Diyalog Gazetesi

‘Ürün listesi’ genişleyecek

KIBRIS

Yılın ilk 6 ayında ‘Yeşil Hat Tüzüğü’ kapsamında kuzeyden güneye 7 milyon, güneyden kuzeye ise 950 bin Euro’luk satış yapıldı

Gazetemizin sorularını yanıtlayan Avrupa Komisyonu, Yeşil Hat Tüzüğü ve Mali Yardım Tüzüğünün uygulanmasından sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Hugo Sobral, bu yılın ilk 6 ayında kuzeyden güneye 7 milyon Euro, güneyden kuzeye ise 950 bin Euro’luk mal satışının gerçekleştiğini söyledi. Sobral, güneye yönelik satışların, Kuzey Kıbrıs’ın toplam ihracatının yüzde 10’unu oluşturduğunu belirtti.

Karşılıklı geçişlerde Metehan Sınır Kapısında yaşanan sıkıntıyı dikkate alarak, trafik akışını rahatlatmak amacıyla her iki yönde birer ek şerit ve yayalar için güvenli bir kaldırım yapılacağını belirten Hugo Sobral, gerekli finansmanın AB tarafından karşılanacağını söyledi. Sobral, şu an için ihale aşamasında olduklarını, inşaatın bu yıl içinde başlaması halinde 3 ayda tamamlanacağını kaydetti.

Sorular ve yanıtları

Avrupa Komisyonu Yeşil Hat Tüzüğü ve Mali Yardım Tüzüğünün uygulanmasından sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Hugo Sobral’a yönelttiğimiz sorular ve yanıtları şöyle:

Soru: Yeşil Hat Tüzüğü kapsamında, 2024’te ve 2025’in ilk altı ayında güneyden kuzeye ve kuzeyden güneye yapılan mal satışlarına ilişkin rakamları paylaşabilir misiniz?

Yanıt: Öncelikle Komisyonun iki toplum arasındaki ticarete büyük önem atfettiğini vurgulamak isterim. Bu yalnızca ekonomik bir faaliyet değil; Kıbrıslı Türkler ile Kıbrıslı Rumlar arasında temasların kurulmasına, iş birliğinin gelişmesine ve daha yakın bağların oluşmasına yardımcı oluyor. Kıbrıs Türk toplumunun toplam ticaretinin yaklaşık %10’u hâlihazırda Kıbrıs Rum toplumu ile gerçekleşiyor.

Bununla birlikte, potansiyelin çok daha yüksek olduğuna inanıyoruz. Bu nedenle, Yeşil Hat üzerinden ticareti desteklemek için yoğun biçimde çalışıyoruz. AB One Stop Shop Hizmet Noktası aracılığıyla uzmanlarımız her iki toplumdan işletmelere danışmanlık ve destek sağlıyor. Kıbrıslı Türk üreticilerin AB standartlarını karşılamalarına yardımcı oluyor, Yeşil Hat üzerinden ticarete konu olabilecek ürünlerin listesini genişletmek için çalışıyoruz.

Rakamlara baktığımızda, Kıbrıs Türk toplumundan Kıbrıs Rum toplumuna yapılan ticaret 2023’te 16 milyon Euro ile rekor düzeye ulaştı; 2024’te ise hafif bir düşüşle 15,2 milyon Euro’ya geriledi. Bu yılın ilk altı ayında ticaret 7 milyon Euro düzeyinde seyretti ve son aylarda büyümeye dair umut verici işaretler görüldü. Bu geçici düşüşte, Kıbrıs Türk toplumunda yüksek seyreden ve bazı ürünlerin rekabet gücünü zayıflatan fiyatlar başta olmak üzere, çeşitli etkenler rol oynadı.

