Diyalog Gazetesi

Mutlaka artırılmalı

KIBRIS

Verilen teşvik ve uygulanan politikalarla, turizmde son üç yılda önemli büyüme yaşandığını söyleyen sektör temsilcileri, bütçedeki kısıtlamayı eleştirdi

 Züleyha KARAMAN
Turizm sektörü büyürken, turizmin gelişmesi için ayrılan fon ve bütçenin artırılmamasını eleştiren sektör temsilcileri, profesyonel turizm bütçesi oluşturulması gerektiğini söyledi.
Büyüyen bir turizmin, büyüyen bir turizm bütçesi ile sağlanabileceğini vurgulayan sektör temsilcileri, turizm fonu ve bütçesinin artacağı yerde azaldığını, yaşanan büyümenin devam etmesi için desteğinde artması gerektiğini belirtti.
DİYALOG’a konuşan sektör tesmilcileri, verilen teşvik ve uygulanan politikalarla, turizmde son üç yılda önemli büyüme yaşandığını, turizm gelirlerin arttığını, ancak bu büyümenin turizm fonu ve turizm bütçesine aynı oranda yansımadığını ifade ederek, turizm bütçesinin mutlaka artırılması gerektiğini dile getirdi.

Pazar 13 ülkeye yayıldı
Üç yıl önce sadece Türkiye, Almanya ve İngiltere pazarı ile kısıtlı olan sektörün, şimdi 13 ülkeye yayıldığını ve bu 13 ülkede Kuzey Kıbrıs markasının oluşturulduğuna işaret eden sektör temsilcileri, turizm fonundaki paranın bütçe denkleştirilmesinde kullanılmasını eleştirdi.
Turizmdeki büyüme ve gelişme projerlerini devam ettirebilmeleri için turizm fonunun mutlaka turizmdeki büyümeye eş rakamlarla artırılması gerektiğini dile getiren sektör temsilcileri, şunları söyledi.
Kıbrıs Türk Otelciler Birliği (KTOB)m Başkanı Hüseyin Aktığ, Kıbrıs Türk Seyahat Acentaları Birliği (KITSAB) Başkanı Orhan Tolun, KITSAB Yönetim Kurulu Üyesi Dimağ Çağıner ve KITSAB Genel Sekreteri Özbek Dedekorkut sektörde yaşanan sıkıntıları anlattı.




Ne yapılması gerekiyor, hükümetten ne bekliyorlar?

Hüseyin Aktığ: Sayılarlada desteklendiği gibi turizm sektörü bir büyüme içerisinde. Turizmi, tıkanan ekonomi, ambargo ve her türlü soruna rağmen, büyüme gösteren tek sektör konumunda görüyoruz. Sağlanan bu büyüme son 3 yıllık bir planla ortaya çıkarıldı. 2010-2013 döneminde yapılan charter teşviklendirme sonucunda turizm sektörü hem yatak doluluk oranında bir atış sağladı, hem de yatak sayısı arttı. Yeni yatırımlara bir motivasyon geldi, kapalı olan tesisler turizme kazandırıldı ve hem de ileriye dönük bir umut oluştu. 2009-2010 dönemlerinde sadece İngiltere, Almanya, Türkiye ile kısıtlı olan pazar çeşitliliğimiz bugün 13 değişik ülkeye çıktı. Bu ülkerlerde Kzuey Kıbrıs markası oluşturulmuş, hem ticari anlamda Kuzey Kıbrıs’la ilgili bir farkındalık yaratılmış hem de siyasi anlamda da bize bir artı değer getirmiştir. Bu çalışamaların sürdürülmesi ve bu vizyonun bir sonraki adıma taşınması hem bizim için hem ülkemiz için önem arzettiğine inanıyoruz. 

