Suya erişim hakkının yaşam için olduğunu hatırlatır, ‘kar’ amaçlı özel şirketlerin tasarrufunda olacak hiçbir uygulamayı kabul etmeyeceğimizi, her türlü direnişi göstereceğimizi bir kez daha belirtiriz” denildi.
Maviş, “su kaynaklarının, su kuyularının, drenaj hattının, yağmur sularının, atık su kullanımının, barajların ve göletlerin denetimi ile toprağın mülkiyetinin özel şirketler aracılığı ile Türkiye’ye devredilmesinin, Kıbrıs Türk Toplumu için daha fazla bağımlılık, entegrasyon ve asimilasyon anlamına geldiğini” savundu.