KKTC ve Rum meclislerinin ‘oybirliği ile’ almış oldukları iki karar var...
Rum Meclisi’nin kararı “garantörlüklerin devam etmeyeceği’ bir çözümü, KKTC Meclisi’nin kararı ise ‘garantörlüklerin devam edeceği’ bir çözümü öngörüyor...
KKTC Meclisi ‘yasal ise’ bu karar halen geçerliliğini korumaktadır...
KKTC Meclisi, farklı bir karar almadığı sürece; garantörlük konusundaki Türk tezini hiç kimsenin değiştirme veya tartışma konusu yapma hakkı yoktur...
Buna karşın, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Barış Burcu, ikinci kez ‘garantörlüklerin tabu’ olmadığını söylüyor...
Bir Rum gazetesine yaptığı ikinci açıklamada daha da ileri giderek, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın günü geldiğinde garantilerle ilgili değişik öneriler sunacağını iddia ediyor...
Gelelim Rum Hükümet Sözcüsü Nikos Hristodulidis’in söylediklerine...
Hristodulidis, müzakerelerde ‘harita dışında’ hemen her şeyin görüşüldüğünü ve garantiler konusunun da bunlardan biri olduğunu söylüyor...
Cumhurbaşkanı Akıncı ise, geçtiğimiz günlerde yabancı gazetecilere yaptığı açıklamada ‘garantiler’ ve ‘toprak’ dışında her şeyin konuşulduğunu belirtmişti...
İşin bu noktasında taraflardan birinin farklı konuştuğu ortaya çıkıyor...
Gerçekten garantiler konuşuldu mu, konuşulmadı mı?..
Daha da önemli bir soruya geçelim:
KKTC Meclisi’nin kararı değiştirilmediğine göre; Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü, garantiler konusunda konuşma yetkisini nereden buluyor?..
Özellikle garantilerin ‘tabu olmadığını’ söyleyerek, Rum tarafını cesaretlendirmesi, KKTC dış politikasının yerlerde süründüğünün bir göstergesi değil midir?..
Herkes kendi derdinde
Türkiye, bu aralar IŞİD ve PKK ile uğraşıyor...
Ayrıca koalisyon görüşmeleriyle zaman harcıyor...
KKTC siyaseti ise kısmen ‘yaz tatilinde’, kısmen yeni hükümetin programı ile meşkul oluyor...
Ne var ki; diğer tarafta Kıbrıslı Türklerin, hatta Türkiye’nin geleceğini doğrudan ilgilendiren çok ciddi konular müzakere ediliyor...
Türk tarafının ‘müthiş bir gizlilik’ içinde yürüttüğü müzakereler konusunda Rum tarafı bizleri rahatsız edici iddialarda bulunuyor...
Sayın Akıncı, yeni bir devletten söz ediyor...
Rum Hükümet Sözcüsü bunu yalanlıyor...
Sözcü Hristodulidis; yeni devlet kurulmasının söz konusu olmadığını ve bunun müzakerelerin başında, Ortak Açıklama temelinde netleştirildiğini iddia ediyor...
Tüm bu gelişmeler karşısında soru sorması ve izahat istemesi gereken bizdeki siyasilerin sessizliği ve tepkisizliği ise, geleğe yönelik kaygılarımızı daha da artırıyor...
Müzakerelerde, kiliseyi ‘coşturucu’ bir noktaya gelinmesine karşın, hala ‘hiçbir şeyin olmayacağını’ düşünenlerin bir süre sonra haklı çıkmaları için dua etmeliyiz...
Ne var ki; Kıbrıs sorunu öyle bir noktaya getiriliyor ki; müzakerelerin son noktasında dualar ve yalvarmalar da işe yaramayacak...
Özellikle, düne kadar KKTC’yi savunmakla ün yapan, bugün ise sessizliğe bürünen ‘milli kahramanlar’ bu ülkeyi terk etmek zorunda kalacak...
Cebi şişkin olanlar...
Veya servetlerini Okyanus ötesine taşıyanlar açısından sorun yok...
Ama Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğünü içermeyecek bir çözüm halinde, burada yaşamak zorunda kalanlar çok acı çekecek...
Tam 41 yıldan beri Beşparmak Dağları’na bakarak ‘kin içen’ 850 bin kişinin karşısında 150 bin kişinin kaldığını bir düşünün...
Ve bugünden başlayarak nelerin olabileceği konusunda fikir yürütün...
Herkese iyi pazarlar...