“Planlı çalışmayla bugüne gelindi”
Büyüyen sektöre orantılı olarak büyütülmeyen teşvikler, tanıtım fonu ve bütçe sorununu kamoyunun bilgisine getirmek istiriyoruz. Olayın başında sıfır noktasındaydık, kendi kendine yapılan bir turizim sektöründen, daha planlı, hangi piyasaya gireceğimize, o piysaya yönelik aksiyonların ortaya konduğu, hangi fuarlara katılacağımız daha bilinçi ve daha öngörülü bir çalışmayla bugünkü noktaya gelindi. Bizim vurguladığımız, bir sonraki adıma geçmek mümkündür. Bir sonraki adım; pazar çeşitliliğimizin atırılması, ülkeye gelen turistin daha paralı halde buraya getirilmesidir, seçici olmamızdır, gelen gelirin toplumun tüm kesimlerine eşit dağıtılmasının çalışmasını yapmaktır. 
 
Orhan Tolun: Turizm fonuna gelen para çok olmasına rağmen, fona gelen paranın büyük bir kısmı cari bütçeye aktarılmakta ve bütçe denkleştirilmek istenmesinden dolayı fondaki miktar azalmaktadır. Fonun gelirleri cari bütçenin denkleştirilmesinde kullanılıyor.Türkiye Cumhuriyeti Yardım Heyeti’nin de verdiği yardımlar var, ‘siz iki koyun ben dört vereyim’ diyor. Yardım Heyeti bunu söylediği halde biz yıllardır fona 18 milyon TL koyabiliyoruz. Bizim için sıkıntı yaratan konu budur. Turizmde bir gelişme var, her yıl turist sayısı yüzde 10-15 artıyor, bu artış doğrultusunda döviz bazında 10 artırılması gerekirken, TL bazında fon aynı tutulduğunda, döviz bazında fon küçülmektedir. Böylelikle fon her yıl açık vermektedir. Büyüme küçülecek. 
Çağıner: Nerobet KKTC dünya içerisinde sorunlu bir destinasyondur. KKTC ekonomisine baktığınız zaman da hizmet ve eğitim sektörüne dayalı bir büyüme sağlaması lazım, bu da turizmi çok öne çıkarıyor, ancak bu sefer de siyasi sıkıntılar öne çıkıyor. Ambargo nedeniyle uçuşlar direk olamıyor, pazarlaması serbest yapılamıyor, bu da bizim negatif taraflarımız. Uygulanan teşvik politikaları neticesinde turizm sektöründe bir büyümeye başladı. Ama bu büyüyen sistemin teşvikle arttığı konusunda herkeste sıkıntı var; teşvikler artırılarak devam edebilir şeklinde bir görüş vardı. Teşviğe politik nedenlerden dolayı ihtiyaç duyuldu. Politik nedenler olmasaydı biz de ona göre hareket edecektik. Bugün Güney Kıbrıs da, daralan Avrupa ve İngiltere pazarını, Rus turistlerle kapamaya çalışıyor, bunun için siyasi kararlar alıyor. Adının teşvik olduğuna takılmayalım. Turizm, almasını hak etmiş olduğu paraları alarak bugün ayakta durmaktadır. Turizm gelirleri artınca, turizm gelirlerinin yüzdeliği olarak, turizm için aktarılacak olan bütçenin de artması gerekmektedir. 
“Turizmde önce verir sonra alırsını”
Büyüyen bir turizm, büyüyen bir turizm bütçesi ile sağlanabilir. Turizm sektörü, önce verip sonra alabileceğiniz bir sektördür. Bu nedenle önce turizm bütçesini verirsiniz, sonra karşılığını alırsınız.Turizm için aktarılması gereken rakamların turizm için aktarılması lazım, adı teşvikdir, adı fondur, adı bütçedir, adının ne olduğu bizi ilgilendirmez, önemli olan o paranın karşılığında verimlilik sağlanıyor mu sağlanmıyor mu. Sağlanıyorsa doğru yoldayız, sağlanmıyorsa alternatifleri düşünme noktrasında birlikte olmamız lazım. Gelmiş olduğumuz noktada artık bunun farkına varalım, biz eski Kıbrıs değiliz, yeni turizm politikaları geliştirmemiz lazım. Yeni dünyadaki yerimizi bir destinasyon olarak almamız için yapılması gereken, profesyonel turizm bütçeleri oluşturmamız gerekir. 

