Diyalog Gazetesi

‘Yargı dengeyi kurmalı’

KIBRIS

Özerdağ, sosyal medyada ortaya çıkan ifade ve paylaşımların hukuk çerçevesinde değerlendiril-mesi ve yol gösterici olunması gerektiğini belirtti

Yüksek Mahkeme Başkanı Bertan Özerdağ, KKTC’de sosyal medyayı düzenleyen herhangi bir yasal çerçevenin bulunmadığını, hak ve özgürlüklerin sınırlarının mevzuatta net olarak belirlenmemiş olmasının hukuki ihtilafları derinleştirdiğini belirtti. Özerdağ, yargı ve hukuk sisteminin, sosyal medyada ortaya çıkan ifade ve paylaşımları hukuk çerçevesinde değerlendirerek, dijital çağda toplumsal ve bireysel hakların korunması ve bu haklar arasında denge kurulması konusunda yol gösterici bir rol üstlenmesi gerektiğini vurguladı.

Yüksek Mahkeme tarafından düzenlenen “Anayasal İfade Özgürlüğü ile Sosyal Medyanın Kesişimi” konulu konferans, Girne’de başladı. Konferans, Kıbrıs Türk Yargısının 60. yılı etkinlikleri kapsamında gerçekleştirildi.

Etkinlik, İstiklal Marşı’nın okunması, açılış seremonisi ve Kıbrıs Türk yargısının tarihini anlatan video gösterimi ile başladı. Konferansın açılış konuşmasını Yüksek Mahkeme Başkanı Bertan Özerdağ yaptı. Açılışa Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Hasan Tahsin Gökcan, Türkiye Cumhuriyeti Yargıtayı 3. Ceza Dairesi Üyesi Ergün Şahin, Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanvekili Kenan Yaşar ve Azerbaycan Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi Yargıcı Ferhad Tutayuk da katıldı.

Yüksek Mahkeme’nin tarihçesi ve rolü

Yüksek Mahkeme Başkanı Bertan Özerdağ, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin en güzide, en güvenilir kurumları arasında yer alan ve yargının en önemli kurumu olan Yüksek Mahkeme’nin, Kıbrıs Türk halkının tarihsel geçmişine büyük hizmetleri olduğunu vurguladı. Özerdağ, Yüksek Mahkeme’nin, Kıbrıs adasının tarihsel süreçlerinin son 60 yılında hukuk alanında Kıbrıs Türk'ünün bağımsızlık mücadelesinde çok önemli görevler yerine getirdiğini, toplumun öncü kurumları arasında yer aldığını kaydetti. Özerdağ, Kıbrıs Türk toplumunun kurucusu olduğu Kıbrıs Cumhuriyeti'nden,1963 yılında hukuk dışı uygulamalar sonucu dışlanmasıyla, yargı faaliyet ihtiyaçlarının çeşitli mahkemeler üzerinden yürütüldüğünü, 1965 yılında ilk kez istinaf komisyonları adı altında Yüksek Mahkeme nitelikli kararlar verilmeye başlandığını söyledi.

Elektronik ortamda işler kolaylaşır

Yargının ihtiyacı olan yasal düzenlemelerin yapılması, altyapı ve kapasite sorunlarının çözümü, yargı mensuplarının ihtiyaçlarının giderilmesi ve personel sayısının artırılması amacıyla çalışmaların sürdüğünü söyleyen Özerdağ, şunları kaydetti: 

“Dosyaların, arşiv sisteminin, istinaf işlemlerinin elektronik ortamda ileriye götürülmesi, mahkeme salonlarında davaların elektronik ortamda görüşülmesi ve sunulan şahadetin eş zamanlı olarak sözden yazıya dönüştürülmesi üzerinde çalışmalar yürütülmekte olduğunu belirtmek isterim.”

