Diyalog Gazetesi

Ortak tavır

KIBRIS

Başbakan Binali Yıldırım ile ortak açıklama yapan Cumhurbaşkanı Akıncı, Rum tarafını yaşanabilecek gerilimler ve iki ayrı devletin kökleşmesi konusunda uyardı

 Kuzey Kıbrıs’a kısa süreli bir ziyaret yapan Türkiye Başbakanı Binali Yıldırım, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Başbakan Hüseyin Özgürgün ve Meclis Başkanı Sibel Siber ile yaptığı görüşmelerde, KKTC’ye yönelik yardımların artarak devam edeceğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı da, ortak basın toplantısında Rum tarafına önemli mesajlar gönderdi ve gerilim uyarısında bulundu. Akıncı, bunun bir tehdit olmadığını belirterek, eşitliği, özgürlüğü ve güvenliğimizi garanti altına alacak bir çözüm olmaması halinde bölgede yeni gerginliklerin olabileceğini ve iki ayrı devletin kökleşeceğini belirtti.

Akıncı: Müzakere sürecini değerlendirdik
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Türkiye Başbakanı Binali Yıldırım görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. 
Toplantıda ilk sözü Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı aldı. Akıncı konuşmasında, Yıldırım ile tıkanma noktasına bulunan Kıbrıs müzakereleriyle ilgili sorunları aktarma, bundan sonrası için değerlendirme yapma fırsatı bulduklarını kaydetti.
Akıncı, “Bugünlerde en büyük beklentimiz kuşkusuz ki Rum tarafında yapılmış olan vahim hatadan dönülmesidir. Hatadan dönmek, yanlıştan ders çıkarmak bir erdemdir. Kıbrıs’ta bize gerekli olan barış kültürüdür, ENOSİS kültürü değildir. Yanlıştan dönülebileceğini Kıbrıslı Türklere göstermeleri halinde bu kendileri acısından da önemli bir gelişme olur diye düşünüyorum. Olmayan ve giderek erozyona uğrayan iki halk arasındaki güvenin yeniden inşasına yardımcı olur diye düşünüyorum” dedi.

“Dört özgürlüğün tarihçesi var” 
Son zamanlarda 4 özgürlük diye tanımlanan, Türk ve Yunan dengesinin Kıbrıs üzerinde tesis edilmesi konusunun Rum tarafınca en çok istismar edilen bir konu olduğunu kaydeden Akıncı, AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker ve Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiadis’in bu konuda yaptığı açıklamalara işaret etti.
Akıncı, “(Dört özgürlüğün) ta 1960’dan gelen bir tarihçesi olduğu hatırlanmalıdır. 1960’da Kıbrıs Cumhuriyeti oluşturulurken, Türkiye ve Yunanistan’a İngilizce tanımıyla ‘most favoured nation’ yani en çok müshadeye mashar ülke tanımlaması yapılmıştı ve Anayasada yer almıştı. Benden önceki donemde de bu konu varlığını muhafaza etti, Talat-Hristofiyas anlaşmalarının bir parçasıydı ve bugünlerde sanki yepyeni bir şeymiş gibi takdim edilmesini anlamak zordur. Bu konuda makul formüller olduğu halde, çözüm olanağı olduğu halde gidip sayın Anastasiadis’in Avrupa Birliği’ni bu konuda kışkırtmasını da anlamak gerçekten mümkün değildir” dedi.

“Yeni gerginlikler söz konusu olabilir”
KKTC olarak çözüm iradelerinin devam ettiğini, bir çözümün sadece ada halkları için değil Türkiye, Yunanistan ve bölge için de iyi olacağını düşündüklerini kaydeden Akıncı, “Bu çözüm olsun da nasıl isterse olsun anlamında bir çözüm değildir. Hep altını çizdiğim 3 tane önemli unsur vardır. Eşitlik özgürlük ve güvenlik. Eşitliğimizi, özgürlüğümüzü, ve güvenliğimizi garanti altına alacak bir çözüm bölgede enerji güvenliğini de işbirliği olanaklarını da elbette sağlayacaktır, buna yardımcı olacaktır. Aksi takdirde bölgede yeni gerginlikler söz konusu olabilir” ifadelerini kullandı.
Bunu dile getirdiğinde Güney Kıbrıs tarafından ‘Akıncı bizi tehdit ediyor” sesleri yükseldiğini kaydeden Akıncı, “Bunun tehditle uzaktan yakınan alakası yok, gerçeklikle alakası var. Bunun herkes tarafından da böyle bilinmesi lazım” dedi.