Diğer yönde, yani Kıbrıslı Rumlardan Kıbrıslı Türklere olan ticaret hâlâ çok daha düşük seviyede. Bunun temel nedeni, Kıbrıs Türk toplumunda uygulanan izinler, harçlar ve vergilendirmedir. Bu engellerin hafifletilmesini elbette memnuniyetle karşılarız; bu herkesin yararına olacaktır. Örnek vermek gerekirse, 2023 ve 2024’te bu yöndeki ticaret hacmi yaklaşık 1,3 milyon Euro düzeyindeydi. Buna karşılık, sadece bu yılın ilk yarısında 950 bin Euro’ya ulaşıldı; bu nedenle, yukarı yönlü bir eğilim için temkinli bir iyimserlik taşıyoruz.

Soru: Bu rakamları normal olarak değerlendiriyor musunuz? Peki, bu rakamları artırmak için neler yapılmalı?

Yanıt: Ticaret seviyeleri her zaman geliştirilebileceğinden, bunları “normal” ya da “normal değil” olarak nitelendiremem. Önemli olan, iki toplum arasında daha fazla ticaret için kayda değer bir potansiyel bulunmasıdır ve Komisyon da tam olarak bu potansiyelin desteklenmesi yönünde çalışıyor.

Ayrıca konunun daha geniş bir boyutu da var: Ada içi ticaret yalnızca ekonomik açıdan fayda sağlamakla kalmaz, aynı zamanda güvenin, işbirliğinin ve daha barışçıl bir ortamın oluşmasına da katkıda bulunur. Ticaretin güçlenmesi, iki toplum arasındaki ilişkileri olumlu yönde geliştirebilir.

Daha önce de ifade ettiğim üzere, Yeşil Hat üzerinden ticaret yapmak isteyen işletmelere ihtiyaca özel destek sunan AB One Stop Shop Hizmet Noktası girişimini sürdürüyoruz. Amacımız, ticareti teşvik etmek ve işletmelerin bu sürece daha kolay dâhil olmasını sağlamak.

Bir diğer önemli girişim, ada genelini kapsayan Menşe İsmi Korumalı ürün Halloumi/Hellim (PDO) programıdır. Bu program tam olarak uygulamaya geçirildiğinde Yeşil Hat ticaretini kayda değer ölçüde artırma potansiyeline sahip. Halloumi/Hellim mevcut durumda milyonlarca Euro’luk bir ekonomik faaliyet alanıdır.

Hâlihazırda PDO sertifikalı Halloumi/Hellim üreten Kıbrıslı Türk üreticiler var. Yeşil Hat üzerinden satış yapabilmeleri için sonraki adım, üretimin her aşamasında AB’nin hayvan sağlığı ve gıda güvenliği standartlarına uyum sağlamaktır. Bu alanda Kıbrıslı Türk ortaklarımızla yakın işbirliği içinde çalışıyoruz ve kaydedilen ilerleme umut verici. Aslında, son yıllarda hayvan sağlığı ve gıda güvenliği alanındaki genel durum belirgin biçimde iyileşti ve bu gelişme tüm ada için faydalı.

Kıbrıs Türk toplumunda denetimlerin yakında başlayabilmesini umuyoruz. Tüm şartlar karşılandığında, Kıbrıslı Türk üreticilerin PDO kapsamındaki Halloumi/Hellim ürünleri Yeşil Hat üzerinden daha geniş AB pazarına erişebilecek.

Metehan’da yaşanan eziyet

Soru: Yeşil Hat Tüzüğü kapsamında, kuzeyden güneye mal taşıyan ticari araçlar Metehan (Agios Dometios) geçiş noktasından geçerken güçlüklerle karşılaşıyor. Zaman zaman bekleme süresi bir saati aşıyor. AB’nin bu sorunu gidermeye yönelik bir girişimi var mı?

Yanıt: Trafik sıkışıklığının farkındayız ve çözümü için destek veriyoruz. AB, ara bölgedeki Agios Dometios/Metehan geçiş noktasının genişletilmesini finanse ediyor. Proje, her iki yönde birer ek şerit ile yayalar için güvenli bir kaldırımın yapılmasını öngörüyor. Şu anda ihale aşamasındayız ve inşaatın bu yıl başlayabilmesini umuyoruz. Çalışmalar başladıktan sonra yaklaşık üç ay sürecek.