Habercilik, yorum ve paylaşım sınırları belirsizleşti

Özerdağ, klasik anlamda basın ve ifade özgürlüğünün yasal sınırlarını belirlemek, yasalarla sınırlamak ve düzenlemek daha kolayken, ülkeler arasında ayrım tanımayan sosyal medya platformunu sınırlamanın, denetim altına almanın ve yasal sınırlarını belirlemenin bir o kadar daha zor bir durum olduğuna işaret etti. Geleneksel medya organlarının kimliğinin belli, sorumluluğa açık ve denetimi mümkün yapılar olarak faaliyetlerini gösterdiğinden hukukun müdahale alanının daha net tanımlanabilmekte olduğunu, ancak sosyal medyanın bu çerçeveyi köklü bir biçimde değiştirdiğini belirten Özerdağ, artık her bir bireyin bir içerik üreticisi haline geldiğini, habercilik, yorum ve paylaşım sınırlarının belirsizleştiğini dile getirdi. Özerdağ, Sosyal medya üzerinden işlenen fiillerin geleneksel hukuk sistemlerinde açıkça tanımlanmadığını, yeni hukuk tartışmaları doğurduğunu, bunun da mahkemelerin mevcut mevzuatı dijital çağın gerçeklerine göre yorumlama zorunluluğunu beraberinde getirdiğine dikkat çekti.

Ülkede sosyal medyayı düzenleyen herhangi bir yasal düzenleme yok

Özerdağ şöyle devam etti: “Yüksek yargı organlarının bu konularda vereceği kararlar yalnızca mevcut uyuşmazlığı çözmekle kalmayıp gelecekteki içtihatları yönünü belirlemek ve bu konuda içtihatlar oluşturmakla sağlanabilmektedir. Bu bağlamda teknolojinin sürekli yenilenmesi yargısal kararlarının da esnek ve geleceğe dönük bir perspektifle ele alınmasını kaçınılmaz hale getirmektedir. Ülkemizde sosyal medyayı düzenleyen herhangi bir yasal düzenleme bulunmaması, hak ve özgürlüklerin yasal bir mevzuat çerçevesinde sınırlarının belirlenmemiş olması bu konuda yaşanan hukuki ihtilafların boyutunu daha da sorunlu hale getirmektedir. Bilişim Suçları Yasası'nın 20'nci maddesi Elektronik Haberleşme Yasası'nın Bilişim Suçları Yasası'nın 20'nci maddesi Elektronik Haberleşme Şebekesinden yapılan ve içeriği KKTC mevzuatında herhangi bir suç oluşturduğu hususunda kuvvetli şüphe bulunan yayınların önlenmesi amacıyla mahkemeye başvurmak durumunda erişim engeli emri verilmesini sağlayabilmektedir. Bu nedenle yargı ve hukuk sistemi, hukuk çerçevesinde sosyal medyada ortaya çıkan ifade ve paylaşımları değerlendirerek dijital çağın toplumsal ve bireysel hakların korunmasında ve bu haklar arasında denge kurmakta yol gösterici bir rol üstlenmesi gerekmektedir.”

Özerdağ, konuşmasının sonunda yargının son 60 yılında topluma hizmet eden yargıç, savcı ve avukatlara verdikleri hizmetlerden dolayı teşekkürlerini sundu.

Konferansın içeriği ve sunumlar

Konferansın birinci oturumunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Yargıcı Prof. Dr. Saadet Yüksel açılış konuşması yaptı. İkinci oturumun başkanlığını Yüksek Mahkeme Yargıcı Bahar Duatepe üstlendi. Ana konuşmacılar arasında Prof. Dr. Sultan Üzeltürk, Doç. Dr. Demet Çelik Ulusoy ve Prof. Dr. Artun Avcı yer aldı. Üzeltürk, AİHM ve Türk Anayasa Mahkemesi kararları bağlamında aile hayatına saygıyı değerlendirirken, Ulusoy dijital çağda unutulma hakkı ve KKTC yargısının anayasal diyaloğunu ele aldı. Avcı ise anayasal ifade özgürlüğü ve sosyal medya ilişkisini tartıştı.

Uluslararası katılımcıların görüşleri

Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Hasan Tahsin Gökcan, konferansa katılmaktan duyduğu memnuniyeti ifade ederek, ifade özgürlüğünün önemine ve demokratik toplumların işleyişindeki rolüne dikkat çekti. Türkiye Cumhuriyeti Yargıtayı 3. Ceza Dairesi Üyesi Ergün Şahin, sosyal medyada ifade özgürlüğünün sınırları ile uluslararası soruşturma süreçlerine değindi. Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanvekili Kenan Yaşar, yargının toplum için önemini vurguladı. Azerbaycan Anayasa Mahkemesi Yargıcı Ferhad Tutayuk, KKTC ve Azerbaycan arasındaki işbirliği ve Türk Dünyası ile ilişkilerin geliştirilmesinin önemine işaret etti. 

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.