Rum Yönetimi’nin, kuzeydeki mülklerle ilgili olarak yabancılardan başlattığı tutuklamalara, Kıbrıslı Türkleri de dahil ettiğine ilişkin haberler geliyor…
Adada kalıcı bir çözüm olmadan, mülkiyet sorununu çözmek mümkün değildir…
O yüzden yapılması gereken Kıbrıs sorununun çözümüne hız vermektir…
Çözüm olması halinde mülkiyet sorununu ‘takas, tazminat ve iade’ yöntemiyle çözmekten başka çare yoktur…
Tazminatlar için Avrupa Birliği’nin cömert bağışlarına ihtiyaç vardır…
Sırf KKTC’yi tanımasınlar diye 4 ülkeye 12 milyar Euro veriliyorsa, mülkiyet sorununun çözümü için gerekli olan 20 milyar Euro’yu da verebilmelidir…
Kuşkusuz; KKTC yönetiminin de kuzeydeki Rum mülkleriyle ilgili politikayı gözden geçirmesi gerekiyor…
Mesela; Kırsal Kesim arazileri…
Yıllardan beri her seçim döneminde iktidardaki partiler tarafından gençlere yüzlerce arazi dağıtılıyor…
Bunların önemli bir kısmının yolu, elektriği, telefonu yok…
Yine arazi alan gençlerin büyük bir çoğunluğunun konut yapacak parası yok…
İşin üzücü yanı; bu gerçekleri herkes bildiği halde yanlış bir uygulamada hala ısrar ediliyor…
Halbuki; ihtiyaçlı kişi ve bölgelere göre projeler üretip, Türk toprakları üzerinde toplu konut inşasına girişmek ve evsiz gençleri düşük maliyetlerle mülk sahibi yapmak çok daha mantıklıdır...
Ne var ki; ülke yöneticileri uzun yıllardan beri sosyal konut ihtiyacını görmezden geliyor ve kırsal kesim arazisi dağıtımıyla vatandaşlardan oy toplamaya çalışıyor…
Gelinen aşamada bu tür icraatların artık ülkeye ve insana fayda yerine zarar getirdiğini görmeli ve doğru yolu bulmalıyız…
Müzakere sürecinde ‘eşdeğer’ uygulamasını bir ölçüde savunma şansınız olur…
Adam, savaş nedeniyle güneydeki mülkünü bırakıp kuzeye gelmişse, kendisine verilen bir mülkü kullanma ve yönetme konusunda suçlu sayılamaz…
Ancak; güneyde herhangi bir mülkü olmadığı halde siz insanlara Rumlara ait arazileri dağıtırsanız, o zaman bunun tazminatını başka yerlerden isteyemezsiniz…
Başka yerlerden yardım gelmemesi halinde, seçim yatırımlarından kaynaklanan bu tür uygulamaların yaratacağı tazminatları nasıl ödeyeceğinizi de düşünmek zorundasınız…
İktidarı ve muhalefetiyle tüm partilerin yeni meclis binasında bu konuyu ele alarak çözüm üretmelerini bekliyoruz…
Hasan Nuri 3 Ay Önce
Çözüm olsun veya olmasın TMK’nunu Çalıştırmalıyız ! Sapla Samanı Karıştırmayalım Yağmalayıp Koçanlayıp Sattığımız bizim olmayan Rum Malları için İşlediğimiz Suçun bedelini bizden başka kimse ödemeyecektir ‘ bu Çağda Kimin Malını Koçanlayıp Kime Satıyoruz ! Elimize verilen TMK’nunu yok sayıp yıllardır çalıştırmamamızım bedelini Elbet bir gün ödeyeceğiz ! Bugün Uluslararası Hukukun giremediği KKTCde Bizim olmayan Malları Koçanlayıp Satmaya devam edelim de Cezasını varsın Çocuklarımız Torunlarımız Çeksin diyenlerimiz Malına Geleni Ayağından gerçekten Vurabilecekler mi acaba !
Öz 3 Ay Önce
Rumların bıraktığı sanayi tesislerini yağmalayıp yok ettik. Üretme çiftliklerini yağmaladık bitirdik.Arabalarını yağmaladık bitirdik. Bankalarındaki para ve kıymetli taşları yağmalayıp bitirdik.At çiftliklerini yağmalayıp bitirdik. Evlerini, bahçelerini tarlalarını yağmalayıp bitirdik.Rumların tapulu mallarını çirkin çirkin beton binalarla mezbeleye çevirdik.Limanları bitirdik.Kuyuları kuruttuk.Narenciyeyi yok ettik. Şimdi de ne istiyoruz? Ülkenin gerçeklerine uygun bir anlaşma! Bunun için, K/Türk toplumunun iradesi de, taşıma nüfusla değiştirildi.Bizim meclisimiz, bize yabancı külliyeye çevrildi.Aksakallıllar heyeti de toplandı .Artık günün koşullarına uygun bir anlaşma, eşit egemen devlet isteyebiliriz ve KC den kimlik ve pasaport alıp, KC ne kadar egemense, KKTC de o kadar egemen diyebiliriz.