Tam 51 yıl önceydi…
Kıbrıs adasının en gözde bölgesi Maraş kentinde yaşayanlar, Türk askerinin bölgeye yönelmesi üzerine evlerini, otellerini ve iş yerlerini terk ederek kaçmıştı…
Harekat planında bu turistik kentin işgali yoktu…
Ne var ki; Rumlar kendiliğinden bölgeyi terk edince kent otomatikman Türk askerinin kontrolüne geçti…
Peki ondan sonrasında ne oldu?..
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararları gereğince bu güzel bölge iskana açılamadı…
Oteller ve diğer konutlar atıl vaziyette kaldı…
Binalarda olan bitenler talan edildi…
Barış Harekâtı’nın gerçekleştiği 1974 yılından önce burası bir turizm cennetiydi…
Yollarda palmiye ağaçları vardı…
Sahil şeridine yerleşmiş oteller, barlar, restoranlarla yabancı turistlerin gözdesi halindeydi Maraş…
Barış Harekâtı planlanırken Maraş kenti ‘kurtarılacak’ yerler arasında değildi…
Fakat; Kıbrıslı Rumlar güvenlik endişesiyle kendi kararlarıyla kenti terk etmişti…
Lefkoşa ve Ankara’nın hedefi; müzakere süreçlerinde ve al-ver aşamasında burasını koz olarak kullanmaktı…
Nitekim; 1977’den itibaren başlayan müzakerelerde Kıbrıs Türk tarafından, Rum liderliğine yapılan en çarpıcı teklif “Maraş’ı size verelim, buna karşılık Lefkoşa Uluslararası Havaalanı iki toplumun kullanımına açılsın” şeklindeydi…
Rum tarafı bu teklifi elinin tersiyle geri çevirdi…
Daha sonra Türk tarafı “Ercan Havaalanı’na uçuş yasağı kaldırılsın, Maraş’ı size verelim” teklifini masaya koydu…
Ama onu da reddettiler…
En sonuncusu 2004 yılında referanduma sunulan Annan Planı’ydı…
Kıbrıslı Türklerin yüzde 65 “evet” oyu verdiği bu planı Rumlar yüzde 70’i aşan “hayır” oylarıyla reddetti…
“Evet” demiş olsalardı, Maraş ‘hayalet kent’ olmaktan çıkacak ve yıllar öncesinden burada turizm faaliyetleri başlayabilecekti…
Crans Montana müzakereleri
Rum lideri Nikos Anastasiadis, kendisi gibi Limasol doğumlu olan KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’yla İsviçre’nin Crans Montana bölgesinde birçok görüşme yaptı…
Bu görüşmelerin sonuncusuna ilk defa garantör ülkeler de katıldı…
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun da katıldığı toplantıda Kıbrıs Türk tarafı ilk defa Birleşmiş Milletler’e bir de harita sundu…
Rum tarafı haritayı gördükten sonra, uzlaşıya varmak yerine bavulları toplayıp Lefkoşa’ya döndü…
Ve Maraş’ın iade şansı bir kez daha yitirilmiş oldu…
Bu arada kentin küçük bir kesimi ziyaretçilere açılırken, Kıbrıslı Rumların masaya çekilmesi hedeflendi…
Rum tarafı bu gelişme sonrasında Türklerin geçmişteki önerilerini farklı bir şekilde gündeme getirerek “Maraş’ı verin Ercan Havaalanı ve Gazimağusa Limanı yasal hale gelsin…”
İlk bakışta bunun her iki taraf için güzel bir öneri olduğunu düşünürsünüz…
Ne var ki; öneri çerçevesinde Ercan ve Gazimağusa Limanı’nın Birleşmiş Milletler yönetimine devredilmesi şart koşuluyordu…
Türk tarafı bunu kabul etmedi…
Seçimlerden sonra ne olur?
Kıbrıslı Türkler 19 Ekim’de yeni liderini seçmek için sandık başına gidecek…
Rum toplumu lideri Nikos Hristodulidis de bu seçimlerin sonucunu bekliyor…
Seçimlerden sonra Kıbrıs sorununun çözülebileceğini söylüyor…
Dünyamızdaki değişimlere baktığımız zaman, Kıbrıs’ta çözümün pek uzaklarda olmadığını söyleyebiliriz…
Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki barış anlaşmasının ardından Rusya-Ukrayna barışı için bugün Trump ile Putin’in Alaska’da buluşması var…
Trump masaya ‘çözüm şartıyla’ oturuyor…
Putin’in bundan kaçma şansı olmayacak…
Bir büyük barış anlaşmasının ardından Kıbrıs’ı çözmek zor olmasa gerek…
İşte Maraş’ın kurtuluşu da ortaya çıkacak anlaşmaya bağlı olacak…
Akdeniz’in Dubai’si için umutlanalım…