Diyalog Gazetesi
2016-02-07 08:31:37

Mağduriyet bölgesi

Hasip SEPETCİOĞLU

07 Şubat 2016, 08:31

Yağmurla karışık güneşli bir günde yine Güzelyurt’tayım. Cumartesi günleri Güzelyurt bölgesinde açık pazar olmasından dolayı tatlı bir hareketlilik yaşanmaktadır. Kurulan açık pazarda ürünlerini satmaya çalışan pazarcıların, alış-veriş yapmaya gelenleri tezgâhlarına çekmek için yaptıkları çağrılar insanı gülümsetiyor. Böylesi tatlı bir bahar havasında açık pazarda dolaşmayı, tanıdık simaları görmeyi, ayaküstü bir-iki sohbet etmeyi seviyorum.
Müzakerelerin başlamasıyla Güzelyurt yine konuşulur oldu. Annan Planı’nda da yer alan Güzelyurt’un Rumlara verilmesi, günümüzdeki görüşme sürecine de konu olmaktadır. Anastasiadis’in basında yaptığı açıklamada “ Annan Planı temelinde iade edilecek olan bölgelerin hiçbir şekilde değiştirilemeyeceğini” ifade etti. Peki, bizim siyasetçiler bizlere neler söylemektedir, “Güzelyurt bizim can ve hayat kaynağımızdır. Geri verilmesi söz konusu değildir”.
Peki, Güzelyurt bölgesinde yaşayanlar ne yapsın bu durumda?
Güzelyurt bölgesinde yaşayanlar ilk mağduriyeti 1974’deki göçmenlikle yaşamıştır. Sonraki yıllarda narenciye sayesinde altın günlerini kısa bir süre olsa da yaşadı. Fakat sonrasında narenciyenin değer görmemesi, narenciye üretimine olan ilgiyi günden güne azaltmaktadır. Günümüzde narenciye ağaçları şöminede yakacak odun olarak piyasa bulmaktadır ve narenciye dikili hektar alanı günden güne azalmaktadır. Günümüzde narenciyenin değer bulmaması ve bölgenin ekonomik açmazın olumsuz yapısı bölge insanının yaşadığı ikinci mağduriyettir.
Bir üçüncü mağduriyet ise Güzelyurt verilecek-verilmeyecek ikilemi içinde bırakılan bölge insanı malına sahip çıkmamakta, bölgeye yatırım yapmaya korkmaktadır. Birçok gencimiz yaşamlarını kurmak için Lefkoşa’yı veya Lefkoşa’nın civar bölgelerini tercih etmiştir. Özellikle Gönyeli bölgesinde yerleşen Güzelyurtlu nüfusu yoğundur. KKTC’nin beş ilçesinden nüfus erozyonu yaşayan tek bölgedir Güzelyurt. Belki de bir dördüncü mağduriyeti yine Güzelyurt iade edileceği zaman yaşayacaktır bölge halkı. 1974 sonrası Güzelyurt bölgesine yerleştirilen göçmen Kıbrıslı Türkler bir kez daha taşınmak zorunda kalacaklardır. İadenin hangi şartlar altında, nasıl şekilleneceği sorusunu cevabı şimdilik yoktur.
Yaşanan belirsizliklere bir son vermek isteyen bölge halkı Annan 2004 referandumunda büyük bir çoğunlukla evet demiştir. Çünkü önünü göremeyen, malına mal diyemeyen, her gün nüfus kaybeden bölge insanı bu gidişata dur demek istemiştir. Yapılacak olan bir diğer referandumda da durumun farklı olmayacağı yapılan sohbetlerde dile getirilmektedir.
Öndeki yol her ne kadar geride kalan yola benzese de, yürümeye devam etmeliyiz. Tüm ümidimizi barışa bağladık ve görüşmelerin seyrini bekleyip duruyoruz. Fakat iç meselelerimizin zaman içinde yuvarlanarak büyüdüğünü hep görmezden geldik. Güzelyurt bölgesi de en fazla mağduriyetin yaşandığı yerdir. Belirsizliğin daha fazla yaşanmaması, bölge insanımızın huzursuzluğunun biran önce son bulması dileklerimle herkese iyi pazarlar.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.