“Çözüm olmuyorsa KKTC yoluna devam edecektir”
Tüm tarafların yararlı çıkacağı bir çözüme ulaşıldığı takdirde KKTC’nin Kıbrıs Türk Kurucu devleti haline dönüşeceğini ve federal çatı altında yoluna devam edeceğini kaydeden Akıncı, “Yok eğer olamıyorsa, bizim dışımızdaki nedenlerle ve özellikle Rum tarafından kaynaklı olarak olamıyorsa, o zaman KKTC elbette ortadan kaybolacak değildir. KKTC gelişerek yoluna devam edecektir. O zaman da herkes Kıbrıs’ta iki devletli, iki ayrı devletin kökleşeceği bir çözüme hazır olmak durumunda kalacaktır” şeklinde konuştu.


Yıldırım: Çözüm çabalarına hep destek verdik
Türkiye Başbakanı Binali Yıldırım da konuşmada, Türkiye’nin adada kapsamlı çözüm çabalarına desteğini her zaman verdiğini, gelinen aşamada beklentilerinin Cenevre konferansının yeniden toplanabilmesine imkan sağlayacak zeminin tesis edilmesi olduğunu kaydetti. Yıldırım, “Ülkemiz ve Kıbrıs Türk tarafının bu yöndeki kararlı tutumunun gelinen bu safhada maalesef gerekli karşılığı bulmadığını görmekteyiz. Adada kapsamlı çözüm arzusunun en kuvvetli şekilde dile getirilmesi gereken bu hassas süreçte Rum Meclisinin adadaki Rumlar arasında 1950 yılında ENOSİS amacıyla düzenlenen plebisitin Rum tarafındaki okullarda anılmasına yönelik geçen ay aldığı karar büyük bir talihsizliktir” dedi.

“Genç kuşakların beyinlerini zehirlemesinler”
Söz konusu karara basitmiş gibi atıfta bulunması; Kıbrıs Türk tarafının bu kararın değiştirilmesine yönelik çağrılarına “tarihi mi düzelteyim” şeklinde cevap verilmesinden dolayı Kıbrıs Rum Yönetimi liderini eleştiren Yıldırım, “Onlardan beklenen yetişecek genç kuşakların zihinlerini zehirlememeleri ve gençlerin barış ve birlikte yaşama kültürüyle yetişmelerini sağlamalarıdır. Rum tarafı Kıbrıs Türkü’nün hassasiyetlerini göz ardı eden saldırgan tutumunu maalesef devam ettirmektedir. Gerçekleri çarpıtmaya yönelik bu tavrın müzakere surecini daha da ileriye taşıyamayacağı bir gerçektir” dedi.
Müzakere surecinin başlıca amacının adada iki tarafın siyasi eşitliğine dayalı yeni ve kalıcı bir ortaklığın tesis edilmesi olduğunu kaydeden Yıldırım şöyle devam etti:
“Ancak bu Kıbrıs Türk tarafını Ada’nın ortak sahibi olarak görmeyen yaklaşımların kökten değişimiyle mümkün olabilecektir. Adada kapsamlı çözüm, yeni ve sürdürülebilir bir ortaklığa tarafların endişelerini, hassasiyetlerini, beklentilerini dikkate alan kısa vadeli siyasi kazanımlardan ziyade, barış, huzur ve istikrarı hedefleyen gerçekçi bir yaklaşımla mümkündür.
Unutulmamalıdır ki kapsamlı çözüm sadece müzakere başlıklarında mutabakata varmakla değil, eşit ortaklık anlayışının özümsenmesi ve müşterek geleceğe olan inancın benimsenmesiyle mümkün olacaktır”

Müzakerelerin zamana yayılması artık kabul edilemez 
Kıbrıs meselesine adil, kalıcı, kapsamlı bir çözüm bulunması için KKTC’nin çabalarını desteklemeye devam edeceklerini kaydeden Yıldırım, “Diğer yandan da Türk tarafının uluslararası camianın yoktan sebeplerle oyalanması ve müzakerelerin zamana yayılması artik kabul edilemez ve sürdürülemez bir durumdur. Rum tarafının ortaya net bir irade koyma zamanı gelmiştir” dedi.

