Kıbrıs bir turizm ve ticaret adasıdır… Güney Kıbrıs, bir milyon nüfusa ilaveten 4 milyona yakın turist ağırlıyor…
Kıbrıs’ın kuzeyinde nüfusun ne olduğunu bilen yok…
Turist sayısını da bilen yok…
İstatistiklerde sadece adaya giriş yapan yolcu sayısı belirtiliyor…
Bunların içinde işçiler, kaçaklar, öğrenciler, öğrenci yakınları da var…
Yine de toplam sayı bir milyon civarında…
Turizm konusunda iki tarafın avantajlarına ve risklerine bakmakta fayda vardır…
Güneyin avantajları: Larnaka ve Baf Havaalanlarına Avrupa’dan ulaşım imkanı hem fazla hem kuzeye gelişlerden daha ucuz…
Güneyde otellerin en önemli girdilerinden olan et, balık, hatta birçok sebzenin fiyatı kuzeyden daha ucuz…
Tatile çıkan Avrupalı bir turistin günlük şarap tüketimi bir litrenin üzerindedir ve güneydeki şarap fiyatları kuzeyin altındadır…
Nasıl rekabet edilecek?..
Bir de kuzeye bakalım:
Adanın kuzeyine ulaşım hem pahalı, hem de çok kısıtlı ve zordur…
Adanın kuzeyinde et, alkollü içecek sebze ve meyve fiyatları güneyin üzerindedir…
Bunlara ilaveten, döviz kuru son iki ayda yerinde sayarken, TL harcamalarında ciddi artışların meydana gelmesi kuzeydeki turizmciler için korkulu bir rüya oldu…
Otel müşterilerinin ezici bir çoğunluğu Türk vatandaşları olduğuna göre; asgari ücret başta olmak üzere maliyetlerin sürekli artması, vizesiz gidilebilen Yunan adalarıyla rekabeti zorlaştırmaktadır…
Kuzeydeki otellerin en büyük önceliği olan casino’ların durumuna bakalım…
Güney Kıbrıs’ın Limasol kentinde dev bir tesis ve casino açıldı…
Türk turistlerin vizesiz giriş yapabildiği bazı Yunan adalarında casino vardır…
Özetle, casino avantajı da artık eski düzeyde değildir…
Şimdi oturup düşünmekte fayda vardır…
Narenciye dalında kaldı…
Patates üretimi geriledi…
En büyük kuruluşumuz Koop-Süt yüz milyonluk borç altında…
Et fiyatları tavan yaparken, hayvancı sokakta hak arayışında…
Yüzde 100 enflasyonla dünya lideri olan KKTC’de maliyetlerin yükselmesi, ufak çaptaki üretimi sonlandırma noktasına getirdi…
Turizmin geleceği açısından kimse umutlanmıyor…
Bu durum özetle kaos değilse nedir?..
Hasan Nuri 3 Hafta Önce
Sayın Sakar , KKTC öncesi KTFD ile tavan yapan ihracatımız Turizmimiz ile ikiye katlanan milli gelirimiz vatan millet Sakarya nutukları atan Şahinlerimizi rahatsız etmiş olmalıdır ki Avrupa’ya İngiltere’ye olan muazzam ihracatımız Ürünlerimizi Saray önünde yakarız da KKTCden vaz geçmeyiz çığlıkları halen Kulaklarımızı çınlatıyor ! Bugün Saray önünde Yakılabilecek Yerle bir ettiğimiz Ürünlerimiz ve İhracatımız mı kaldı yani ? Yılların Kötü Siyaseti be yönetimi neticesi güzelim Ülkemizi getirdiğimiz nokta içler acısıdır ! Her geçen gün daha da kötüye giden KKTCnin sorma gir Hani bir ülke olduğunu bilmeyen mi kaldı ? Güvensizliğin ve Suçların yukardan aşağıya tavan yaptığı küçücük Ülkemizde bilinmeyen bir milyon insan az değilmidir yani varsın 3 milyon 5 milyona varalım kimin umurunda ? Yüce meclisimiz var olsun Ülkemize sokacak YOLCU mu bulamayacağız ‘! Alt yası olmayan Plansız programsız betonlaşan Elektriği Suyu yetersiz Pahalılığın tavan yaptığı Kirletilmiş Ülkemize varsın TURİST değil de Afrika’dan Pakistan’dan YOLCU gelsin kimin umurunda ki ?
Öz 3 Hafta Önce
İşte bu ülkeyi vatan, insanlarını yurttaş, olarak gören herkesin, sorması gereken soru? ‘NEREYE GİDİYORUZ?’ Bizans’ın son yeri Kostantinopolis düşerken, tartışılan konu meleklerin cinsiyeti gibi, biz de eşit egemenliği, muhtar, sünnet, düğün, ziyaretlerini, sadece masraftan başka işe yaramayan, yurtdışı seyahatlerini, konuşuyoruz. Medarı iftiharımız üniversitelerimiz, yüz karamız olmuş. Terfiler ehliyete değil, sahtekarlığa bağlanmış, hayvancılar sokağa inmiş, milyonlarca dolar yatırım yapıp, turizm tesisi açanların, analarından emdiği süt, burnundan getirilmiş, nereye el atılmışsa, berbat edilmiş, yurttaş seçtiklerinden, bin kere pişman olmuş bir ülkede, nereye gidiyoruz farkında mısınız? Gidişat kötü. Gidin artık. Gidin ki, görüşme yapmak için seçilenler, K/Türklerin refahı, mutluluğu, geleceği için görüşebilsinler. Ticareti, sanayiyi, eğitimi, sağlığı, hayvancılığı, turizmi, çevreyi, çağdaş ülkeler seviyesine, çıkarmak için, çaba sarf edebilsinler. Egemen devleti de, federasyonu da dondurun ve hiç konuşmayın. Bu ülke nasıl kalkınacak, bize kimler nasıl yardım edecek, sadece, onları konuşun. Elektrik üretimini, su yönetimini konuşun. Ulaşımı, yatırımları, çevre korunmasını, trafiği konuşun. İşbirliğini konuşun. Maraşı, limanları, havaalanlarını konuşun. Kriminal olayları, insan kaçakçılığını, asayişi, sınır güvenliğini, konuşun. Kuzeyi ile, güneyi ile nasıl kalkınabiliriz onları konuşun. Ortak yatırımları konuşun. Unutulmamalıdır ki AB özünde insan onuru ve ekonomik birlikteliktir. Bize de gerekli olan bunlardır.