan strateji çalışmasında yüksek öğretimde 110 bin öğrenci ve kalitenin daha yukarılara çıkartılmasının öngörüldüğünü kaydeden Akça, “Turizm ve yüksek öğrenim sektörü ağırlıklı bir ada vizyonu var” dedi.
Konferans sonunda Akça’ya LAÜ’nün gelişmesi için yaptığı katkılardan dolayı plaket ve belge takdim edildi. 

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.