Kamran Aziz’e rahmet diledi
Kıbrıs Türk halkı ile elde edilen kazanımları daha da ileri götürme kararlılığında olduklarını ifade eden Yıldırım sözlerini şöyle sürdürdü:
“Buradaki temel prensibimiz budur, Türkiye’de ne varsa kuzey Kıbrıs’ta da o olacak. Bu anlamda su projesi, ulaşım projeleri, enerji projeleri, altyapı projeleri eş zamanlı olarak hem Türkiye’de hem KKTC’de hayata geçirilmektedir. Müzakere surecinin seyrinden bağımsız olarak Kıbrıs Türkünün her koşulda yanında olmaya, güvenlik ve kalkınmasına kararlılıkla destek vermeye ve bölgede huzur, istikrar, refahın yerleşmesi yönünde üzerimize düşeni bugüne kadar yaptığımız gibi, bundan sonra da yapmaya devam edeceğiz.” Konuşmasının sonunda Binali Yıldırım, besteci-söz yazarı sanatçı Kamran Aziz’e rahmet diledi.

Yıldırım Siber’i ziyaret etti
Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sibel Siber, TC Başbakanı Binali Yıldırım ve beraberindeki heyeti kabul etti. Kabulde, TC Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, Büyükelçi Derya Kanbay, Meclis Başkan Yardımcısı Hüseyin Avkıran Alanlı, Enerji ve Doğal Kaynaklar Bakanı Sunat Atun, UBP milletvekili Erdal Özcenk ile CTP Güzelyurt milletvekili Mehmet Çağlar hazır bulundu.
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Binali Yıldırım yaptığı kısa konuşmada, Başbakanlık görevine geldiğinde ilk yurtdışı ziyaretini KKTC’ye yaptığını anımsatarak, bunun ikinci ziyaret olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’ya gerçekleştirdiği ziyarette Kıbrıs müzakerelerinin seyrini değerlendirdiklerini ifade eden Yıldırım, Meclis Başkanı, Başbakan ve ardından vatandaşlarla bir araya geldikten sonra ülkeden ayrılacağını kaydetti.

Siber: Tecrübe ve aktaracaklarınız bizim için çok önemli
Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sibel Siber ise, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Binali Yıldırım ve beraberindeki heyeti kabulden duyduğu memnuniyeti belirterek, karşılıklı işbirliğinin iki ülkeyi daha güzel ve iyi yerlere taşıdığı ifade etti. Tüm çabalarının ülke insanının yaşam kalitelerini daha yukarıya çekme, daha mutlu insanlar görmek olduğunu belirten Siber, Türkiye Cumhuriyeti yetkililerinin tecrübe ve aktaracağı konuların KKTC için çok önemli olduğunu söyledi.

Özgürgün ile Yıldırım görüştü
Başbakan Hüseyin Özgürgün, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Binali Yıldırım ile görüştü. Başbakanlıkta 17.45’te gerçekleşen görüşmede, Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Serdar Denktaş, Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Kemal Dürüst, İçişleri Bakanı Kutlu Evren de hazır bulundu. Yıldırım’a ziyareti sırasında TC Kıbrıs İşlerinden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, TC Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Türkiye Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Türkiye Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan bazı yetkililer eşlik etti.
TC Başbakanı Binali Yıldırım, Başbakan olması ve yeni hükümetin kurulmasının ardından geleneklere uygun olarak ilk ziyaretin KKTC’ye yapıldığını ve bugün ikincisinin gerçekleştiğini belirterek, “TC’de ne varsa KKTC’de de olacak” prensibinin halen geçerli olduğunu dile getirdi.
Türkiye’nin atacağı her adım ve yapacağı her hamlede KKTC’yi de eş zamanlı düşündüğünün ve gereğini yaptığının altını çizen Yıldırım, bunun TC-KKTC ilişkilerinde yıllardır var olan bir durum olduğunu belirtti.
Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.