Diyalog Gazetesi

Yazık bu insanlara

KIBRIS

Geçmişte ‘yetersiz teminatla’ yüklü miktarda kredi dağıtan ve hala ‘usulsüzlük yargılamasına’ tabi tutulmayan Vakıflar Bankası, çareyi personel azaltmakta buldu

 Çiğdem AYDIN

Kuzey Kıbrıs’ın ikinci büyük kamu bankası olan Vakıflar Bankası’nın ‘iş azlığı’ gerekçesiyle 24 çalışanın işine son vermesi büyük üzüntü yarattı. Bankanın geçmiş yıllarda birçok kişiye ‘yeterli teminat olmadan’ kredi dağıttığı ve usulsüz uygulamaların hala yargılanmadığı belirtilirken, gelinen aşamada faturanın, geçmiş iktidar tarafından istihdam edilenlere çıkarılması sert tepkilere neden oluyor.

‘İş azlığı ve usulsüz işe alınma’ gerekçesiyle idari izne çıkarılan ve ay sonunda işten durdurulacak 24 çalışanın dünkü eyleminde gözyaşı, üzüntü ve yönetime karşı öfke vardı. Çalışanlar, Vakıflar Bankası önüne siyah çelenk bırakırken, avukat Hasan Yücelen, işlerine son verilen 24 personelin kadrolu olduğuna dikkat çekti. Yücelen, ülke genelindeki şubelerinde hizmet veren çalışanların işe alınma sürelerinin 2011 ile 2013 arasında değiştiğini ve işten durdurulma sebeplerinin “usulsüz işe alınma ve iş azlığı” olarak gösterildiğini ifade etti. Yücelen, işten durdurmanın iki ayrı maddeye dayandırılamayacağını belirterek “bu uygulama Banka’nın Personel Yönetmeliği’ne aykırıdır” dedi.

 

KTAMS üyesini korumadı

Banka’nın Personel Yönetmeliği’nin 18. maddesini okuyan Yücelen, çalışanların Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası (KTAMS) üyesi olduğunu ve aidatlarını bu sendikaya yatırdığını, fakat sendikanın üyelerinin haklarını korumadığını, bunun üzerine çalışanlara Kamu-İş’in sahip çıktığını kaydetti. Yücelen, sorunun siyasi olduğunu savunarak, bankanın iş azlığı nedeniyle bu insanları durdurmak istediğini, ancak Banka’nın aksine bu süreçte büyüdüğünü, yeni şubeler açtığını ve bilânçosunun büyüdüğünü işaret ederek, tüm bunların kayıtlarının Merkez Bankası’nda bulunduğunu söyledi.


Yine siyasi hesaplar

Vakıflar Bankası’nda çalışan ve 28 Şubat 2014 tarihi itibarıyla işlerine son verilmesine tepki göstererek, Genel Müdürlük önünde eylem yapan çalışanlar, yaşadıkları olaydan KTAMS’ı sorumlu tuttu.

Diyalog’a konuşan çalışanlar, sendikanın kendilerine sahip çıkmadığını belirterek, kararın “siyasi” olduğu görüşünü paylaştı. Bazı çalışanlar gözyaşlarını tutamadı. Kendilerinin işe alınması kararı ile işten çıkarılma kararını imzayalanın aynı kiş olduğunu belirten çalışanlar “bu nasıl çelişki” diyerek uygulamaya tepki gösterdi.

 

Serdar Ertaner (Odacı)

“Ben 1 Şubat tarihi ile işe başladım. 24 Mayıs tarihli kadrolama kağıdımız da elimize geldi. Hem kadrolandık hem işten atıldık. Geçtiğimiz gün bir yazı gönderdiler ‘sizin işe alınmanız yasal değildir’ diye. Bizleri işe alırken M.Cengiz Erçağ Bey alınmamız için imza attı, bugün atılmamız için aynı kişi imza attı. Bizim durum ‘yaşar ne yaşar ne yaşamaz’ oldu. Madem yasal değildik Cengiz Bey bu imzayı işe alırken neden attı, bize ve kamuoyuna bunu açıklasın. KTAMS ise bizler görev yaptığımız süre içinde hep 13 TL kadar ayda kesinti aldı, ama bizi hiç üye yapmadı, şimdi de sahip çıkmadı, zaten tüm bunları başımıza açan da ne yazık ki KTAMS’tır. Deniz Tuğberg diye bir temsilci var, KTAMS’ta gel gör ki ona sorduk bize, ‘siz yasal değilsiniz ‘dedi. Peki sorarım; yasal değildik de sendikanız neden bizden aidat topluyordu? Cevap yok! Ben kadro kağıdımı aldım diye borçlandım, ayda 1600 TL borç öderdim şimdi bu borcu ödeyip ailemi geçindirebilmek için ne yapayım bana söylesinler.”

 

Sultan Karpuzcu (Kredi takip müdürlüğü )

“Bu yaşadıklarımızdan hem hükümet hem de KTAMS sorumludur. KTAMS bizden aylık kesinti aldı. Ama bizi şimdi görmezden geliyor. Ben tek personel olarak çalışıyordum bana iş azlığı nedeniyle işten durdurma beyanı yaptılar. Eşimin tüm aylığı borca gider benim aldığımla da geçiniyorduk. Çocuğumun eğitim masrafları, mutfak, elektrik, su faturası derken biz nasıl geçinelim? Sorarım bizim günahımız nedir? siz koltuklar için savaşırken. Şimdi bizi atıp başka insanlara bir umut kapısı açacak sonra başkaları gelip onları mı atacak, lanet olsun böyle düzene...”