İki Toplumlu Geçişler Teknik Komitesinin geçen yılki talebinin ardından söz konusu genişletme projesinin her iki toplumun desteğini almış olmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Geçişlerin sorunsuz işlemesi yalnızca ticaret için değil, insanlar arası temas açısından da hayati önemde. Yıllar içinde geçişlerin her iki yönde istikrarlı biçimde artması da cesaret verici.

Ledra Palace kapısı

Soru:  Ledra Palace geçiş noktasının çok sakin olduğunu biliyoruz. Liderler yeni bir geçiş noktasının açılması konusunda anlaşamadığına göre, en azından Ledra Palace’nin ambulanslar ile yük taşıyan araçların kullanımına açılmasına ilişkin görüşünüz nedir?

Yanıt: Genel olarak, yeni geçiş noktalarının açılmasını memnuniyetle karşılıyoruz; çünkü bu adım, Yeşil Hat üzerinden geçişlerin daha düzenli işlemesine katkı sağlıyor, ticareti ve kişiler arası temasları teşvik ederek her iki topluma da fayda sağlıyor.

Ledra Palace geçiş noktasının gelecekteki kullanımına ilişkin karar Komisyonun takdirinde değil. Bununla birlikte, başlatma aşamasında olduğumuz ve Lefkoşa’nın güneyindeki Pedieos/ Kanlıdere Lineer Parkı’nın Kıbrıs Türk toplumunun bulunduğu bölgeye doğru genişletilmesini öngören projeyi özellikle vurgulamak isterim. Proje, nehir kıyısı boyunca 14 km’lik bölümde yürüyüş ve bisiklet yolları ile rekreasyon alanlarının oluşturulmasını ve Pedieos/Kanlıdere’nin rehabilitasyonunu öngörüyor. Amacımız, her iki toplumdan Lefkoşalıların bir araya gelerek doğanın tadını çıkarabilecekleri barışçıl ve sürdürülebilir bir alan yaratmak. Şimdilik güzergâh Ledra Palas geçiş noktasından geçecek. Bu proje, Lefkoşa’daki her iki toplumun da uzun süredir dile getirdiği bir talepti. Komisyonun bunun gerçeğe dönüşmesine katkı sağlayabilmesinden memnuniyet duyuyorum.

Okullara yardım yapılacak

Soru: Kıbrıs’ın kuzeyinde eğitim malzemeleri konusunda sıkıntılar yaşanıyor. Yeni eğitim-öğretim yılı için, ihtiyaç sahibi okullara malzeme veya çocuklara kırtasiye ile kitap sağlamayı amaçlayan AB projeleri var mı?

Yanıt: Kıbrıs Türk toplumundaki birçok okulun, öğrencilerin öğrenme ve gelişimleri için gerekli koşulları sağlamada ciddi güçlükler yaşadığını biliyoruz. Yaşlanan altyapı, sınırlı kaynaklar ve donanım eksikliği sık sık sorun yaratıyor. Bu sorunun çözümüne katkı sağlamak amacıyla, okulların yeni pencere veya kapı, sıcak yaz ayları için klima veya temel okul malzemeleri ve ekipman gibi en acil ihtiyaçları için destek talep edebileceği, AB tarafından finanse edilen yeni bir proje hazırlıyoruz. Bu proje gelecek yıl hayata geçirilecek.

Çocuklar için uygun bir öğrenme ortamı yaratmak, onların gelecekteki yaşamlarının ve kariyerlerinin temelini atmak demektir. Birkaç yıl önce finanse ettiğimiz ve 94 ilkokul, ortaokul ve meslek okuluna modern laboratuvarlar ile ekipman sağlayan “Fen Laboratuvarları Projesi”yle özellikle gurur duyuyorum. Ayrıca okullar arası yarışmalar düzenledik. Bu yarışmalarda fizik, kimya ve biyoloji deneyleri yapan öğrenci ve öğretmenlerin coşkusunu görmek ilham vericiydi. Gelecek yıl, bu başarıyı daha da ileriye taşıyarak projeyi başka meslek okullarını kapsayacak şekilde genişleteceğiz.

