“Hükümetin döviz konusunda yapabileceği pek bir şey yok” demişlerdi…
Nitekim öyle oldu… Tam 6,5 saat süren Bakanlar Kurulu toplantısında, vatandaşın rahatlaması için çeşitli önlemler üzerinde duruldu ve sonunda ortaya 10 maddelik bir tedbirler paketi çıktı…
Onu bir tane eder mi?
Bunun değerlendirmesini ekonomik uzmanlara bırakıyoruz…
Ancak bu kararlar arasında göremediklerimiz vardır…
Örneğin özel okullarda ve üniversitelerdeki harçlar…
Dövizin yükselmesi karşısında okul harçlarını ödeyemez duruma gelen aileleri rahatlatacak bir önlem alınamaz mıydı?..
İstisnalar hariç, öğretmenlerin maaşı TL ile ödeniyor…
Elektrik, su, akaryakıt, belediye parası da TL ile…
Öyleyse binlerce insanı rahatlatmak için sterlin kuru ‘En fazla 5 TL’ olarak hesaplanamaz mıydı?..
Hükümetin bu konuda önlem almasını engelleyen yasalar mı vardır?..
Dikkat çeken madde
Bakanlar Kurulu’nun aldığı kararlar arasında en dikkat çekici olanı, ithal mallarda uygulanan dövize endeksli harç ve vergilerde kur sabitlenmesine gidilmesidir… Ne var ki; bu konuda kurun ne olacağı henüz bilinmiyor?..
Bununla ilgili bir komisyonun oluşacağı ve ondan sonra karar verileceği belirtiliyor…
Peki, ne zaman oluşacak bu komisyon ve ne zaman karar üretecek?..
Bu arada zaten atı alan Üsküdar’ı geçmiş olmuyor mu?..
Bazı bankacılık hizmetlerinde pul vergisinin kaldırılacağı da açıklandı…
Kısmen iyi bir karar…
Ancak, gelişmiş ülkelerde çoktan tarihe karışan ‘pul uygulaması’ neden tümüyle kaldırılmıyor?..
Devletin pul harçlarından elde ettiği gelirleri kamuoyu ile paylaşması halinde bu konuda uzmanların
daha sağlıklı değerlendirmeler yapabileceklerine inanıyoruz…
Devlet dairelerinde işi olan vatandaşlara “Git 10 liralık pul al da gel” dönemi AB ülkelerinde tarih oldu…
Bunu göremiyor muyuz?..
Devletin modası geçmiş bu uygulamayı tümüyle kaldırması halinde halkın çektiği çile sona erecek…
Çocuklar yolu gösterdi
Ülkemizin zor dönemden geçtiğini ve 4’lü koalisyon hükümetinin ciddi sorumluluklar üstlendiğini hepimiz biliyoruz…
Onların da zorlukları vardır…
Ne var ki; üretmekten çok tüketmeye alışmış bir ülkede 40 yıldır yaratılan düzeni iyileştirmek için ciddi adımların atılması da kaçınılmazdır…
Ciddi adımlar atılırken, bazı kesimlerin sevinmesi, bazılarının da üzülmesi kaçınılmazdır…
Bunun ortası yoktur…
Düzeltmek için fazla zamanımız da yoktur…
Ya devleti küçültmek ve bütçenin olduğu gibi maaşlara gitmesini önlemek…
Ya da mevcut düzenin makyajla devamı…
Hatta makyajı artırarak da devam edebiliriz…
Bakın; parlamentoya aday olan çocuklarımızın önceliğinde tatillerin artırılması vardır…
“Haftalık tatil 3 güne çıkarılsın, Perşembe günleri de çalışma saatleri azaltılsın” diyorlar…
Onlar, bizlerin aynasıdır…
Gördüklerini, duyduklarını hafızalarına yerleştirerek büyüyorlar…
Hayırlı Cumalar…