 

Sunay Gül (Veznedar)

KTAMS’ı yaşadıklarımızdan sorumlu tutuyorum. Ben tek başıma yaşıyorum, eşim beni terk etti gitti, başka birisiyle yaşıyor, bir de 9 yaşında çocuğum var.Tek başıma hayat mücadelesi veriyorum. Çocuğuma bakmaya çalışıyorum, kimsenin bana bir faydası yok. Ne yapayım ben şimdi ha bana bunu da söylesinler, namusumuzla çalışmaya para kazanmaya, çocuk büyütmeye çalışıyoruz ne yapalım onu söylesinler. Ayıptır günahtır, bize şimdi kim sahip çıkacaksa çıksın görelim. Başka memleketlerde devlet kendi vatandaşına sahip çıkar bizde ise hükümetler partiler kendi yandaşlarına, yazıklar olsun.”

 

Fatma Erkanlı (İskele Şubesi Vezne)

“Kadrolu oldun dediler bizi kovdular anlamış değilim. Bu ne lahana bu ne turşu. Kadrolu olduğumu sanıyordum yahu bunun ötesi var mı? Benim kızım İzmir’de okuyor. Burslu değil 850 TL ev kirası veriyorum İzmir’de kızım için, aylık 500 TL’de harçlık gönderiyorum. Ben şimdi çocuğa harçlık mı yollamayım yoksa evden çık sokakta mı kal diyeyim, ne diyeyim? Yazıklar olsun.”

 

Emine Gelengül (Temizlikci)

Ben 2011 yılında işe girdim.2012 yılında bu arkadaşlarla birlikte kadrolandım. Enteresandır bu arkadaşlarla kadrolandım diye beni de aynı nedenle işten atıyorlar. İki tane çocuğum var, evlendirmeye hazırlanıyordum. Bizim yaşamaya hakkımız yok herhalde. Eşimi trafik kazasında kaybettim.Yalnız başıma sürdürdüğüm hayat mücadelesinin içindeyim. Söyleyecek bir şey yok, hayatıma mı kıyayım ne yapayım. Çaresiz olduğumu nasıl anlatabilirim artık siz söyleyin.

 

Hayriye Abatay (Veznedar)

KTAMS’ı bu yaşadıklarımızdan sorumlu tutuyorum. Bize sahip çıkmadı. Burada kadrolandık diye 60 bin TL borca girdik, ama şimdi kapı önündeyiz. Ben güvendim. 9 yaşında evladım var onun hakkını ekmeğini aldı bunlar Allah büyüktür. Kul hakkı yiyenleri hep gördük.”

 

Nevir Beşir (Veznedar)

“KTAMS’ı yönetenleri de, bize iyilik yapacak diye bizi işe alıp da kapı önüne koyarlarken izleyenlere de söyleyecek çok sözüm var ama bana yakışmaz işte. “Kadrolusun” dediklerinde güvendik 40 bin TL borçlandık, şimdi bu borcu nasıl ödeyeceğiz. Hayatı bu kadar kolay mı sandılar. Yazıklar olsun. Bir imza ile bizim de sonumuz intihar olacak. En sonunda intihar eden KTHY çalışanı gibi olacağız. Bizim cinayetimizi de CTP işleyecek.”

 

Fayka Batılay (Temizlikçi)

“Benim eşim sandviç yapar satar, belli bir gelirimiz yoktur. Sadece benim maaşım vardı. O da gitti şimdi. Ne yapalım hırsız mı olalım, kendimizi mi öldürelim. Ne yapalım şimdi? Hayatımızı düzene sokmaya çalışırken şimdi daha da alt üst oldu. Serdar Bey sözde bizim için mücadele edecekti buyursun etsin de görelim. Partizanlığa artık son verilsin başka canlar yanmasın.”

 

Erdoğan Hürben (Veznedar)

“Ben ne diyeceğimi şaşırdım. Ne söyleyeyim.Yeni evlendim, işim var dedik bir ev yaptırmaya kalktık kendimizce ama şimdi yeni evli olarak ben de sokakta kaldım. Eşime mi üzüleyim hayallerimize mi üzüleyim, işimi kaybettim ona mı yanayım, ne yapacağımı bilmiyorum buna mı yanayım neye yanayım? Ben de şaşırdım artık. Herşeyimiz yarım kaldı.”

 

Avukat Hasan Yücelen:

 

“Bizler yazılı başvurumuzu müdüriyete verdik. Karar hukuki bir karar değildir. Partizanca alınmış bir karadır. Ara emri almak için mahkemeye başvurumuzu yapıp hukuki açıdan mücadelemizi sürdüreceğiz. Şu anda arkadaşlar izinli görünüyor biz itirazımızı müdüriyete verdik. Bu siyasi bir karar olduğu için hukuki açıdan düşünülmediğini görüyoruz.CTP-BG bu kararı alırken ortağı DP-UG ile görüşmemiştir bu konuda da bilgi almaya çalışacağız. “

 

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.