Diyalog Gazetesi

‘Liderlik boşluğu var’

KIBRIS

Denktaş’ın dava arkadaşlarından, Dışişleri eski Bakanı Vedat Çelik, Kuzey Kıbrıs’ta siyasetin dibe vurduğunu belirtiyor

Çiğdem AYDIN

Vedat Çelik, yaklaşık yarım asırdan beri Kıbrıs Türk siyasetinde adı geçen deneyimli bir diplomat ve işadamı... Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ile dostluğu ve Kıbrıs sorunuyla ilgili müzakerelerde üstlendiği görevler 1960’lı yıllara dayanıyor.

Kuzey Kıbrıs’ta siyasetin dibe vurmasından yakınan Vedat Çelik, gerek partiler bazında, gerekse üst düzeyde bir liderlik boşluğu yaşandığını belirtiyor.

Vedat Çelik, Diyalog’un sorularını şöyle yanıtladı:

Soru: Soru:Siyasete ne zaman başladınız ne zaman ara verdiniz?

Yanıt: Siyasete kariyer olarak başladım. Zaten diplomattım. Başkonsolosluk başkatibi olarak görev yaptım. 1962 yılında Ankara Büyükelçiliğine tayin edildim.1964-1968 yıllarında daha önceden tanıdığım Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’la 4 yıl Ankara’da çalıştım ve gayri resmi yoldan Kıbrıs’a dönüş teşebbüsü dahil,mücahitlerin topralanması,eğitime gönderilmesi ve Kıbrısa yeniden sevkiyatların sağlanması gibi çalışmalarda bulundum.

Sonrasında 1968’de Kıbrıs’a döndüm. 1969’da Cemaat meclisi ve geçici Türk yönetiminde başkan yardımcılığı ve aynı zamanda müsteşarlığına atandım. 1973 şubat seçimlerinden sonra geçici Türk yönetiminde Ticaret Sanayi ve Turizm üyeliğine atandım. 1974 Barış Harekatından sonra da Dışişleri Bakanı olarak görevlendirildim ve barış harekatını savunmak üzere 1974 yılının Ağustos ayında New York’a gittim.

1976 seçimlerinden sonra Dışişleri ve Savunma Bakanı olarak ve Başbakan yardımcısı olarak görev aldım.O dönemde aynı zamanda Girne’den milletvekili seçildim.1980’lerden itibaren iç politikadan çekilmiş olmakla birlikte Sayın Denktaşla çok yakın temas ve işbirliği halide dış siyaseti her zaman yakından takip ettim. Yine Denktaş adına bir çok uluslararası toplantılara katıldım.Bugün ise hem Parlementerler Birliği Başkanı hem de Milli Konsey Başkanı olarak siyasi gelişmeleri yakından takip ediyorum ve halkı bu konuda aydınlatmak üzere programlara katılıyorum.

Soru:Siyasetten çekildikten sonra ne iş yaptınız, şu sıralar ne yapıyorsunuz?

Yanıt: Emekliliğimi yaşıyorum. Eşim, üç çocuğum 6 torunum var. Ve yakında da torunumun torunu olacak. Kızım ev hanımıdır. Ve iki oğlum da serbest çalışıyor.

 

Yazları yüzme, kışta av

 

Soru:Son zamanlarda ciddi bir sağlık sorunu yaşadınız mı?.

Yanıt: Hayır yaşamadım.Bir kere yaşlanmaya vakit ayırmıyorum.Ama ciddi olarak mazbut bir hayatım vardır.Sürekli hareket ederim, 6 ay yazda yüzerim, kışın 2 ay ava giderim diğer günlerde ise mutlaka sabahları 1 saat yürüyüş yaparım.”

Soru:Siyasetten ayrıldıktan sonra dostlarınızın size karşı ilgisi değişti mi?

Yanıt: Hayır bilakis dostlarımdan ve halktan hiç kopmadım.Aksine gördüğüm itibar artmıştır.

Soru:Bugünkü siyaseti nasıl buluyorsunuz?. Yanlışlar nedir?. Neler yapılmalı?..

Yanıt: Siyaset bugün dibe vurmuştur. Gerek partiler bazında, gerekse üst düzeyde bir liderlik boşluğu görülüyor.Ve ne yazık ki bu durum genele yayılmaktadır.Bu kritik süreçte bunca ekonomik sıkıntı yaşanırken, siyasi belirsizlik devam ederken ve devletimiz bunca dış baskıya, insan hakları ihlallerine,izalasyonlara ve ambargolara maruz kalırken, gerek hükümet, gerekse siyasetçiler ulusal davaya odaklanmak ve görüş birliği yapmak yerine kişisel ve siyasal çıkarlarla uğraşmakta ve halkımızı ümitsizliğe sevk etmektedir.

 

Kıbrıs’ta iki ayrı devlet var

 

Soru:Kıbrıs sorununun çözümü konusunda ne düşünüyorsunuz?..

Yanıt: Bana göre Kıbrıs Sorunu çözülmüştür.Bugün Kıbrıs’ta ik ayrı devlet, iki ayrı demokrasi ve iki ayrı hudutları beli coğrafya vardır.Hiçbir şart altında bu gerçekler ortadan kaldırılamaz.Eski günlere dönülemez.Rumların tahakümü altına girilemez.

Bizim Rum tarafına hiçbir borcumuz yoktur. Bugünkü haklarımız ağır bedellerle kazanılmış ve yeniden Rumlara iadesi hiçbir şart altında olamaz.1950’lerden başlayarak ENOSİS uğruna silahlı çatışmaları başlatan Rumlar 103 köyden Türkleri kovan,yerleşim yerlerini yıkıp talan eden,soykırım girişiminde bulunan onlar ve en temel insan haklarımızı bugüne kadar ihlal etmeye devam eden yine onlar.

Kıbrıs Rum tarafı bizden ne toprak ne de başka bir hak talebinde bulunamaz.Bunların tümünün bedelini biz fazlasıyla ödedik.Savaşı başlatan onlar,kaybeden onlardır.Tazminat talep etmek bizim hakkımızdır.”

Soru:Kıbrıs Türk tarafı çözüme hazır mı?.

Yanıt: Bana göre müzakere masasında herhangi bir sorun olmaması lazımdı.Ama ne yazık ki; egemenliğimiz,devletimiz, garantiler, Türkiye ile olan ilişkilerimiz gibi tüm kırmızı çizgilerimiz süreç süreç içerisinde pazarlığa açılmış ve Rum tarafında hiçbir zaman elde edemeyecekleri tavizler için ümitler yaratılmıştır.

 

Statüko değişmez

 

Soru:Müzakerelerde en önemli sorun ne olacak? Ve bu nasıl çözülebilir?..

Yanıt: Aslında bugünkü statüko, yani iki devlet esası kalıcı olacağa benziyor. Dolayısıyla halkımızın ne karşı tarafın beyanatlarından, ne ortada dolaşmakta olan haritalardan, ne de dış müdahaleye ve haksızlıklara itibar etmemesi, ciddiye almaması ve hayatını ona göre yaşaması gerekiyor.

Soru:Çözüm olursa siz ne yapacaksınız?..

Yanıt: Şimdiye kadar tadamadığım emekliliğimin tadını çıkaracağım.

 

 

Yarın Enver Öztürk

 

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.