Ayrıca, çoğu ‘Özel Eğitim ve İş Eğitim Okulları’nda öğrenim gören ve özel eğitim gereksinimi olan çocuklara odaklanan, AB tarafından finanse edilen bir diğer projeyi de hazırlıyoruz. İlk aşamada hedefimiz; öğretmenler, ebeveynler ve bölge halkıyla yakın işbirliği içinde çalışarak özel eğitim hizmetlerinin genel kalitesini uluslararası en iyi uygulamalarla uyumlu şekilde yükseltmektir. İkinci aşamada ise bu çocukların daha sağlıklı değerlendirilmesi ve desteklenmesi için gerekli ekipman ve araç-gereçleri sağlayacağız.

Türk toplumuna yapılan yardımlar

Soru: Komisyonun çalışmaları Kıbrıs Türk toplumuna nasıl fayda sağlıyor ve çalışmalar Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik AB çabalarına nasıl katkıda bulunuyor?

Yanıt: Bahsettiğim tüm projeler, okullara sağladığımız destek, Yeşil Hat ticareti, Halloumi/Hellim için PDO programı ve bekleme sürelerini azaltmak amacıyla geçiş noktalarındaki altyapının iyileştirilmesi dâhil, Kıbrıs Türk toplumuna doğrudan fayda sağlıyor.

AB tarafından finanse edilen çok daha fazla sayıda proje var. Genellikle eşzamanlı olarak yaklaşık 100 proje yürütüyoruz. Bunların tamamı, AB’nin Kıbrıs Türk toplumuna yönelik Yardım Programı aracılığıyla finanse ediliyor. Program, toplumun sosyo-ekonomik kalkınmasını destekliyor, Kıbrıs’ın farklı bölgeleri arasındaki eşitsizlikleri daraltmaya yardımcı oluyor, güven artırıcı önlemleri ve sivil toplum örgütlerini finanse ediyor ve AB standartlarına uyumu teşvik ediyor.

Yeniden birleşme, Kıbrıs’taki çalışmalarımızın nihai hedefi olmaya devam ediyor. Güvenin tesisine ve diyaloğun teşvikine yönelik AB finansmanlı projeler, iki toplum arasında daha olumlu bir atmosfer oluşmasına katkı sağladıkları için özel önem taşıyor.

BM düzeyinde ele alınan güven artırıcı girişimlerden biri, ara bölgede iki toplumlu bir güneş enerjisi santralinin kurulmasıdır. Bu, esasen Komisyonun bir girişimidir ve AB, santralin Kıbrıs Türk toplumuyla ilgili kısmını finanse edecektir. Güneş enerjisi santrali, elektrik sistemlerinin yeşil dönüşümüne katkı sağlayacak, elektrik fiyatlarının düşmesine yardımcı olacak ve enerji alanında iki toplumlu işbirliğini güçlendirecektir. Bu önemli projenin hayata geçirilmesi konusunda uzlaşı sağlanmasını içtenlikle umut ediyorum.

Daha genel düzeyde AB, BM’nin yürüttüğü çabaları bütünüyle destekliyor ve iki liderce mutabakata varılan güven artırıcı önlemler ile çözümlerin hayata geçirilmesine, buna mali destek de dâhil olmak üzere, yardımcı olma taahhüdünü sürdürüyor. Komisyon, BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Kişisel Temsilcisi Holguin Cuellar ile yakın işbirliği içinde BM çabalarına katkı sağlamak üzere, eski Komisyon Üyesi Johannes Hahn’ı AB’nin Özel Temsilcisi olarak görevlendirdi.

Komisyon, 2028–2034 dönemi Çok Yıllı Mali Çerçeve kapsamında Kıbrıs Türk toplumuna yönelik Yardım Programı için finansmanın kayda değer ölçüde artırılmasını önerdi. Önerilen 7 yıllık bütçe, 2021–2027 dönemindeki 241 milyon Euro’ya kıyasla 438 milyon Euro’dur. Hedef, programın etkisini güçlendirerek sahada insanların yaşamlarında somut bir fark yaratmaktır.

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.