Dedekorkut: Buranın bir ada ülkesi olduğu unutulmamalı. Ada ülkelerinde servis sektörü her zaman önemlidir, servis sektörü gelişmezse adada ekonomi fazla büyümez. Bizim ne sanayimiz, ne ağır üretimimiz, ne çok büyük hayvancılığımız var. Bu ülkede yapabileceğimiz en iyi iş turizm ve üniversiteler. Yıllardır üniversiteler ana sektör, turizm lokomotif sektör diye söylenir. Fakat yıllardır bu söylendiği halde, yıllardır devlet bütçesinden turizm fonuna tek bir kaynak aktarılmıyor. Bugün, hayvancılığa, kuraklığa, hellim ihraç etmeye verilen paralara baktığımızda, devlet bütçesinden biz hiç bir şey aktarılmıyor ama bu ödemelere dünya kadar kaynak aktarılıyor. Biz hiç bir zaman o parayı versinler de yiyelim demedik, buradaki en ufak otelimiz bile turizm fonunun aktardığı paranın toplamı kadar parayı tesisine zaten aktarmıştır. Turizm fonunun aktardığı paranın toplamı kadar personeline ödeme yapmıştır, Sosyal Sigortalar, İhtiyat Sandığı’na katkı yapmıştır. 
Turizme saygı duyulmalı
En küçük acentemizin bile devlete ödediği dünya kadar vergi vardır. Ülkede turizm gelişecekse turizme saygı duyulmalı. Turizmin seçimlerde etkisi olmadığı düşünülerek, çünkü bizde oy potansiyle yok,’ binlerce kişiyi şuraya toplayıp şöyle eylem yaparız böyle eylem yaparız’ diyemediğimiz için dışlanıyoruz, fakat en azından turizmin ekonomiye katkısının çok rahat görülmesi gerekir. Biz bu ülkeye geçen yıl 680 milyon dolar getirdik. Alınan paranın en az yüzde beşinin tekrar o işe yatırılması gerekirki o iş devam etsin. 680 milyon doların yüzde beşi yaklaşık 35 milyon dolar, bu da 70 milyon TL. 70 milyon TL’nin tekrar turizme aktarılması gerekir ki ülkedeki turizm devam etsin. Eğer bu ülkenin hedefi 30 bin yatağa çıkmak ise mutlaka turizm fonunda artırılması gerektiğine inanıyoruz. Getirdiğimiz her turist ile ülkenin ekonomisine çok büyük katkı sağlamaktayız. 

Gelir arttıysa harcama da artmalı

Ödediğimiz her kuruş vergi ile ülke ekonomisinin ayakta durması için çalışma yapıyoruz ve en önemlisi de ülkenin en büyük döviz girdisini de turizm sağlamaktadır. Bizim bu projerleri devam ettirebilmemiz için turizm fonunun mutlaka turizmdeki büyümeye eş rakamlarla artırılması gerekir. Eğer turizmde yüzde 21 artış olmuşsa, harcanan paranın da yüzde 21 artması gerekir. Bu da demektir ki bir yıl önce 18 milyon TL ayrıldıysa, buna Türkiye Cumhuriyeti’nden 53 milyon TL konduysa, bu rakamların yüzde 20 artırılarak 60-65 milyon TL’ye çıkarılması gerekir ki biz ayakta duralım. Aksi takdirde, turizm gelirlerinin çarpan etkileri ne kadar büyükse, turizm gelirlerindeki azalmanın da çarpan etkileri aynı hızda ve şiddette olacaktır. Bunun geri dönüşü de çok acı bir reçete olarak karşımıza çıkacaktır. Kıbrıs Türk Hava Yolları’nın yanlış politikalarla batırılmasının bedelini tüm Kuzey Kıbrıs halkı ve biz turizmciler çok acı bir şekilde yaşadık. Şuanda yaşanabilecek olan çökmeyi hiç kimse hesap edemez!

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.